Dr. Betül AKÇANAL
Çocuklarımızı cinsel istismardan korumak bizim elimizde
Çocuk istismarı en genel şekliyle bir yetişkinin çocuğa karşı bilerek veya bilmeyerek fiziksel veya psikolojik yönden kötü muamelede bulunmasıdır.
Bugünkü konumuz da çocuk istismarlarından biri olan cinsel istismar. Cinsel istismar, çocuk istismarı türleri içerisinde saptanması en zor olan istismar türü olup tek bir tanımı bulunmamaktadır.
Çocuğun bir yetişkin ya da kendisinden büyük bir çocuk tarafından, gelişimsel olarak hazır olmadığı davranışlar içerisinde ve karşı tarafın cinsel tatmini için kullanılması durumudur. Bu, her türlü cinsel içerikli konuşmayı, şakalaşmayı, teşhir ve röntgencilik gibi temas içermeyen istismar türlerinden, çocuğun cinsel organlarına dokunma, oral-genital seks, ensest, tecavüz, çocuğu fuhuş ve pornografik materyallerin üretiminde kullanma gibi tüm davranışları ve eylemleri kapsamaktadır.
Çocuklar, kolay güvendikleri veya korkutulabildikleri için istismara maruz kalabilmektedirler. İstismarcının genellikle yakın çevreden olması ise istismarın ortaya çıkmasını güçleştirmektedir.
Unutulmamalıdır ki, istismarcıların çoğunluğu yabancılar değil, çocukların çevresindeki ya da ailesindeki güvendiği ve tanıdığı kimselerdir. İstismarcı yetişkin bir kimse olabileceği gibi istismara maruz kalan çocuk üzerinde otorite kurabilen ve genellikle yaşça daha büyük bir çocuk da olabilir. Sadece kız çocukları değil, erkek çocuklarda cinsel istismara maruz kalabilir. Cinsel istismarın sadece düşük sosyokültürel- ekonomik düzeyde ailelerde görülmez. Toplumun her kesiminde görülebilir.
Pedofili dünyada olduğu gibi ülkemizde de görülme oranlarının arttığı çocuğa yönelik en büyük suçlardan birisidir.
Ne yazık ki hepimizin tiksindiği ve yok saydığı bu suç hepimizin sandığından fazla ve çoğu ortaya çıkmayarak saklı ve cezasız kalıyor. Çocuk tecavüzlerinin % 5’i açığa çıkıyor. Bunun en kötü sonucu da bu pedofilik tacizci-tecavüzcü kişilere toplum sessiz kaldıkça ve ceza almadıkça, bunların çocuklara verdikleri zarar devam etmekte ve giderek daha çok çocuğun hayatı geri dönüşsüz olarak büyük travmalara uğramaktadır. Bu gelecek hayatlarını da olumsuz etkilemektedir.
Erişkin psikiyatrisine çeşitli şikâyetlerle başvuran birçok kişi çocuklukta cinsel istismara maruz kaldığını ifade etmektedirler.
İstismarcılar bu davranışları dışında normal bir hayat sürerler. Bu yüzden dışardan tespit edilmesi bir yana çok şüphelenecek insanlar değildirler.
İstismarcıların % 60’ı akraba, komşu gibi çocuğun yakın çevresindeki biridir. İstismarcıların%9 u çocukla aynı evde yaşar. İstismara uğrayan her zaman kızlar olmayabileceği gibi istismarcı her zaman erkek de olmayabilir.
İstismar hem çocuk, hem aile hem de toplum için çok acı sonuçlar doğurur ve izlerini silmek zorlu ve uzun bir süreç gerektirir. Ama yine de cinsel istismara uğramış çocukların tespit edilip tedavi edilmesi gerekir. Bu nedenle istismara uğrayan çocukların verdiği bulguları anne babaların ve öğretmenlerin bilmesi bu çocukların tespitinde çok önemlidir.
En iyisi cinsel istismarın olmasını engellemektir. Bunun için de çocuklarımıza aile ve öğretmenleri yaşına uygun cinsel istismar eğitimleri verip kendini korumayı öğretmelidir. Birçok ailede cinsellik konuşmak ayıptır. Bu nedenle bu eğitimleri maalesef çocuklar yeterince alamıyorlar. Ben her muayenede çocuklara bu eğitimi vermeye çalışıyorum ama yeteri kadar aileye erişmem imkânsız. Medyada toplum eğitiminde çok önemli. Ben de daha çok aileye erişebilmek için yazmaya karar verdim. Bir sonraki yazımda bu eğitimi nasıl vereceğimize değineceğim.
Hepinize sağlıklı günler dilerim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.