Orhan ERDEM
Hemşehrili olmak
Tıpkı yaşayan bir organizma gibi kent kimliği de uzun bir süreçte olgunlaşarak meydana gelir. Kentler elbette dinamiktir. Kent hayatında durağanlık diye bir şey yoktur. Ülkenin dört bir yanından kente sürekli insanlar gelerek burada çalışır, ticaret yapar, işyerleri fabrikalar kurar, burada okur, burada öğretir, burada yöneticilik yapar, ya da emekli olarak ailesiyle birlikte bu kente yerleşir.
Aydın’a yerleşerek burada yaşamayı, ömrünün geri kalan yıllarını burada geçirip, bu kentte ölmeyi kabul eden kişiler artık bu kentin hemşehrileri olmuşlardır. Hemşehrili olmak demek kentte yaşayan insanların artık nereli olduğuna değil, nerede ve nasıl yaşadığına bakmak demektir.
Asıl mesele Aydın’da doğup büyüyerek Aydınlı olmak değil içinde yaşanan kentle birlikte büyüyüp gelişerek, artık ait olduğu bu kentte yerel, ulusal ve evrensel düzeyde yeni görevler, yeni işlevler, yeni izlenimler kazanmak ve yaratmak, bu yerliliğin doğal sonucu olarak Aydınlı olmaktır.
Aydın’a yerleşen insanlar artık Aydınlı olmuşlardır. Ancak doğal olarak dinamik olan bu süreç yeni kimlik arayışlarını da gündeme getirir. Diğer yerlerden gelip Aydın’a yerleşen insanlar artık Aydınlı Davaslılar, Aydınlı Aksekililer, Aydınlı Muşlular, Aydınlı Siirtliler, Aydınlı Vanlılar Vb. gibi Aydınlı olmuşlardır.
Yeni kimlik arayışları bağlamında kentini seven, kentiyle övünen, kentin tarihi ve kültürel değerlerine sahip çıkan Aydınlı hemşehrililer kentinin kimliğini oluşturan tarihi, kültürel ve çevresel unsurlarını koruyarak yaşatmaya özen göstermelidirler. Aydın’ın hemşehrilileri kent belleğinin ve kent kimliğinin ortak bir öğesi olmalı ve kendi birikimlerini de katarak hemşehrililik bilincini kentin hayat dokusu içinde yaşanabilir, hissedilebilir bir olgu haline getirmelidirler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.