Kemal BENLİ
Türkiye hükümran bir devlettir
Ülke olarak yitirdiğimiz değerlerimizi yazıyordum.
Ankara Kedisi ya da Angora Kedisi
Son 60 yılda sadece Ankara Tiftik keçimizi yitirmedik. Anadolu’ ya özgü, çok değerlerimizi de yitirdik. Sadece Ankara’da yetişen Ankara Kedimiz vardı. Beyazdan tekire, çeşitli tonlarda uzun tüylü, gözleri farklı renklerde olabilen safkan bir kedi ırkıdır. En belirgin özelliği, tüylerinin uzun olmasıdır.
Anavatanı Ankara olan bu safkan kedimize sahip çıkamadık ve koruyamadık.17 yüzyılda Avrupa’ ya götürülen Ankara Kedisi, Avrupa’ da zenginlerin ve soyluların evlerinin en önemli süsü haline gelmişti.
Kaldı ki, bunların aynı zamanda ekonomik değerleri de vardır.
Bize ait olan bir şeyin sadece ekonomik değerinin olması gerekmez. O, bize ait olduğu, adeta bizim bir parçamız olduğu ve bizimle özdeşleştiği için değerlidir.
Ankara Tavşanı ya da Angora Tavşanı
Ankara tiftik keçisi gibi, tüyleri dokumacılıkta çok aranan ve kullanılan uzun, ince ve ipeksi yumuşaklıkta, sadece Ankara’ ya özgü, safkan bir tavşandır. Tüyleri, Ankara Tiftik keçisinin tüyleri gibi statik/ durgun elektriği tutmama, boşaltma özelliği vardır. Bu özelliğinden dolayı, uzay giysilerinin yapımında kullanılmaktadır.
Güzel görünümü, ipeksi yumuşaklığı ve ince lifli oluşu nedeniyle şapka, etol, kaşkol gibi bayan aksesuar ve giysilerinin yapımında kullanılır.
Ankara Armudu
İç Anadolu Bölgemizde, özellikle Ankara civarında yetişen, yöreye özgü, düzgün piramit biçimli, bir yanı kırmızı, öteki yerleri sarımsı yeşil renkli, bol sulu, kışlık bir armut türüdür. Kışa dayanıklı olması nedeniyle saklaması kolaydır.
Sivas Kangal köpeği
Sadece Sivas yöresinde özellikle Sivas’ın Kangal ilçesinde yetiştiği için bu adla bilinmektedir. Anadolu’da koyun çobanlarının koyunları kurtlara karşı koruyan vazgeçilmez yardımcılarıdır. Boyu, dört ayağı üstünde, yerden 120 Cm, iki arka ayakları üstüne, 180- 200 Cm. kadardır. Çok zeki, eğitilebilir, hisli, çok güçlü ve kuvvetli, cesurdur. Bir Kangal köpeği aynı anda iki- üç kurt ile boğuşup yenebilir. Soğuk iklime alışıktır, sıcak iklimlere dayanamaz. Çoban köpeği olduğundan sürü ile birlikte serbestçe dolaşması gerekir.
Sivas Kangal Balıkları
Egzama ve sedef gibi cilt hastalıklarını tedavi ettiği bilinen ve sadece Sivas’ın Kangal ilçesinde yaşayan, küçük bir balık türüdür.
Sedef ve egzama hastalarının cildinde oluşan pul ve döküntüleri yiyerek yok ettiği bilinmektedir.
Datça Bademi / Diş Bademi:
Gözenekli, süngerimsi ve parmakla bile kolayca kırılabilen dış kabuğu nedeniyle kolayca tanınabilen bir badem türüdür. Ülkemizde “ Diş Bademi “ olarak da bilinen, Muğla ve civarına özgü, özellikle Datça ilçesinde yetişen bu bademi şimdi ABD’ den “ Kalifornia Bademi “ adı ile ithal ediyoruz.
Denizli Horozu
Dünya’ da sadece Denizli’ de yetişen, başka hiçbir horoz ırkında olmayan, kendisine has, 30 saniye kadar süren uzun ötüşü ile ünlü bir horozdur. Denizlili duyarlı yurttaşlar tarafından koruma altına alınmıştır.
Yitirdiğimiz değerlerin hepsini burada yazmakla bitiremeyiz. Önemli gördüklerimizden bazılarını yazmaya çalıştım.
Anadolu Toprakları, Asya, Avrupa ve Afrika Kıtalarını birbirine bağlayan bir köprü niteliğinde ve göç yolları üzerinde olduğundan, Anadolu Toprakları üzerinden yapılan göçler sırasında bir süre konaklayan toplumlar, beraberinde getirdikleri bitki ve hayvan tür ve ırklarından çok çeşitli örnekler bırakmışlardır. Bu hayvan ve bitki tür ve ırkları, zamanla hem Anadolu’ da önceden var olan hem de birbiri ile karışarak Anadolu’nun ısı, yağış ve hastalıklar gibi çevre hava koşullarına uyum sağlamış olan çok çeşitli hayvan ( Fauna ) ve bitki ( Flora ) türleri için “ Anavatan “ durumundadır. Birçok hayvan ve bitki türü, Anadolu için “ Endemik “ haline gelmiştir.
Kardelen:
Ülkemizde sadece Toros Dağlarında yetişen ve endemik bir tür olan Kardelen çiçek soğanları, dağcı, turist ,doğa yürüyüşçüsü görünümlü yabancı kişilerce kazılarak yurdışına kaçırılmaktadır. Yüzlerce Kg. Kardelen Çiçek soğanlarının yurtdışına kaçırılırken yakalandığını basından duymaktayız.
