Hafta sonu Milliyetçi Hareket Partisi’nin (MHP) Aydın İl kongresi vardı. Salona yerleştirilen sandalyeler tıklım tıklım doluydu. En ön sıraya AK Parti Aydın Milletvekili, TBMM KİT Komisyonu Başkanı Mustafa Savaş, AK Parti Aydın Milletvekili Seda Sarıbaş, AK Parti Aydın İl Başkanı Gökhan Ökten, Ülkü Ocakları Aydın İl Başkanı Hakan Karakuş, Cumhur İttifakı belediye başkanları, komşu illerden gelen misafir ülkücüler oturmuştu.

Kimler var kimler yok diye şöyle bir göz gezdirdim. MHP Aydın eski milletvekilleri Ali Uzunırmak ve Deniz Depboylu, MHP’nin önceki dönem il başkanları, Mehmet Uysal hariç olmak üzere ilçe başkanları ile partinin emektarları yoktu.

Divan kurulu başkanlığına Ankara Milletvekili ve MHP Genel Başkan Yardımcısı Yaşar Yıldırım seçildi. Yıldırım’ın konuşmasının merkezinde genel siyaset vardı.

MHP Aydın İl Başkanlığı görevine atandığı tarihten bugüne kadar, genel merkezin talimatları doğrultusunda ve teşkilat disiplini içinde çalışmaları sürdürdüklerini ifade eden MHP Aydın İl Başkanı Haluk Alıcık; "Genel Başkanımızın ve sizlerin yol arkadaşı olmaktan, sizin gibi dava arkadaşlarımın il başkanı olmaktan ve bilge bir genel başkanımıza sahip olmaktan Allah'a yüz bin kere şükrediyorum” diyerek hamaset yaptı.

Aydın’ın biriken sorunlarına parmak basmadı. Yerel seçimlere yaklaşık 6 aylık bir süre kalmasına, siyasi partilerin seçimlerde izleyecekleri yollar yavaş yavaş belli olmaya başlamasına rağmen yerel seçimlere yönelik tek kelime etmedi. Hedefe ulaşmak, ona yönelmekle başlar. Buna rağmen Alıcık, ülkücülerin önüne yönlenecek hedef koymadı. El sıkmanın, kapı çalmanın oya tahvil olmadığı yaşadığı tecrübe ile sabitken “Sıkmadık el, çalmadık kapı bırakmadım” dedi.

Başkan Alıcık, Ekim 2020’de gerçekleşen Aydın İl Kongresinde de benzer konuşma yapmış, o tarihte “Aydın için yeni şeyler söylemek lazım cancağızım!” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. “Başkan Alıcık MHP'nin emektar ve çalışkan ismi ama kapı çalmakla, el sıkmakla bu dağınıklık toplanmaz. Toplanmaz ise, MHP 2007’deki gücüne kavuşmaz. Herkesin elini sıkarak başarı gelseydi, merhum Hasan Celal Güzel’in partisi iktidar olurdu” uyarısında bulundum. Dostça yaptığım uyarılardan bir sonuç çıkarılmadığını, bir arpa boyu yol alınamadığını üzülerek gördüm.

Oysa…

Haluk Alıcık, MHP’de ve Aydın siyasetinde her geçen gün reytingi yükselen bir isim. İl genelinde tanınan biri. Ülkücü camiada seviliyor, halkta karşılığı var… Belediye başkanlığı döneminde sadece Nazilli’de değil tüm Aydın’da isminden söz ettirmeyi başarmış. Bunu laf olsun diye söylemiyorum. Geçtiğimiz günlerde Çine’nin Kavşıt Yaylasına gittim. Oradaki caminin yapımında katkı sağlamış. Halkın “Haluk bey nereye aday olursa olsun oy veririz” dediklerine şahit oldum.

İl başkanının bu güzel meziyetlerine rağmen, halk MHP’ye oy vermiyorsa mutlaka vardır bir nedeni…

Mesela...

Halkta karşılığı olmayan, peşinden 20 kişi getiremeyecek kişileri milletvekili, belediye başkanı adayı yaparsanız, halk niye oy versin?

İlçe başkanını arayıp, “Belediye başkanını eleştirme, onunla işimiz oluyor” diyen, siyaseti menfaati için yapan birine halk niçin oy versin?

Genel merkeze yakın, halka uzak duran adaylara neden oy versin?

Ah şu genel merkez yöneticileri, koltuk sahipleri, milletvekili, belediye başkanı, il başkanı vs her kim olursa olsun kafasını bir kumdan çıkarıp sokağa çıksa ne güzel olacak memleket…

Bu arada MHP’li Alıcık’a acizane tavsiyem, önce yönetiminizle sonra partiliyle bütünleşin. Aydın’da Genel Başkanı’nı temsil eden en üst makamındaysanız, yüzünüzü basın mensuplarına dönün. Sizi basın mensupları değil, siz basın mensuplarını, siyaseti iyi okuyanları dinleyin. Dinleyin ki; 2007’de 3 milletvekili gönderen MHP’nin şimdi sıfır çekmesinin nedenlerini, halkın partinizi, adaylarınızı nasıl gördüğünü öğrenin.

E, ne diyelim…

Zaman çabuk geçiyor.

Yerel seçimlere 6 ay gibi bir zaman kaldı.

“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar…” ama biz yine doğruyu yazmaya, söylemeye devam edelim:

Yereli yok sayıp genel merkez siyasetiyle aday olunabilir ama seçim kazanılamayacağını artık görün.

YAZAR NOTU:

Aradan 3 yıl geçmesine rağmen hala güncelliğini koruyan “Aydın için yeni şeyler söylemek lazım cancağızım!” başlıklı yazım için lütfen tıklayınız.