Şerif KUTLUDAĞ

Şerif KUTLUDAĞ

Gün Hıdrellez günü

Bugün 5 Mayıs; yarın 6 Mayıs!..

Değerli okurlarım bu geceyi yarına bağlayan gece Hızır ile İlyas’ın buluşacağına inanılır halk arasında.

Güzel Türkçemizin iki ayrı ismi; Hızır ile İlyas’ı bir araya getirip erittiği ve bizlere sevdirdiği bir zaman diliminin ismidir Hıdrellez.

Her şeyden önce yaz mevsiminin başlangıcıdır Hıdrellez; öyle kabul edilir halk takviminde.

Türk Halk Kültüründe yılda iki mevsim vardır; yaz ve kış: ilk ve sonbahar kavramları da yoktur halk takviminde. İlkbahar için ilkyaz, son bahar için de güz ya da güzün kullanılmıştır  çoğu zaman.

Bu temel inanıştan dolayı da Hıdrellez kültürü kuzey yarıkürede Yengeç Dönencesi etrafında yaşayan toprağa bağlı yaşayan toplumlarda varlığını sürdürüp gelmiştir yakın zamana kadar. Kentleşmeyle beraber eski ritüel zenginliği yerini birkaç eğlence olgusuna bırakır olmuştur.

En yaygın inanışa göre, Hızır ve İlyas ikisi fizik olarak gözükmeyen ruh olarak âlemi dolaşan ölümsüz olduğuna inanılan iki ayrı ayrı peygamberdir. İlyas denizlerin Hızır da karaların sorumlusudur. Onun için denizciler İlyas ismini çok severler. Bu iki kardeş yılda bir kere 5/6 mayıs gecesinde buluşurlar ve bir yıllık süreçte olacakları konuşurlarmış.

Halk inanışında Hızır, ev ev de dolaştığına, gerekli hazırlık yapanların evlerine bereket bıraktığı inanışı yaygındır. Onun için bu inanışı benimseyen yörelerde bir gün önceden evler badana yapılır, ciddi bir temizlik yapılır, kaplar su ile doldurulur, un çuvallarının ağızları açık bırakılırdı. Ayrıca çiçek saksılarının diplerine bereket dileğiyle un eleyenler, gül ağaçlarının dallarına dilek ipi bağlayanlar, çocuğu olmayan yeni evlilerden çubuklardan ve bezlerden bebek yapıp gül dibine bırakanlar vb ritüeller sergileyenler olurdu.

1970li yıllarda Nazilli’de yaşarken özellikle annelerimiz başta olmak üzere mahalledeki kadınların Hıdrelleze yönelik hazırlıklar yaptıklarına da; 1978 ve devamında Denizli’de öğretmenlik yaparken Hıdrellez gününde halkın akın akın Çamlık mesireliğine gidişine ve bir tam gün Çamlık’ta kalarak Çamlık Bayramı adı altında Hıdrellez eğlenceleri yaşadıklarına tanık olmuşumdur.

Değerli okurlarım, Hıdrellez kelimesi etrafında şekillenen mevsim değişimine bağlı kültürel dokunun yanında halk arasında Hızır adı etrafında bir duygu yoğunlaşması olduğunu görürüz:

Darda kalan bir dostumuzun dar zamanında yanında bitip de derdine derman olduğumuzda bize söylediği teşekkür sözü “Hızır gibi yetişti/yetiştin!..” olmuştur. Buradan aktarmayla da  “Kul sıkışmayınca  Hızır yetişmez!..”  sözü yaygınlaşmıştır.

Bizim rahmetli analarımızın çocukluk dönemimizde sık sık kulağımıza fısıldadıkları söz: “Her geceyi Kadir, her geleni Hızır bil!..” olurdu. Biz bu sözün hikmetini o çağlarda anlayamasak da aslında anamızın babamızın bizlerin ruhuna ne sağlam insan sevgisi üflediklerini hayatın kendisi öğretiverdi bizlere.

Evlerde un çuvalından çıkarılan unlarla hamur yoğrulup da yufkalar üst üste yığıldığında oluşan güzelliği bizim insanımız “Hızır’ın eli değmiş…” diyerek uhrevî bir duyguya bağlarlardı…

Meslek erbabı arasında yaptığı işle ilgili olarak “Ustamın Adı Hıdır; elimden gelen budur!..” sözünün çokça kullanıldığını meslek erbabı bilir.

Hıdır kelimesi halk arasında Hızır kelimesinin farklı bir söyleyişidir. Hıdır: yeşil demektir. Yeşillik tepelere yine halk arasında Hıdırlık adı verilir.

Konya’da bulunan Mevlânâ türbesinin üst bölümünde uzaklardan gözüken yeşil yapının adı: “Kubbe-i Hadrâ”dır… Yani; Yeşil Kubbe demektir.

Ne zaman Hızır’dan söz edilse

Bir tatlı duygu telaşı dolanır hâlâ damarlarımda

Çocuk yıllarımın saflığıyla…

Belki, bütün geceleri Kadir

Bütün insanları Hızır eyleyemem elbette…

Fakat bir şey var ki,

Ruhumun derinliklerinde bir tatlı esinti hissederim

Hızır-İlyas günlerinde…

İşte yine bir Hıderellez günündeyiz dostlar!..

Belki Size uğramıştır Hızır…

Kim bilir!..

Bu güzel bahar sabahında,

Hızırca bakmaya vakte ne dersiniz.

Hızırca bakmaya insanlığa ne dersiniz.

Hızır’la yaşanır yine de âlem bilmez misiniz?

Bugün 5 Mayıs halk inancına göre Çarşambayı Perşembeye bağlayan gecenin, Hıdrellez vaktinin eşiğindeyiz…

Etrafınıza alıcı bir gözle bakar mısınız?

Belki Hızır size uğrayıverir… Evinize, iş yerinize bereketi getirir…  Belki siz uyurken yüzünüze ve ruhunuza üfleyiverir.  Gönlünüzde Hızır’ın huzuruyla dolarsınız. Belki bir müşteri kılığında sizinle pazarlık yapar... Belki bir otobüste sizinle birlikte yolculuk yapar…

Çalışma arkadaşlarını, ev halkını, konu komşuyu Hızır nazarıyla görmeyenin kalbinde gönlünde insana güven duyması, insanı sevebilmesi mümkün müdür bilmiyorum; unvanı, makamı, parası, konumu her ne olursa olsun kalbi huzur bulması mümkün müdür bilmiyorum.

Önemli olan baktığınız ve gördüğünüzün Hızır olmasından ziyâde insanın kendisinde Hızır duygularını hissedebilmesidir değerli okurlarım. Hıdrellezi anmanın ve yaşamanın insana verebileceği en büyük hediye de bu olmalıdır diye düşünüyorum.

Bunca bilgiden sonra sizler bu geceden itibaren yaşayacağınız Hıdrellez Gününüzü kutluyoruz.  Gelene gidene de dikkat ediverin artık. Bakarsınız “Her geceyi Kadir her gördüğünü Hızır bil!..” sözünün mânâsınca gördüklerinize Hızır’a hürmet edercesine saygılı davranıverin. Bakarsınız muhataplarınız Hızır olmasa bile ruhunuz  Hızır güzelliğiyle mayalanıverir!..

Hıdrellez’iniz kutlu olsun efendim.

Sevgiyle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum