Metin AKOĞLU
Prigojin suikastı gölgesinde BRICS zirvesi!
ABD hegemonyasına karşı yeni bir uluslararası düzen oluşturmak için güçlerini birleştirerek bir araya gelen Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti, BRICS adıyla “ekonomik birlik” oluşturmuşlardı.
Her yıl rutin olarak bir ülkede toplanan birlik üyesi ülkeler, bu yıl da 22-24 Ağustos günlerinde Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Başkenti Johannesburg’da yapılan zirvede bir araya geldiler.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD’nin kurduğu Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin hakkında yakalama kararı vermesi nedeniyle zirveye, olası bir komplikasyona karşı video konferans yoluyla katılarak yapmış olduğu konuşmada şunları söyledi:
“Salgının etkilerini hafifletmek için bazı ülkelerin sorumsuzca büyük ölçekli para basmasından kaynaklanan, özel ve kamu borçlarının birikmesine yol açan önemli enflasyonist baskının üstesinden gelinmesi gerekmektedir.
Kaynak kıtlığı, artan eşitsizlik, yükselen işsizlik ve küresel ekonomideki diğer kronik sorunların ağırlaşması, bunun doğrudan sonuçlarıdır. Gıda, temel tarım ürünleri ve mahsul fiyatları artıyor ve bundan en çok kırılgan ve yoksul ülkeler zarar görmektedir.”
Daha da önemlisi, bu zorluklara rağmen BRICS ülkeleri iş birliklerini arttırdı. Ekonomik büyüme ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için ortak çalışmalarımız somut, elle tutulur sonuçlar getiriyor. Giderek daha fazla sayıda yeni altyapı ve yatırım projesi başlatılıyor, karşılıklı ticaret artıyor, sektörel temaslar genişliyor.
Önemli olan iş birliğimizin eşitlik, ortak desteği ve birbirimizin çıkarlarına saygı ilkelerine dayanmasıdır. Birliğimizin ileriye dönük stratejik rotasının özünde de bu yatmaktadır ve bu rota, küresel çoğunluk olarak adlandırılan dünya toplumunun büyük bir kısmının isteklerini yansıtmaktadır.”
İçişlerine müdahale etmeden, hangi din, inanç ve mezhepten olduğunu sorgulamadan, gelişmeyi ön planda tutan ve yoksul ve ezilen ülkelerin ayağa kaldırılması ile birlikte insan ve insanlığın hukukunu koruyacak bir nizamın kurulması hedeflenen birlikte, bu sene önemli kararlar alınabileceği öngörülüyordu
ŞİÖ’nün geçen yıl gerçekleşen Semerkant zirvesindeki genişlemenin, hormonlu bir büyüme olmadığını ve bunun, burada da kendini göstermesi bekleniyordu.
Nitekim, öyle de oldu.
Johannesburg’daki zirvede alınan kararla, 1 Ocak 2024’den itibaren Arjantin, Etiyopya, İran, Mısır, S. Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), BRICS’in yeni üyeleri oldular.
Artık BRICS, 11 üyeli ekonomik bir güç oldu. AB’liyi gibi siyasi bir güç olması için bir engel bulunmamaktadır.
Dünya nüfusunun yarıdan fazlası buradadır.
İslam Aleminin düşman kardeşleri, birliğin içine tereddüt etmeden daldılar ve sorunları, sorun olmaktan çıkarıp tertemiz bir şekilde yeni dünya düzenindeki yerlerini almak için iradelerini dünyaya duyurdular.
Mısır, S. Arabistan ve İran’ı yan yana düşünebiliyor musunuz?
Petrol ve İsrail için İngiltere ve Amerika’nın düşmanlaştırdığı İslam Aleminin guliverleri, nihayet barıştılar.
Yemen’de ve Libya’da başlayan yumuşama, Suriye’de de görülüyor.
Arap Birliği yeniden Suriye’yi bağrına bastı.
Stratejik Derinlik’likçilerle birlikte Suriye’nin yıkım projesinde yer alan Umman, BAE ve S. Arabistan taraf değiştirerek Suriye’nin yanında saf tutabildiler.
Bu BRICS’in zaferidir. Bu yıl BRICS zirvesine katılan 55 ülke temsilcisinden kaçının, bir sonraki zirvede katılım ortaklığı için podyumdaki yerini alacağını hep birlikte göreceğiz.
Gelecek yıl, Suriye’nin birliğe davet edilmesi sürpriz olmaz.
Bizim iktidar ve muhalefet için Suriye önemli görünmese de onu önemli sayan artık bir Arap birliği var ve Çin ve Rusya’nın başı çektiği BRICS için de önemli bir devlet haline geldiğine/geleceğine şüphe yoktur.
BRICS büyüyor.
BRİCS’e olan teveccühün, kaynaklarını güvenli ve akıllı kullanma olarak okunmalıdır. Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, Belçika baskısı altında inleyen uluslar için bir şanstır.
Kenyatta’nın, “yıllar önce sömürgeciler kıtamıza geldiler. Bize gözlerimizi kapatmamızı, ellerimizi de açmamızı söylediler. Gözümüzü açtığımızda topraklarımıza çökmüşlerdi. Elde kalan sadece İncil’di” dediğini bilenler bilirler.
“Kunta Kinte’lerin” yaşadığı topraklar yeşeriyor…
Bu yüzyılda susuzluk, açlık ve kıtlıkla terbiye edilme dönemlerinin bittiğini görmek isteyen bir iradenin oluştuğunu görmeliyiz.
ABD baskısıyla Fransa, Ukrayna’ya yeni silah sistemleri gönderdi ve cephede, Rusya’nın canını fena yaktı.
Rusya’da misilleme olarak Wagner eliyle Nijer’de rejimi değiştirerek, Fransız askerleri ve Büyükelçisini ülkeden kovdurdu.
İş bununla bitmiyor.
Konu Mali’ye, Nijerya’ya yansıdı.
Afrika ayakta…
Rusya’nın Wagner eli ile Nijer’de gerçekleştirmiş olduğu yeni oluşum, uyuşturucu bağımlıları gibi Uranyuma ihtiyaç duyan Fransa ve Amerika’yı ürküttüğü kesindir.
Fransa Ukrayna’ya silah verirken bir daha düşünecektir.
Bir dahaki sefer, gemiler dolusu Afrikalı göçmenden, Fransa sahilleri de nasibini alacaktır.
Afrika’nın ayağa kalkması ABD’yi de telaşlandırdı.
Amerikalılar gidişattan mutsuzlar.
Uranyum sarhoşluğu bitiyor.
Önümüzdeki ay yapılacak G20 toplantısının gündemini bilmiyorum ama Afrika’daki gelişmelere yer verilecektir.
Kaybetmekte oldukları Kara Afrika için yeni kazanım projeleri, müjde olarak sunulacaktır.
Soros, Elon Musk, İMF, dünya Bankası ve AB fonları sayesinde uyanışı tersine çevirme projeleri hayata geçirilmenin konuşulacağı zirveye dönüşecektir.
Ama bu sefer işleri zor.
G 20’de temsil edilen BRICS ülke sayısı yediye çıktı.
Son durum budur.
Dünya, Ukrayna ve Afrika üzerinden oynanan oyunları izlerken Nijer, Mali ve Nijerya’daki kaybedilen mevzilerin intikamının alındığı bir olaya sahne oldu.
BRİCS zirvesinin ikinci gününde Wagner’in patronunun uçağının düştüğü/düşürüldüğü haberleri…
Nerede duracağı belli olmayan bilek güreşi devam ediyor.
Wagner’in sorumlusu Prigojin suikastının perde arkasını gelecek hafta paylaşmak üzere…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.