İsmet BOZKURT
Depremden önce ve depremden sonra
Yara, bere sıcağı sıcağına fark edilmez. Tahribat, yaralar soğuduktan sonra hissedilir asıl...
Kesin olmamakla birlikte AFAD Başkanı Yunus Sezer'in açıkladığı kadarıyla 40 bin 689 kişinin hayatını kaybettiği, 21 bin 259 kişinin tedavilerinin devam ettiğini 10 binin üzerinde binanın yıkıldığı, bir o kadarının kullanılamaz halde olduğu, kaldırılamayan binlerce enkazın öylece durduğu hepimizin malumudur.
Bulunamayan cesetler, kaybolan çocuklar, yetersiz çadır, yeterli su, tuvalet gibi hayati ihtiyaçların karşılanamadığı gerçekler.
Yazıya konu olan esas yaraların soğuduktan sonraki korkunç boyutu bu!
Anne, babasını kaybetmiş çocuklar, yavrusunu kaybetmiş anne babalar, tek başına kalmış yaşlılar, evsiz, barksız, işsiz kalmış bunca acılı yürek, korku ve endişeden kaynaklı göçler diğer yanda bizim gibi siyasetin ve bencilliğin her şeyden önce geldiği ülkede, birilerinin can derdindeyken, siyasilerin oy hesabı, trajediyi oya tahvil hesapları da bu işin cabasıdır.
Ekonomisi dış borçla ayakta duran, ithalatı ihracatını geçen, cari açığı her geçen ay artan, Merkez Bankası 7/24 çalışıp her gün karşılıksız para basan siyasilerinin kullandığı, nefret ve kin söylemleri maalesef yaralarımızı sarmak, sarmalamak yerine kanatmaya devam edecektir.
Bu yaraların sarılması, acıların bir nebzede olsun dinmesi için barışa, sükunete, aklıselime, iktidarı muhalefeti ile bir olmaya ,birlik olmaya şiddetle ihtiyacımız olduğu bir gündeyiz. Gerisi yalan ve hikayedir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.