Kıratın böğrüne böğrüne bastık mührü

Rahmetli Anamın okuma yazması yoktu.

Keza babam da okul yüzü görmemiş, meşe ağaçları gölgesinde büyük amcamdan kum üzerine parmak ile yazıp çizerek okuma yazma öğrenir. Bu yüzdengülümseyerek “biz meşe tahsili yaptık” derdi.

Yarım asır evvelinde, 50 yıl önce, o yaz mevsiminde genel seçimler vardı. Allah rahmet eylesin babam, anama seçim kursu veriyordu, “Bak hanım, kırmızı renk üzerinde 6 tane ok var ya tam ortasına basacaksın mührü, 1,2,3…6” diyerek uygulamalı bölüm de vardı.

Ana dedem de nineme “kır atın böğrüne basacaksın Emine kadın haa…” diyordu. Tam o günlerde dedemin köpeğe attığını söylese de her nasılsa attığı taş, ninemin topuğuna rastlayınca acı da çekmişti.

Bazen milletin iktidara yapamadığını ninem yaptı. Ninemin tavırlarına bakılırsa, atılan taşın intikamını dedemden sandıkta alsa gerek, “Kır at, mır at anlamam ben”demeye başlamıştı.

Seçim günü kimi teyzeler “Kır atın böğrüne böğrüne bastık möhrü” diyorlardı. Anacığım pek durgun görünüyordu, beni bir kenara çekti, “Oğlum ben 6 oku bulamadım, bir de sandık görevlisi, çabuk ol kadın diye bağırdı. Parmaklar vardı ona bastım. Benim bastığım yer bilinir mi?” diye telaşla sordu. Ben de kimsenin bilemeyeceğini aktardım. Anam oh be diyerek rahatladı! Keyfi yerine geldi. Yörüklerde erkek baskısı bir yere kadardı…

Oy sonuçları beklendiği şekilde çıktı. O yıllarda köyde kimin kime oy verdiği bilinirdi. Kararsız seçmen filan yoktu. 6 ok beklendiği gibiydi, kır at iyi koşuyordu. Fakat el amblemi olan DP’ye bir oy çıkmıştı, kimdi bu acaba diye değerlendirilmeye başlandı.

Rahmetli babam espriyi patlattı. “Kimse kim, salağın biri yanlış yere basmış işte mührü…” diyordu. Akşam bizim evde toplanıldı, babam çay demlerken, anam ot pidesi yaptı. Çaylar içilirken babam, “Salağın biri yanlış yere basmış işte mührü…”  diyordu. Bilmiyordu ki o salak dediği karısıydı.

Köyümüzde Kore Savaşına katılmış, Kuzeylilere esir düşen Süleyman Amca vardı. Esirlik günlerinde çok işkence çekerler. Kuzeyliler, sizin ne işiniz var burada diye sordukça valla biz gelmedik bizi getirdiler diye cevapladığını anlatırdı. O günden beri komünist, sol, sosyalist kelimelerinden nefret ederdi.

Osman Ateş amca da halkçıydı, bir kahkaha patlattı. “Bizim Süleyman ile karşılaştım, malum Demirelci. Oğlum bize oy veriver dediğimde ben sola oy vermem, komünistlere oy veremem” diyerek delilendi. Ben de “ay oğul! Senin kalbin bile solda deyince kala kaldı” diyerek altın dişini gösterinceye kadar güldü. Hükümet kuruldu, herkes işine gücüne yöneldi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum