Kör Mehmet siyaseti

Kasabada Rum Niko’nun Türk ve Müslüman geçinen Kör Mehmet adında eli tüfekli bir yanaşması var ki düşman başına.  Niko’nun bahçesine yaklaşan hayvan, insan hepsine tebelleş olur. Kör Mehmet dayağı, kurşunu yemeyen kalmaz. Kasaba içine çıktığında Kör Mehmet, korkudan, adeta bir melek kesilir.                                 

Gâvurun ekmeğini yiyen kılıcını da sallar sesleri yükselir…

Çiftlikte öyle, sokakta böyle derken riyakârlığın adıdır “Kör Mehmet siyaseti”.

İnsanımız üzerinden pandemi ile birlikte ekonomik sıkıntılar buldozer gibi geçti. Mutfakta tava, tencere iktidarı sarsacak anlaşılan. Bir başka hayırsever işadamı SBK Holding Başkanı Sezgin Baran Korkmaz, Avusturya’da kara para aklamaktan tutuklandı. Peker ise; Dubai’den haftalık tefrikalar yapılıyor. Basından okuduğumuza göre; 3-5 maaş alan kişilerden söz ediliyor. İşsizlik had safhada…

Siyasette partiden geçinenler yanında, partiyi taşıyanlar da var. Hayatta olduğu kadar, siyaset sahnesinde dik durmak gibisi yok. Kimi ikili oynamaya çalışır. Birilerinin kuyruğuna takılıp da paçaya ya da eteğe sımsıkı yapışan, çekip çevrilenler, baskılananlar, demokrat geçinenler, nutuk atanlar, attırılanlar, etkili ve yetkililerin, mürekkep yalamışların, ideolog zannettiklerimizin de düştükleri durum hayret verici ve Kör Mehmet riyakârlığında ötesi değil.

 Rahmetli Osman Bölükbaşı’yı anmadan geçemiyoruz. “Dün övdüklerine bugün sövenler, dün sövdüklerini bugün övenler göstermiştir ki, Köpek her avcı ile ava çıkar” dediği anlatılır. Rahmetli Demirel’in dediği gibi “Bize sövenleri kapıya bağlayıp, karşıya sövdürme” taktiği de ilginç şüphesiz…

Artık siyaset, kısır çekişmeler üzerine kurulmuş buradan nemalanan, geçinen bazı kişiler siyasetin odağında olmaya çalışır, Bu çekişmelerin bitmesini istemezler. Kendisinin ve malzemesinin biteceğini bilir. Siyaset ve ilkeler bir kenara atılarak çözüm üretme odaklı olmaktan çıkmıştır.

İspiyoncunun yalanına, İdareci geçinenin düzenbazlığına, bakıp da kişiyi aşından, ekmeğinden etmek, midesinden bağlamak kadar acı bir günah var mı acaba?

Onun için de güzel günler göreceğiz dense de o güzel günler gelmiyor. İşsizlik, hatırı sayılır bir orandadır. Rahmetli Uğur Mumcu’nun vurguladığı gibi, hal böyleyken, kimi güç zehirlenmesi yaşayanlar, kimi güç ekseninde dönen, fırfıriyeler ve pervaneler de güç merkezi değiştikçe kaypaklaşmaktalar…                                                             

Kitlelerde ve partilerde temsil görevi yapmış, seçim kaybetmemiş, oy oranını durmaksızın arttırmış olanların yerine adı, sanı, imi, timi duyulmadıkların, hak etmeyenlerin önerilmesi, önemsenmesi,  ilk sıralarda yer alması, kullanılma kolaylığı gözetilerek yapılıyor. Oysa bu toplumumuz ve yarınlarımız adına üzücü bir tablodur.

Bir yandan da türeyen, belirleyici olanların ön seçimi, taban görüşünü, anket vb. değerlendirmeleri bir yana bırakarak, aleni veya perde gerisinde etkin rol almaları, yeter dedirtircesine ben seni, sen beni adımları, sessiz kalamayanların hain olarak ilan edilmeleri…

Onca değerli üyelerimizin olduğu meclislerimizde, oy kapma teranesi ile koltuğu dikensiz gül bahçesine çevirmek isteyen belirleyicilerin iki dudağı arasında, oturmayı, kalkmayı, yemeyi, içmeyi bilmeyenlerden Yerel ve Millet Meclisine biat eksenli üye seçmenin liyakat adına yetersizliğinin yadsınamaz bir gerçek olduğu da unutulmamalıdır. Kişiliğini makamlarından alanlar, bu makamı kaybetmeme peşine düşerler, o yüzden bu mecrada yenilenme, kan tazeleme gerçekleşemiyor.                                                                        

Eleştirirsin tamam da eleştirdiğin yapının bir o kadar kötü olanı da sen ve senin yanında bulunması ne kadar da acı ve sıkıntı vericidir. Kahrolsun diktatör, tek adam, faşizm derken,  diktatör, tek adam ve faşizanlık adımları da burnunun dibinde ise güzel günler görmek mümkün müdür?

Uğur Mumcu’ anmadan geçemiyoruz.                                                                         

“Gelecek nesilleri değil, gelecek seçimleri düşünen politikacılarımız bu tablonun mimarlarıdır” der.

Demek ki, yürünecek çok yol var daha…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum