Orhan ERDEM
Demokrasi ve siyasi partiler
Gençliğimde bir gazetede ‘Tayland’da 115 Parti Var’ başlıklı bir haber okudum, hayret etmiştim.
Demokrasilerde siyasi partiler sistemin vazgeçilmez kurumlarıdır. Onun da bir ölçüsü, sınırı olması lazımdır.
Bugün Türk siyasi hayatı parti enflasyonu yaşamaktadır. Kafası bozulan parti kuruyor. Ocak 2023 itibariyle ülkemizdeki parti sayısı 119’dur. Bunların çoğu tabela partisi bile değil. Fikri, zikri, programı olmayan, yok hükmündeki bu partiler demokrasimizin hastalıklı çocuklarıdır.
14 Mayıs’ta yapılacak genel seçimlere 36 parti katılacak. Bu partilerden pek çoğunun genel başkanını vatandaş tanımaz bile. Bu partiler siyasi hayatımızın iki ana partisi iktidar ve muhalefet partisinin kanatları altında bir milletvekili kapma hesabı oyunu içindeler. Büyük partiler onlara taviz üstüne taviz vererek seçime hazırlanıyorlar. Demokrasi açısından bu durum hiç umut verici değil.
Geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde sivil inisiyatifler çok zayıf olduğu için her mesele siyasallaştırılmıştır. Toplumun dertleri siyasal söylemlerle anlatılmaktadır. Siyasi söylemler sanki düşünce ve isteklere meşruiyet kazandıracak kanaati yaygındır. Geri kalmış ülkelerde siyaset ikbal kapısıdır. Zenginlik ve şöhretin kapısı siyasetle açılır. Bu toplumlarda insanlar ayakta kalabilmek için bir siyasi partinin mensubu olmayı gerekli görürler, o yüzden siyaset kutsanır. Siyasetin kutsandığı yerde siyasi müritler çoğalır. Bu müritler siyaset adamını uçururlar çünkü kendisinin uçması onun uçmasına bağlıdır.
Siyasi erk sahipleri taraftarlarına çıkar sağlamak mecburiyetindedir. Çıkar-iktidar ilişkisi ‘Patron Kim?’ sorusunu akla getirir. Tavan ve taban birbirine muhtaçtır, tencere kapak misali.
Siyasi parti genel başkanları tek seçicidir. İl başkanı, ilçe başkanı, belediye başkanı hep tek seçicilerin kararıyla olur. Seçilenler seçiciye hizmet etmek zorundadır. En çok demokrat olduğunu iddia eden liderler en antidemokratik liderlerdir. Milletvekili seçimleri parti oligarşisinin ve sermaye sahiplerinin kararlarına göre şekillenir, dünyada da bu böyledir. Bu açıdan seçimler oligarşinin istediğine göre şekillenir, bu oyun halkın gözünün içine baka baka alkışlarla oynanır.
Çıkar grupları siyaseti çıkar için kullanmadan önce lideri ve partiyi kutsar, özeleştiriye mani olurlar. Eleştiren hain damgası yer, aforoz edilir. Ya susacak ya da gidecek. Bu yüzden siyasi partiler dinsel tarikatlar gibi itaat kültürünü geliştirir.
Gerçek demokrasilerde toplumun ekonomik, sosyal, siyasi ve bireysel özgürlük alanı genişler.
Her şeye rağmen demokrasi insanlığın benimsediği ve kabullendiği en iyi rejimdir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.