
Orhan ERDEM
Mendereslerin makûs kaderi
Binlerce yıl önce “Menderes” (Meandros) adında bir genç adam bu vadide koyunlarını otlatırken kamıştan yaptığı “ney”i o kadar güzel üflerdi ki, çıkardığı nağmelerle hüzünler mutluluğa, karamsarlıklar umuda dönüşürdü. Ney’i ile yaratana duyduğu aşkı, vatanına duyduğu sevdayı, özgürlüğün ve bağımsızlığın yüceliğini anlatırdı. Halkın Menderes’e hayranlığı ve sevgisi her geçen gün artmaktaydı. Adı her yerde söylenir, şöhreti her ülkede duyulur olmuştu.
Fakat “Lir” çalmaktaki ustalığıyla ünlenmiş olan ve bu vadide müzik çalmada benden daha iyisi yok diyerek öğünen Apollon, Menderes’i kıskandı. “Lir”inden çıkan nağmelerin erişilmez güzelliğine inanmış olan Apollon, Menderes’i halkın önünde yarışmaya davet etti. Apollon Lirini, Menderes neyini çalarak yarıştılar. “Ney”in nağmelerinin güzelliği “Lir”in sesini susturdu. Yarışmayı kazanan Menderes’e halkın hayranlığı çok daha artmıştı.
Bu duruma tahammül edemeyen Apollon sonuca itiraz ederek çalgılarımızı bir kez de tersinden çalarak yarışalım diyerek hileye başvurdu. Menderes bilgisizce bu teklifi kabul etti. Bilmez ki, ney tersten çalınmaz. Bu kez Lir’in sesi tabii ki ney’i susturdu. Apollon galip gelmiş sayıldı. Menderes yenik düşerek halkın gözünden düşmüş, itibarını kaybetmişti. Apollon bu sahte başarısına yine de pek güvenemez ve daha kesin bir sonuç elde etmek için Menderes’i katleder.
Menderes’i sevenlerin gözyaşları ırmak olur akar. Menderes nehri olur. O günden bu yana sessizce ağlar Menderes nehri. Menderes’in yenilgisindeki haksızlığı sağa sola giderek anlatmaya çalışır insanlara. Ağıtlar yakar, ama kimselere dinletemez derdini.
Menderes artık dargındır herkese. Menderes hüzünlüdür, mahcuptur, mazlumdur; o günden bugüne hep hüznü çağrıştırır Menderes adı. Menderes’i katleden kaba ve gaddar ruhlar, onu makûs kaderine mahkûm etmişlerdir sanki.
Binlerce yıl sonra ”Menderes” adında bir genç yetişir, bu vadide. ” Ya istiklal, ya ölüm” diyerek dava arkadaşlarıyla beraber “Ay-Yıldız çetesini” kurarak Milli Mücadeleye katılır. Vatanının özgürlük ve bağımsızlığı için canı pahasına savaşır. Gazi olur. İstiklal madalyası ile ödüllendirilir. Yıllar sonra ülkesinde “Yeter söz Milletin” diyerek, Halkın demokrasi mücadelesinin öncüsü olur, özgürlüğün ve demokrasinin simgesi haline gelir.
Milletin soylu sevgisini kazanan bu gencin adı Adnan Menderes’tir. Fakat o da çağdaş Apollonlar tarafından hile ve güçle katledilir. Üzerine sardıkları beyaz kefen beziyle idam edilir. Menderes haksız yere zalimlerin pençesinde yok edilmiş bir mazlumdur. Sevenleri gözyaşlarını akıtır onun için.
Menderes nehrinin acısı bu kez hepten dayanılmaz olur. Bu toprakların acısını, hüznünü, kederini “Mendereslerin makûs talihini” anlatır durmaksızın. Bir sağa bir sola giderek aman diler. Haksızlığı şikâyet eder. Ama o da karanlık ruhların gazabına uğrar. O da uygarlığın katliamına uğrar. Habis ruhlar bir zamanlar bereket saçarak, çevresine hayat veren Menderes’i yok etmek için seferber olmuştur sanki. Menderes havzasına hayat veren bu kutsal ırmağı dünyada eşi görülmemiş kirlenmeye mahkûm ederek sinsice linç ederler. Menderes nehrinde, Menderes havzasında hayata, berekete, güzelliğe, geleceğe ve umuda ait ne varsa yok etmeye çalışırlar.
Bu kutsal ırmağın üzerindeki beyaz zehir köpüklerinin Menderes havzasının verimli topraklarını kefen bezi gibi sardığını görünce kahroluyoruz. Binlerce yıl önce bu uygarlık vadisinde Menderes’le başlayan haksızlık ve zulüm, Adnan Menderes’in şahsında siyasi linçe dönüşmüş, günümüzde ise Menderes vadisinde doğa ve çevre katliamıyla amansızca devam etmektedir.
Menderes adı bu topraklarda masumiyetin ve mağduriyetin, makûs kaderin simgesi olmuştur. Menderes vadisinin tekrar, bereketli günlere kavuşması ve bu hususta öncü olunması için “Menderes Araştırmaları Merkezi” kurularak araştırmalar yapılmalı, insanüstü gayretle çalışılarak bilimsel projeler hayata geçirilmelidir.
Mendereslerin makûs kaderi ancak bilgi ile değişecek, karamsarlıklar umuda, hüzünler mutluluğa bilgiyle dönüşecek, gelecek günler bilgi ve bilinçle aydınlanacaktır.
Unutmayalım Menderesler unutulmaz.

Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tarih, tarih yazan kahramanların hikâyeleriyle destanlaşan eserleriyle doludur.
Yanıtla (0) (0)İşte, demokrasi şehidimiz, hemşerimiz rahmetli Başbakan Adnan Menderes de, acı, insanlık dışı muamelelerle haksız yere idam edilirken, tarihin bu acı trajedisini bu millete yaşattılar.
Ama milletin hafızasında ve mahşeri vicdanında da her geçen gün artan bir sevgi ve özlemle bir bayrak gibi dalgalanmasına mani olamadılar.
MENDERES ismi her yerde, bütün Türkiye’de, şehirlerde caddelerde, çarşilarda, okullarda, hava alanlarında, barajlarda, yeni doğan çocukların isimlerinde, esnaf tabelaları da ve pek çok yerde yaşamaktadır. B.Menderes’le örtüşen bu kaderden ders alarak, sanki O'nun bir emaneti ve isminin bir hatırası gibi, ovamıza bereket ve rahmet veren B.Menderes nehrini sahip çıkmak bir vefa ve vatanseverlik borcumuzdur.
İşte değerli yazarımız sn.Orhan Erdem Bey, hem bir vefayı, hem de tarihe mal olmuş bu önemli millet, siyaset ve devlet adamı rahmetli Adnan Menderes' i unutturmayıp, kulaklara küpe bir hatırlatma yapmıştır. Yazarımıza çok teşekkür ederim.
Eline, kalemine, yüreğine sağlık.
Çok kıymetli tarihi trajik Olayları hüzünlü bir üslup ve ustalıkla anlatmışsın. Tebrikler ve teşekkürler...Güzel bir ibret ve tefekkür...Yeniler buna beyin vitamini diyorlar. Dünyanın nadide bölgelerinden biri olan MENDERES HAVZASININ verimliliği ve zenginliği sevenleri kadar , bu zenginliği ele geçirmek isteyenlerin işgaline sebep olmuştur. Kaderin cilvesi ne kadar enteresan ki, bölge ismi ile şahıs ismi birleşmiş; kader ve akıbetleri de birleşmiş..Harika bir tesbit!!! Tebrikler Tebrikler Tebrikler...
Yanıtla (0) (0)Ne şekilde tecelli ederse etsin yüce Türk milletinin iradesine saygılı olmadıkça bu ülkede istikrarlı bir demokrasi kuramaz ve medeni milletler topluluğun eşit haklara sahip bir üyesi durumuna gelemeyiz.
Yanıtla (0) (0)Türk milletinin basiret ve dirayeti, bundan böyle hiçbir gayri meşru gayeye izin ve icazet vermeyecektir.
Merhum Sadri Maksudi Arsal diyor ki: “Kahraman yetiştirebilmek, milletler için çok değerli bir haslettir. Kahramanlar milletlerin hayata tutunmasının, bekasını emniyete almasının teminatıdır."
Türk milleti, karamsarlığı itekleye itekleye, milli uyanışı dürte dürte iradesine sahip çıkmış; bin şükür kahramanlığın zirvesine çoktan tırmanmıştır.
Merhum Başbakan Adnan Menderes’e, Merhum Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu’ya, Merhum Maliye Bakanı Hasan Polatkan’a Yüce Tanrı'dan rahmetler niyaz ediyorum.