Orhan ERDEM
Korona virüs ve Batı emperyalizmi
İnsanlık tarihi geçmişte bizim bugün yaşadığımız korona virüs salgını gibi çok büyük felaketler yaşamış, milyonlarca insan bu salgınlarda hayatını kaybetmiştir.
Son zamanlara kadar insanlığı tehdit eden verem, veba, kolera, tifo, sıtma, cüzzam bugün ilmin ve sağlık hizmetlerinin gelişmesi sayesinde tehdit olmaktan çıkmıştır. Ancak dünyamızı insanlığı tehdit eden yeni salgınlar ve sağlık sorunları gündeme gelmiştir. Kanser, domuz gribi ve onun yeni versiyonu korona virüs insanlığı tehdit ediyor.
Gelişmiş ve gelişmekte olan batılı ülkeler tam bir acziyet içindeler. Alınan tedbirler şimdilik umut vermemekte, toplu ölümler büyük bir tedirginlik ve korkuya sebep olmakta, yeni virüsler taarruz için sıra beklemektedir..
İnsanlığın başına gelen bu salgın felaketi insan soyunun azgınlığı yüzündendir. Güçlünün zayıfı insafsızca ezdiği, sömürdüğü, hak hukuk tanımayan gücün yaptığı zulümler dünyayı yaşanmaz bir hale getirdi. Gözyaşı, kan, mazlumların ahı, ilahi gazaba davetiye çıkardı. Bir toplum, bir kul azmadan Cenabı-ı Hak o kulu ve toplumu cezalandırmaz. Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında 70 milyon insan niçin hayatını kaybetti ülkeler harap oldu? Dünya ve insanlığa hükmetmek adına bu cinayetler işlendi.
Milletimiz 20 yüzyılın başında kolera, veba salgınları ile karşılaşmış büyük acılar çekti. Harbin ve salgının açtığı yaralar uzun yıllar hafızalardan silinmedi. Benim dedem 1915 yılında İzmir’e ticaret için gittiğinde koleraya yakalanmış cenazesi bile alınamamış. 105 yıl evvel salgının acısını tatmış anneannemin neler çektiğini ben çocukluğumda hatırlarım.
Ülkemiz Cumhuriyet döneminde verem, sıtma, çiçek hastalığı ile olağanüstü bir mücadele vermiş ve bundan başarı ile çıkmıştır. Sıtma mücadele teşkilatı nüfusun yüzde 80’i köylü olan, kırsalda oturan Türk toplumunda sıtmanın kökü, fedakâr sağlık çalışanlarının öz verili gayreti ile kurutuldu. Kötü beslenme ve fakirliğin, yetersiz sağlık hizmetlerinin neticesinde yaygınlaşan verem hastalığı uzun yıllar mücadele edilerek tehdit olmaktan çıkarıldı. Verem Savaş Dispanserlerinin çok titiz çalışması ile bu hastalık bugün yok denecek kadar azdır.
Son 50 yılda geçmiş Cumhuriyet hükümetlerinin yapmış olduğu altyapı çalışmaları Türk toplumunun yaşam kalitesini yükselmiştir. Bugün Anadolu’da yolu, suyu, elektriği, sağlık ocağı, okulu olmayan yerleşim birimi kalmadı. Günümüzde Türkiye nüfusunun yüzde 80’i kentlerde oturuyor. Üniversitesi olmayan il yok. Bütün illerimizde modern hastaneler sağlık hizmeti vermektedir. Son otuz yılda sağlık hizmetleri kalitesi, birçok batılı ülkeleri imrendirecek seviyeye gelmiştir. 160 bin doktor, 1 milyon 200 bin sağlık çalışanı çok modern hastanelerde kaliteli sağlık hizmeti veriyor. Devletimiz salgın ile ilgili sağlık hizmetlerini bütün vatandaşlara sağlık sigortası güvencesi olsun olmasın ayrım yapmadan ücretsiz olarak veriyor. Vatandaşlarımız günün her saatinde sağlık hizmetlerinden yararlanmakta ve ilacını çok az katılım payı ile alabilmektedir. Bu Cumhuriyet Türkiye’sinin övünülecek bir başarısıdır.
İki yıl evvel, Amerika seyahati yapmıştım. Uzun süren uçak yolculuğu bittiğinde tansiyonum yükseldi. Tur sorumlusuna beni hastaneye götürmesini söyledim. Verdiği cevap: “Abi sen burayı Türkiye mi sanıyorsun, senin burada hastaneye gidip muayene olman kaç dolara mal olur biliyor musun?” oldu. Neyse grupta bulunan bir eczacı arkadaş sayesinde sorunu çözdük.
Bugün ABD’de korona virüsünden ölenlerin büyük çoğunluğu siyahi Amerikan vatandaşları. Çünkü onların çoğunun sağlık sigortası yok. Amerika’da korona virüs tedavisi sigortalı için 35 bin Dolar, sigorta yoksa 80 bin Dolar. Koca Amerika’nın vatandaşına yaptığı korona yardımı bin dolar, varın gerisini hesaplayın. Bugün Türkiye’deki bütün sağlık kurumlarında korona virüs tedavisi ve buna bağlı hizmetler, ister sigortalı olsun ister olmasın bütün hizmetler ücretsizdir. Allah devletimize zeval vermesin, güç kuvvet versin. Canla başla hayatını riske ederek hizmet veren fedakâr doktor ve sağlık çalışanlarından, eczacılardan Allah razı olsun. Sağlık çalışanlarının oturduğu apartmanlarda korona virüsü, hastanelerden apartmanımıza taşınabilir diye sağlık görevlisinden rahatsızlık duyanlara Allah şuur, insaf ve izan versin. Pes doğrusu! Bir faydanız olmuyorsa bari gölge etmeyin! Korona virüs salgını, Türk milletinin kendi imkânları fedakâr sağlık çalışanlarının üstün gayretleri ve Allah’ın yardımı sayesine aşılacaktır. Son zamanlarda Soner Yalçın’ın “Kara Kutu” kitabını okudum. Bu kitapta Soner Yalçın, batılı sanayileşmiş ülkelerin endüstriyel tıp anlayışının nasıl insanlığı felakete sürüklediğini delilleri ile çok titiz bir çalışma yaparak ortaya koymuş. Kara Kutu’da Amerika’da sağlık teşkilatının ve ona bağlı akademisyenlerin endüstriyel tıbbın nasıl kul ve kölesi olduğunu, aldıkları rüşvet ve promosyonlarla insanlığa nasıl ihanet ettiklerini, ilaçtaki büyük istismarı gözler önüne seriliyor. ABD ve bütün bu dolapları çeviren, sağlıktaki istismarı vahşi kapitalist sermayedarlar ve onların dünyaca tanınan liderlerinden Rockefeller yapıyor. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde sağlık kuruluşlarına göstermelik yardımlar yaparak, vakıflar kurarak sözüm ona yardım yapıyor. Esas amaçları bu vakıflar kanalı ile kendi emperyalist çıkarlarına hizmet edecek, burs vererek adam yetiştirme ve bu sayede sağlık kuruluşlarını paravan olarak kullanarak ülkenin kaderine yön verecek kadroları kurma peşindeler.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Rockefeller’in Türkiye’deki adamlarının görüşme talebini reddetti. Çok partili siyasi hayata geçildikten sonra bu Rockefeller’in taifesi Türkiye’deki sağlık kuruluşlarına yardım ve hibe yoluyla sızmaya başlamış, hastaneler, üniversiteler kurarak bu amaçları için çok çalıştı. Gayesi, Türkiye’nin kalkınma hamlesine katkı yapmak gibi görünüşte faaliyetler olmakla birlikte ABD’nin emperyalist amaçlarına hizmetkâr yetiştirmek. Bu amaçlarını büyük ölçüde sermaye ve akademik çevrelerce de taraftar bularak gerçekleştirdiler.
Bunlar insanlığın kanını emen özgürlük, hukuk, insan hakları, barış taraftarı gözükerek sosyalizm karşıtlığı maskesi altında her türlü zulmü ulusların gözünün içine baka baka işlemekten çekinmediler, bu zulümlerini yandaşlarına alkışlattılar. Rockefeller’in Çin’de Uzakdoğu’da, İran’da, Ortadoğu’da petrol rezervi olan bütün ülkelerdeki siyasi, askeri oyunlarını bilmeyen yoktur. Bu hırsız kovboylar amaçlarını hırsızlık malı ile hayırseverlik yapıyoruz görünerek gerçekleştirdiler. Bugün batılı emperyalist ülkeler bu amaçlarını refah vaadiyle, bazen de tehditle ülkelerin zenginliklerine el koyarak yerli işbirlikçilerine kendi hizmetkârları olarak gütmekteler.
Türkiye’nin tarihten gelen devlet tecrübesi, bağımsızlık tutkusu diğer Ortadoğu ülkeleri gibi güdülen ülke statüsünden ayrıdır. Bugün Türk milletinin tarih, örf, maneviyat ve kültürüne bağlı, devletini seven aydınları, bu kirli oyunun farkında ve karşısındadırlar.
Aziz milletimiz korona virüs salgının büyük bir birlik beraberlik, dayanışma ve sabırla çözecektir. Tarihte bunun örnekleri vardır. Allah bütün milletimizin ve mazlum dünya milletlerinin yar ve yardımcısı olsun. Sağlık çalışanlarına en derin saygı ve selam olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.