Servet TÖZ
Siyaset simsarları
14 Mayıs Pazar günü hem cumhurbaşkanını hem de milletvekillerini seçeceğiz. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partilerden ziyade ittifakların yarışacak olması nedeniyle, partilerin ittifak görüşmeleri hız kazandı. Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce'nin ardından dördüncü Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan oldu.
Bazıları kazanmak, bazıları kaybettirmek, bazıları da seçim sonrası hesaplar için aday olduğu halde herkes “kazanacağım” diyor. Bu nedenle her ittifak kendilerinin kazanacağını, rakiplerinin ise kaybedeceğini öncelikle taraftarlarına inandırma gayreti içinde girdiler. Bu amaçla trol ordusu harekete geçti. Sosyal medyaya bakılırsa seçimin sonucu şimdiden belli!
Muhalefet partilerinden güçlendirilmiş parlamenter sistem söylemi dışında bugüne kadar ciddi bir söylem işitmedik. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı üzerinden seçim kazanacaklarını düşünüyorlar.
AK Parti 20 yıllık iktidarı döneminde yapılan hatalar, Türkiye’de baş gösteren ekonomik krizler, deprem ve sel felaketi ölümlerin yanında gelen ekonomik çöküntü gibi olumsuzluklara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim yarışına girmiştir. 20 yılık iktidarın ardından hala favori olması Erdoğan’ın siyasi başarısıdır.
Ülkede güçlü bir muhalefet yoksa o ülkede hükümetin de çalışması zorlaşır. Hükümette kriz olursa halk muhalefeti iktidara getirir. Muhalefet alternatif olmak zorundadır. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in dediği gibi, “Bu hükümet gitsin de yerine yeni bir hükümet gelsin diyebilecek muhalefet lazım.” Halkın size iktidara getirecek oranda neden oy vermediğini sorgulamazsanız, her seçim sonunda “Adam kazandı” demek zorunda kalırsınız.
Evet devleti yönetecek olan cumhurbaşkanı önemlidir ama iktidarıyla muhalefetiyle TBMM ne kadar kaliteli, yetkin milletvekillerinden oluşursa iyi bir yönetim ortaya çıkar. Milletvekillerinin çoğunluğu vasıfsız, yetersiz, yalaka, dalkavuk olursa bunun cezasını devlet ve halk çeker.
Partilerde aday adaylığı süreci bitti. Bir süre sonra da adaylar kesinleşecek. Aydın’da AK Parti ve İYİ Parti’de aday adayı enflasyonu yaşanırken, CHP ve MHP’de ise durgunluk gözleniyor.
AK Parti 50 başvuru ile birinci olurken, onu 34 başvuru ile İYİ Parti izledi. MHP 28 başvuru ile üçüncü, CHP 26 başvuru ile dördüncü parti oldu. Genel başkan Kemal Kılıçdaoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı gösteren partiye ilginin bu seviyede olması düşündürücüdür.
Bize göre bunun nedeni AK Parti ve İYİ Parti’nin adaylarını temayül yoklaması ile; CHP ve MHP’nin ise merkez yoklaması yöntemiyle belirleyecek olmasıdır. Parti içinde demokratik kuralları uygulanmaması, “Demokratik parlamenter sistem” vaadine gölge düşürmektedir. Zira kendi içinde demokrasiyi sindirememiş CHP'nin ülkeye demokrasi vaadi trajikomiktir.
Partiler gerçek anlamda halkta karşılığı olan isimler yerine, kendini iyi pazarlayan kişilere listelerinde yer verirse, Meclis kötü siyaset simsarlarının eline geçer. Kaldı ki onlar milletin değil, kendilerini seçenin vekili olur. Partiler buna dikkat etmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.