Tutacağın gün yakındır

Ülkemde sapla saman biri birine karışmış durumda

Ülkem de kimin eli kimin cebinde belli değil,

Kim doğru söylüyor kim yalan.

Yoksulluk perişanlık diz boyu, halkın derdini dinleyen anlayan ve çare arayan yok.

Çünkü kim cahil, kim âlim, kim gafil, kim hain o da belli değil.

Ülkemde halk perişan ve yoksullaşıyorsa kimi bazıları üç dört maaş birden alıyorsa bu durum halka ihanettir. İş bulamayan üniversite öğrencileri ve evine ekmek götüremediği için intihar eden babalardan da utanmıyorlar mı? Üç dört maaş alanlara bu paralar haram değil  mi?.

Antik dönemlerin de zevk ve sefa içerisindeki halkın hoşça vakit geçirilebilmesi ve düşünen beyinleri uyuşturmak amacı için Roma ve Bizans’ta insanların ölümüne dövüştürüldüğü, yenilenin bir parmak işaretiyle öldürüldüğü veya insanların diri diri vahşi hayvanların önüne atıldığı bir ölüm meydanı.

Şimdilerde ise parmak sallayan sallayana

Harama helal diyoruz.

Devlet malı, yetim malı fakir halkın malı demiyor çekinmeden yiyoruz.

Bu senden bu benden diye ülkeyi bölüyoruz.

Alevi, Sünni, Çerkez, Laz, Türk, Kürt diye, bölmeye de devam ediyoruz.

Ölü toprağı serptiler üstümüze dünya yansa umurumuzda olmuyor.

İnsani duygularımızı kökten yitirdik

Var olan güzel duygularımızı, iyi huylarımızı kaybettik.

Yurtta kalan öğrenciler yurt yetkilileri tarafından taciz ediliyor.

Ve yapanın yaptığı yanına kar kalıyor.

Peki, bütün bu pislikler yaşanırken biz ne diyoruz;

“Bir seferle bir şey olmaz.”

Demek ki bu ülkede bu gibi soruların en yetkili ağızlardan alınacak cevabı da bu…

“Bir seferde bir şey olmaz”

Densizin biri bir zamanlar “Sahabeler de peygambere eşlerini ikram etti” diyerek sahabeleri pezevenklikle suçluyorsa.

Varın bu kutsal dinin ne hale getirildiğini siz düşünün.

İlim irfan yuvası olması gereken bir üniversitemizden yetkili sözde bir profesör;

 "Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış cahil halktır “ dedikten sonra biz bile cahil kaldık bu ülkede.

Değerli okurlar söz cahillikten açılmışken sizlere internetten okuduğum bir hikâyeyi buraya alarak okumanızı dilerim.

EĞİTMEZSENİZ TUTACAĞINIZ GÜN YAKINDIR...

Doğu illerindeki bir ağanın en büyük zevki, kar üzerine çişiyle imzasını atmakmış.

Bu nedenle kar yağmaya başladığı andan itibaren köyde hayvanlar dâhil hiç kimse sokağa çıkamazmış.

Kar biraz kalınlaşınca, ağa sırtına kürkünü giyer ve köy meydanına gelirmiş.

Yanında da en yakın yardımcısı Haso. Ağa sırtını köye doğru döner sonra sorarmış

:'Ula Hasso, ahalibakiy mi?' Hasso cevap verirmiş

-'Evet, ağam, hepsi de bir olmuş, pencerelerden bakir.

'Ağa çisiyle karın üzerine imzasını atarmış 'Abdullah Cizrelioglu'.

Sonrada bir nokta koyarmış ve sorarmış:

-'Hala bakirler mi?

'-'He ağam, hem bakirler hem de çılgın gibim alkışlirler

.'Her sene ayni tören sürermiş.

Aradan 7 yıl geçmiş. Ağa yine, kar tuttuktan sonra, çıkmış köy meydanına.

Sormuş Hasso'ya:

-'Ahali bakir mi?'

-'He ağam, bakirler, köpekler, kediler bile camdadır.

'Ağa 'Abdullah' diye adını, arkasından 'Cizrelioglu'diye soyadını yazmaya başlamış ki; kalakalmış,

 Çünkü yaş gereği prostat.

 Halka rezil olmak var. Alçak sesle Hasso'ya sormuş:

-'Bakirler mi?

'-'He ağam, bakirler de, sen ne diye durdin öyle?

'Ağa çaresiz:

-'Ula gel yanıma, arkanı dön ahaliye, tamamla şunu.'diye emretmiş.

Hasso bir an durmuş, sonra çişini yapmaya hazırlanmış ve ağanın kulağına eğilip:

-'Ağam' demiş, 'Kırk yıldır kafama vurdin, salak dedin, sırtıma vurdin aptal dedin.

Ha bu kulun okumayı yazmayı sökemedi ki, ucuni tut da yazının devamını sen yaz...

'BİRLİKTE ÇALIŞTIKLARINIZI EĞİTMEZSENİZ TUTACAĞINIZ GÜN YAKINDIR.

Milleti cahil bırakmaya çalışan bu densiz hocalarda bir gün mutlaka başını tutar.

Ne diyelim Tanrı sonumuzu hayreylesin.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum