
Servet TÖZ
Bağımsız yargıya indirilmiş ağır bir darbe
Adalet mülkün temeli derler. Peki ya o temel çürürse? Ya da o temelin başındaki yargıçlar, kamu vicdanında soru işaretleriyle anılan isimlerle yurt dışında keyif çatıyorsa? İşte Bayram tatilinde, bu soruları sormamıza neden olacak çok önemli bir gelişme yaşandı.
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu hakkında bugüne kadar ortaya atılan yolsuzluk iddiaları hiç de azımsanacak gibi değil. İhaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat, görevi kötüye kullanma, evrakta sahtecilik… Daha ne olsun? Üstelik bu dosyaların 16 tanesi hakkında Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı'nda dava açılmış ve yargı süreci başlamış durumda.
Ancak bu durum, ne yazık ki tek başına çarpıcı değil. Şimdi gözlerimizi kısarak bakmamız gereken başka bir sahne var karşımızda: Denge gazetesinde yer alan bir habere göre, Aydın Adliyesi’nde görevli bir hâkim, eşi Söke Belediye Başkanı Mustafa İberya Arıkan, hakkında evrakta sahtecilik suçlaması bulunan Aydın Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ertuğrul Yamen ve Özlem Çerçioğlu ile birlikte, yurt dışında bayram tatiline çıkıyor. Evet, yanlış duymadınız: Bir hâkim, adaletin terazisini sağlıklı tutması gereken bir yargı mensubu, suç dosyalarıyla anılan siyasetçilerin yurtdışı organizasyonunda yer alıyor.
Bu nasıl bir çürümüşlük? Bir yargıç, görev yaptığı adliyede 16 yolsuzluk dosyasından yargılanan ve suçlamalarla boğuşan bir belediye başkanıyla; kamu kaynaklarını yediği iddia edilen, sahte evrak düzenleyen, mal varlığının kaynağını açıklayamayan, teknesinin değeriyle bile haber olan bir bürokratla nasıl aynı masada oturur? Nasıl aynı uçakta, aynı programda yer alır? Hangi vicdan, hangi tarafsızlık duygusu bu tabloya izin verir?
TARAFSIZLIK İLKESİ NE OLDU?
Adaletin tarafsız ve bağımsız olduğuna inanmamız için daha kaç maske düşmeli? Bu tür ilişkiler, yargının tarafsızlığına sadece bir gölge düşürmekle kalmaz, karanlık bir örtüyle her şeyin üstünü örter. Adaletin kutsallığı ayaklar altına alınırken, halk sadece izlemekle yetiniyor.
Üstelik burada yalnızca bir “görünüm” meselesi yok. Bu bir algı yönetimi değil, doğrudan güven meselesidir. Yargı mensubu bir hâkimin, görev yaptığı ilin belediyesindeki yolsuzluk dosyalarının tam merkezindeki isimlerle birlikte tatile çıkması, "bağımsız yargı" ilkesine indirilmiş ağır bir darbedir.
SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ
Ve yetkililere sesleniyorum:
Bu ilişki ağı derhal incelenmeli, Hâkimler ve Savcılar Kurulu devreye girmelidir. Aksi takdirde, kamuoyu bu tabloyu sadece “etik dışı” değil, “adalet dışı” olarak niteleyecektir. Unutmayın, halk, adaleti yalnızca duruşma salonlarında değil, yaşamın her anında görmek ister. Ve bu tabloda gördüğü şey ne adalettir, ne vicdan, ne de tarafsızlıktır.
Selam ve saygıyla.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.