Ters Lale :
Doğu Anadolu ‘ da yetişen Ters Lale soğanları da yurtdışına kaçırılmaktadır.
Lale :
Kendisine özgü şekil ve rengi, narin ve saydam taç yaprakları ile görenleri hayran bırakan lale, 17. yy.da Hollandalı diplomatlar, tüccar ve gezginlerce Avrupa ülkelerine kaçırılmıştır. Lale, bugün Avrupalı zenginlerin evlerini, sofralarını, şehirlerin park ve bahçelerini süslemektedir. Biz Türklerde ne yazık ki, sofraya çiçek koyma kültürü yoktur. Oysa ki, basit bir sofra da olsa, konacak bir çiçek ve yakılacak bir mum bile, o sofraya bir ahenk katıyor, iştah ve iç açıcı bir ortam ve hava oluşmasına neden oluyor.
Her ne kadar AB ülkelerinde sınırlar fiili olarak kalkmış olsa da, siyasi sınırlar halen varlığını korumaktadır. Gidenler ve görenler mutlaka hatırlarlar. Rengârenk halı görünümündeki lale tarlaları, Hollanda’ya geldiğinizi gösterir.
Avrupalılar, kaçırdıkları laleleri çaprazlama melezleyerek çok çeşitli lale ırkları üretmişlerdir.
Biz, zamanında sahip çıkamadığımız ve koruyamadığımız hayvan ve bitki türlerimizi, yüksek bedeller ödeyerek ithal etmek zorunda kalıyoruz. Üstelik ithal ettiğimiz tohumlar hibrit, yani kısır. Ekildikten sonra oluşan tohumu ekseniz bile, verim alamazsınız. Çünkü kısırdır.
Yeterli ve gerekli şekilde kontrol ve takip edilemediği için, daha hangi değerlerimizin, hangi hayvan ve bitki türlerimizin ülke dışına kaçırıldığını ve hangilerinin soylarının tükendiğini ve tükenmekte olduğunu tam olarak bilemiyoruz.
Bu Dünya yasalarında ve doğada “ Acıma “ Diye bir şey yoktur. Bir yerde iki birey varsa, güçlü olan, zayıf olan üzerinde üstünlük kurmaya ve her fırsatta ötekini ezmeye çalışır, kendi isteklerine uyulmasını, yiyecek ve içeceğin çoğuna sahip olmak ister. İnsanlar ve ülkeler arasında da durum böyledir.
Güçlü ülke, zayıf ve güçsüz ülkelerin kendisine bağımlı olmasını, yer üstü ve yer altı tüm kaynaklarına sahip olmak ister.
Bu amaçla, güçsüz ülkenin sahip olduğu kaynakları ele geçirmek; ele geçiremiyorsa kurutmak ve atıl duruma getirmek ister. Bu amaçla çeşitli çalışma usul ve esasları belirlemişlerdir.
Hedef ülkede, kendi yandaşlarını ve kendileri için çalışmaya uygun olan kişileri belirlerler.
Bu kişilere dostça ve iyi ilişkiler kurarak yaklaşırlar.
Bu kişileri eğitirler, güven verirler, finansa ederler.
Seçilmelerini ve iktidara gelmelerini sağlarlar.
Önce ülkenin tüm iletişim ve haber alma kaynaklarını ele geçirirler.
Kendilerinin üstün kişiler oldukları, hedef ülke toplumunun düşük zekâlı ve aptal oldukları, ülkenin yaşanmaz bir ülke olduğu yönünde psikolojik propaganda yaparak bireylerin moralini bozarlar.
Para kazanmak için, ağır iş koşullarında çalışmaya gerek olmadığına, para kazanmanın ve yaşamanın daha kolay yol ve yöntemlerinin olduğuna inandırmak ve çalışarak üretmekten caydırmak.
TV’de, Kim Milyoner Olmak İster , Ben Bilmem Eşim Bilir , Çarkıfelek ,Kelime oyunları gibi yarışma programları düzenleyerek ,bireyler arasındaki dostluk ve arkadaşlık ilişkilerini zayıflatmak ve ortadan kaldırmak.
TV’lerde, gerçeklerden çok uzak, gerçeklerle asla ilgisi olmayan programlar yayınlayarak, geleneksel
Türk Örf ve Adetlerini Milli Piyango, On Numara, Sayısal Loto vb. şans oyunları düzenleyerek, insanları çalışmaktan uzaklaştırarak kolay para kazanmaya özendirmek.
Mamul madde ve hizmet üretiminde kullanılan enerji ve hammadde, işgücü fiyatlarını aşırı derecede artırarak girdi maliyetleri yükselterek üretimi engellemek.
Şunu asla unutmamak gerekir. Dünya’da hiç bir olay ve olgu, nedensiz ve amaçsız gerçekleşmemektedir. Çağımız bilim ve bilgi, teknoloji çağıdır. Özellikle de bugünlerde gerçekleşen olayların büyük çoğunluğu kendiliğinden oluşan doğal olaylar olmayıp insan eli ile yapay olarak oluşturulan olaylardır.
Bilimin ve teknolojinin öneminin farkına varmış ülkeler sürekli arayış içerisinedir. AR- GE ( Araştırma -Geliştirme ) çalışmaları sonunda elde ettikleri teknik bilgileri ve bilimsel verileri, kendi çıkarlarını koruyacak ve başka ülkelerin çıkarlarını zarara uğratacak şekilde kullanmaktadırlar.
Duyarlı, bilinçli, bilgili, ilgili ve sorumlu yurttaşlar olarak, olanlarla, olacaklarla ve ileride başımıza gelmesi muhtemel kötü olaylarla ilgilenelim, bilgilenelim.
Yazım sürecek. Saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.