“At” sözcüğününün Türkçemizdeki izleri

Türklerin “at” ile bağlarını uzun uzun anlatacak değilim; ama aşağıdaki başlıkları anımsamazsak bir yanımız eksik kalır:

a) “At Bakanlığı” olan tek ülke Türkmenistan’dır. b) “Sabah uyandığında atına ve atana selam ver.” (Göktürk Atasözü), c) Bamsı Beyrek,  zindandan çıkıncaya kadar kendisini bekleyen atına: “At demezem sana / Kardaş direm / Kardaşımdan ileri…” (Dede Korkut Destanı) d) Kaşgarlı Mahmut ise: “At Türkün kanadıdır.” der. e) Sadece Manas Destanı’nda 200 değişik at adı geçtiğini aklınızda bulunsun.

Yabancı gözüyle at: Çin kaynaklarında: “Türklerin yaşamları atlara bağlıdır, at Türkün evidir”, “Atın ehlileştirilmesi ve at kültürünün tanınması kesin kes İç Asya’da yaşayan eski Türkler aracılığıyla olmuştur.” (Laszlo  Rasonyi-Macar Türkolog)

“Sandviç/pastırma” sözcüğünün “at” ile bağlantısı var mı?

 Sandviç (Kum köy) İngiltere’de bir köyün adıdır.3. Henry Sir Edward Montague’yi (1660) Sandviç bölgesine komutan olarak atar. Adı geçen şahsın askerlikle alakası olmadığı gibi, kumar masasından kalkıp tuvalete,yemeğe gitmeyi zül sayan kumarbazın biridir.  

Sonunda askerler, arasında bir parça yağlı etin bulunduğu iki dilimi bir araya getirip komutanın yemek sorununu hallederler.

Bu yöntemle karın doyurma gittikçe yaygınlaşır ve pek çok dile ‘sandviç’ diye bir sözcük yerleşir.

Şimdi olaya Eski Türk kültür penceresinden bakalım: Atlı askerin eyerinin altında mutlaka yayvanlaştırılarak, tuzlanmış et vardır. Tuzlanmış et yol aldıkça eyerin altında ezilerek tuzla adeta pişer.

Tuzla pişmiş bu ete sen de sandviç, ben diyeyim pastırma.

At, atlı askerin mutfağıdır:

Susuz bir bölgede yol almak durumunda kalan atlı asker ya susarsa?

Gam mı?

Atın boğazının altına attığı çentikten emdiği kanla susuzluğunu giderirdi.

Sonuç: Sandviç de, pastırma da Türklerin keşfidir.

Kan ağlamak” deyiminin at ile ilintili midir?

Göktürklerde saygın bir kişi ilkbaharda ölmüşse, sonbaharda, otlar ve yapraklar sarardığında; kışın veya güzün ölenler açar ayda / ilkbaharda gömülürdü. Bu süre içinde kurgan (korunaklı yeri / mezarı) yapılırdı.

Cenaze çadırdan alınacağı sırada çadırın önünde dokuz at kurban edilirdi.(Anımsatma: Zamanla bu adet sadece atın kuyruğu kesilmesine dönüştü. Tarihimizde en son  Aydınoğlu Umur Bey’in ölümünde atının kuyruğu ve Baba Mehmet Bey’in saçı kesilmişti)

Cenaze çadırdan alınmadan önce at sırtında yedi kez dolaşılır, saç kesilir, elbiseler ters giyilir ve yüze çentik atılırdı.  Gözaltına atılan çentik üstünden geçen gözyaşı kana karıştığından “kan ağlanmış” olurdu.

 Iskat çıkarmak neydi?

Ölen askerin karısından daha yakın olan atı kurban edilmemişse eyeri ters bağlanarak azat edilirdi. Böyle bir atın sırtına binilmez, sahiplenildiği takdirde yeni sahibinin de öleceği inanıldığından sürüye alınmazdı.

Azat edilen bu ata  ‘Iskat çıkarmak (tul at / kansız kurban) denirdi

“Gibi” sözcüğünün at ile bağlantısı nedir?

at.jpgAtlı askerin atı kurban edilmişse derisi sırıklara geçirilerek sahi bir ata benzetilir ve ölen askerin mezarı başına dikilirdi. Ata benzetilen bu ata  ‘tabık / baydara’ denirdi.

Daha ileriki dönemlerde, bununla yetinilmeyip at postu içine ot, saman gibi şeyler doldurularak post, ölen kişiye benzetilmeye başlandı.

‘Kipi’ denilen bu model kişinin yüz kısmına koyun yağı sürülerek kaş, göz, bıyık yapılır; başına ölenin giydiği şapkası, beline silahı yerleştirildikten sonra çadırın ayrıcalıklı bir köşesine konulurdu. Bu model kişinin önüne sanki sağmış gibi sofra kurulurdu. (Kaynak: ’Türk Mitolojisinde Kurban’ Selahattin Bekki)

Göç zamanında kipi (model kişi) en öndeki ata/deveye bindirilir, bu deve hareket etmeksizin asla göç başlamazdı. (Anımsatma: Bu geleneğin bir benzeri Yörüklerce devam ettirilmektedir, obanın en güzel kızının bindiği en öndeki at/deve hareket etmeksizin hala göç başlatılmaz)

Türkçemizdeki “gibi” sözcüğü “kip / kip-i” kalıp, model, benzerlik demek olan sözcüğün bozulmuş biçimini olduğunu anlamış olmalısınız.

Şamanist Türklerin mezarına dikilen ata benzetilen kipi dışında, mezara en yakın ağaca ölen askerin bir eşyası da asılırdı.

Bu eşyanın ölen askerin nesi olabilir?

Nesi olacak ‘tüngeri’

O da ne mi demek?

Davulu…(Anımsatma: Araplarla tanışınca öz Türkçedeki sözcüklerin dörtte birini yitirdik. ‘Tünger’ bunlardan biridir, Araplarla tanışana kadar Türkçede ‘davul’ diye bir sözcük yoktu)

Anımsayın: “ Davulsuz Şamanist kanatsız kuşa benzer”

Bir başka dil-kültür dersimizde buluşmak dileğimle.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum