Dürüst siyasetin başı ahlaklı siyasettir

Dürüst siyasetin temeli ahlaklı siyasettir.
Ahlakı dışlayan ya da kendi çıkarına göre ahlak tanımı yapan siyaset, ahlaksızlığın kapısını aralar.
Bu kapıdan kimlerin gireceği belli olmaz; önüne yasalar da geçemez. Yasaların yetersiz ve etkisiz kaldığı bir toplumda geleceğe güvenle bakılamaz.

Ahlak kuralları, bireyleri toplum içinde "ayıpsız ve onurlu yaşamaya" zorlayan güçlü bir denetleyicidir.
Ahlakın her toplumda en yüce değer olarak görülmesi, o toplumun temel değer yargısı olmalıdır.

Peki, ahlak nedir?
Ahlak, örf, adet, gelenek ve göreneklerin oluşturduğu kurallar bütünüdür. Bu kurallar, bireylerin toplumsal ilişkilerini düzenlemeyi amaçlar.
Ahlaklı olmayan bireyler, yaptıkları davranışların doğru ya da yanlış olduğuna dair değerlendirmeyi iyi düşünmelidir.

Yöneten de yönetilen de bu sorumluluklardan muaf değildir.
Geçmişte, ahlak kurallarının çiğnenmesi, hukuk kurallarının çiğnenmesinden daha ağır biçimde cezalandırılmıştır.

Değerli okurlar, yukarıda kısaca bahsettiğim gibi, ahlak kuralları hem bireyler hem de yöneticiler için son derece önemlidir.
Ahlaklı olmayan bireyler önünü göremez; çıkarcı, kibirli ve ihtiraslı olurlar. Bu özelliklerin tıbbi tedavisi de yoktur.

Ahlak, hayırseverliği, cömertliği, doğruyu söylemeyi, dürüst davranmayı öğütler.
Yalanı, hasedi, israfı, gıybeti, kini, garezi, hırsızlığı, rüşveti, talanı ve tüm erdemsiz davranışları ise reddeder.

Ahlaklı yöneticiler, toplumlarını analiz etmeli, halkın sorunlarını yakından bilmeli ve bu sorunlara çözüm üretmelidir.

Ülkemizde minibüs parası olmadığı için kilometrelerce yürüyen yaşlı insanlar var.
Cebinde simit alacak parası olmayan, evlatlarına harçlık veremediği için üzülen nice anne babalar var.
Açlık ve yoksulluk sınırında yaşam mücadelesi veren işsizler, emekliler, dullar, yetimler tanıyorum.
Akşamları pazarlarda yere atılan sebze-meyveyi toplamak için dolaşan anneler görüyorum.
Evine ekmek götüremediği için intihar eden insanlar olduğunu okuyorum.
Geçim sıkıntısından dağılan aileleri biliyorum.
Sokaklarda yaşayan, sokaklarda ölen insanlar var…

Ama bu ülkede bir yanda da bir eli yağda, bir eli balda yaşayanlar var.
Vurguncular, soyguncular gibi…

Ve sonra dönüp emekliye, dula, yetime yeni yılda %5 zam veriliyor.
Her türlü imkan lale devri yaşayanlara sunulurken, halk açlık ve sefalete mahkûm ediliyor.
Dinden, imandan, haramdan söz ediliyor...
Ama buna da “ahlak” ve “adalet” deniliyor…

Atalarımız boşuna dememiş: “Tok, açın halinden anlamaz.”
Gerçekten de anlamıyor.
Çünkü onlar ne bilir ahlakı, vicdanı, yoksulluğu...
Yoksulun halini sadece türkülerde duymuşlardır, belki de sadece seçim meydanlarında “garip gureba, fakir fukara” diyebilmek için.

Yöneticiler, yönettikleri toplumun ihtiyaçlarını iyi bilmeli ve ona göre hareket etmelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum