Ali AKSÜT
Vahşete kurban giden doktorlarımız
Bugün bir sağlık kuruluşu önünden geçerken, ön cepheye boydan boya asılmış bir pankarttaki şu yazı çok dikkatimi çekti.
"Şehitlerimiz var!
Eylemde değil, yastayız!
07 - 08 Temmuz 2 gün iş bırakıyoruz."
Ve her gün hasta muayene ettikleri polikliniklerin kapısında da "Kapalıyız" tabelası asılı idi.
Hastane bahçesinde toplanan sağlık ordusu mensubu beyaz önlüklüler hep bir ağızdan haykırıyordu...
İnsanlara sağlık hizmeti veren, şifa dağıtan, bu cana can veren, cankurtaran doktorlar bir tek şey istiyorlar, yaşadıkları bu şiddet, saldırı ve vahşetin son bulmasını ve bu tür çirkin saldırılara karşı can güvenliği.
Bu tepkilerini ortaya koymaya sebep olan olay; Konya Şehir Hastanesi’nde görev yapan bir kardiyoloji mütehassısı bir Dr. Ekrem Karakaya ve sekreterinin görevleri başındayken başlarından kurşunlanarak vahşice katledilmiş olmasıydı.
Evet değerli dostlar!
Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. Her gün yüzlerce olay yaşanıyor. Şiddet, kadın cinayetleri gibi vahşi olaylar yaşanırken, sağlık çalışanlarına yapılan bu çirkin saldırı tuzu biberi oldu. Dr. Ekrem Karakaya olayı kanıma dokundu, çok üzüldüm. Bu çirkin vahşet, yüreğimi, zihnimi, ruhumu bir kurşun gibi deldi geçti. Aslında o kurşun, sadece doktorumuza sıkılmadı; milletimize, insanlığın kalbine, hoşgörü timsali Mevlana’nın diyarında huzur ve barışa kurşun sıkıldı.
En kanlı düşman tarafların, milletlerin cephedeki o saldırgan çatışma hallerini bir ara kanı durdurmak, insanı bir koridor açmak bir nefes almak için havaya kaldırılan beyaz bayrak, barış ve esenlik için dalgalanırken, şimdi de kutsal insanlık mesleği ile hasta canlara can olmak isteyen bir doktorun, o lekesiz, tertemiz beyaz önlüğüne kan sıçradı.
Nice ameliyatlar yapan, nice canlar kurtaran bu güzel insanlar başkalarına sağlık hizmeti verirken, kendi yaralarına merhem olamamanın üzüntüsünü ve kahrını yaşadılar. Siyasiler de, bildik demeçleri, basın açıklamalarıyla tekrarlanan ifadeler devam etti. Daha üç beş gün önce Şanlı Urfa'da bir doktorumuz da, görev başındayken hasta yakınlarının saldırısına uğramış, burun kemiği kırılmıştı.
Canını zor kurtaran doktor, bu yaşadığı acı olayın travmasıyla olacak ki; “Şu çektiklerini görün, yaşadıklarımı bilin, şiddete çare bulun” dercesine yıllarını vererek aldığı doktorluk diplomasını yırttı attı. Sağlık hizmeti vermekten başka ne dertleri, maksatları olmayan birinin tepkisi umutsuzluğun, çaresizliğin öfkesini yansıtıyor.
Hepimizi üzen, can sıkıcı bu şiddet, saldırı ve ölümle sonuçlanan bu olaylar sonucunda, doktorlarımızın moral ve motivasyonu iyice bozulmuş durumda.
Birçoğu mesleğini bir başka ülkede devam etmenin hayalini yaşıyor. Ne olacak bu halimiz? Bu gidiş nereye?
Bu kaçıncı şiddet?
Daha kaç doktoru daha şehit vereceğiz?
Hamaset değil, çözüm istiyor sağlık çalışanları...
Etkin önlemler ne zaman alınacak?
Çirkin bir vahşete kurban verdiğimiz Dr. Ekrem Karakaya ve sekreterine Allah 'tan rahmet, ailelere ve tüm sağlık çalışanlarına başsağlığı diliyorum.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.