Orhan ERDEM
Hükümet Bulvarının dünü bugünü -2-
Ramazan Paşa Cami 1594 yılında Üveys Paşa’nın kardeşi Ramazan Paşa tarafından yaptırılmıştır. Cami 1899 yılında gerçekleşen Aydın depreminde büyük hasar görmüş Sökeli Halil Paşa tarafından yeniden yapılmıştır.
Ramazan Paşa Camii, Ramazan Paşa Mahallesi ve çarşının kalbidir. Cemaati genelde esnaftır. Çarşı cami etrafında şekillenmiştir. Caminin yanında Gazi Bulvarını geçince bugünkü Kuveyt Türk Katılım Bankası ve sarrafların faaliyet gösterdiği mekan eskiden ‘İğneciler Manifatura veTuhafiye Mağazası’ idi. 1950’li 60’lı yıllarda Aydın'ın en lüks manifatura ve konfeksiyon mağazasıydı. İğneciler bir sülaleydi, iğneci Hacı Hamdi sülalenin en saygın kişisiydi. Halk tarafından sevilen, sayılan hayırsever bir zattı.
İğnecilerin bitişiğinde bugün halı mağazası olan yerde manifaturacı Rıfat Godik mağazası vardı. Rıfat Godik 1930’lu yıllarda belediye meclisi üyesidir. Aydın’a kurulacak basma fabrikası için Mustafa Kemal Atatürk’ün teklifini reddeden belediye meclisi kararında imzası vardır. Bu husus o günkü belediye meclisi kayıtlarından çıkarılabilir.
Aydın’a fabrika yapılmasını toprak beyleri ucuz işçi bulamayız korkusuyla hep engellemişlerdir. Bugün artık o toprak beyleri yoktur. Varislerinin böyle bir düşünceye sahip olmaları mümkün değildir. Son 30 yılda sanayi Aydın’da gelişmiş, Avrupa çapında sanayi kuruluşları doğmuştur. Alpler Pulluk sanayi, Uğur soğutucu sanayi, İbrahim Polat makine sanayi, Hakkı Usta Oğulları, Taviller, Jantsa, Söktaş akla gelen sadece bazılarıdır.
Rıfat Godik’in mağazasına bitişik Hasan Pehlivan’ın toptan kumaş mağazası vardı, ilçelerdeki manifaturacılar elbiselik kumaşlarını Hasan Pehlivan’dan alırlardı. Hasan Pehlivan Orhan Pehlivan’ın babasıdır. Bugün bu dükkan döviz bürosudur.
Biraz yukarda Hükümet Bulvarı’nın en görkemli Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), o günkü adıyla Sosyal Sigortalar Kurumu (SSK) binası vardı. 1950’li yıllarda yapılmış bu SSK binası bugün metruk vaziyettedir. Sağlam yapılı zeminli binayı bırakıp fay hattı üzerine yapılan yeni SGK binası, eski binanın zarafetinden çok uzaktır.
Yürüyüşümüze devam edince karşımıza birden 1950’li yıllarda yapılan adliye binası çıkar, bu bina eski Paşa Konağı yerine yapılmıştır. Osmanlı Devleti zamanında Paşa Konağı, hem vilayet konağı hem de adliye binası olarak kullanılmıştır.
Adliye meydanı tarihi bir meydandır. Cumhuriyetten evvel idamlıkların infazı bu meydanda yapılırdı. 1830 yılında Atçalı Kel Mehmet bu meydanda idam edildi. Atçalı Kel Mehmet vali ve mültezimlerin zulmüne baş kaldıran ihtilalci bir eşkıyadır. Aydın’ı basmış, valiyi kovmuş, kendisini Aydın valisi ilan etmiştir. Para bastırmış, mühür kazdırmış, halkın hizmetkarı olduğunu, başka amacı olmadığını ileri sürmüştür.
Bunlarla yetinmeyen Atçalı Kel Mehmet şu fermanı yayınlamıştır:
“Vali-i vilayet, hademe-i devlet, Atçalı Kel Memet.”
Adliye meydanı devletin gücünü ve yüzünü gösterdiği bir meydandır. İnsanlar bu meydandan geçerek hükümete ulaşır. Hükümet binası haşmetli, devletli, yüzü soğuktur.
Bugün valilik binası olarak hizmet veren bu bina il müdürlüklerini içinde barındırırdı. Emniyet Müdürlüğü, Milli Eğitim, Sağlık, Maliye, Bayındırlık vs. son zamanlara kadar bu binada faaliyet göstermişlerdi. Bugün bu müdürlükler Efeler ilçesinin dört bir yanına yayılmış, hepsi ayrı birer hükümet binası büyüklüğünde mekânlarda faaliyet gösteriyor. Bugün bürokrasinin geldiği nokta, bu binaların bile yetersiz kalacağını gösteriyor. Artık devlet kapısı gizli işsizlerin istihdam kapısı olduğu müddetçe daha büyük binalar yapılsın ki gizli işsizlere yer açılsın.
Devam edecek…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.