Yıl 2009..

Aylardan Mart..

Özlem Çerçioğlu’nun Aydın Belediye başkanlığı seçimini kıl payı kazandığı bir yerel seçimi geride bırakmıştık. Aslında belediye başkanı seçilse de Aydınlının sadece milletvekili olarak ismini duyduğu fakat hakkında pek de bilgi sahibi olmadığı bir siyasetçi görünümündeydi o yıllarda.

Aydın büyükşehir statüsüne geçmemiş, şu an 83 mahallesi olan Efeler ilçesinden çok daha küçük, 22 mahallesi olan bir il belediyesinin başkanı yeterince tanınmıyordu. Kelimenin tam anlamıyla tam bir muammaydı...

Herkes birbirine soruyordu ne sever, ne sevmez, neden hoşlanır, kimden hoşlanmaz... tam bu sokak dedikodusu kulislerde dolaşırken, Aydın Belediye Başkanı olan Özlem Çerçioğlu ilk röportajını verdi. Ve siyaset dışında evde nasıl bir anne ve kadın olduğunu anlatan bir röportaja tanık olduk. Röportajın ilerleyen bölümlerin de sevdiği yemekleri sıralarken goruk ekşili bamyayı çok sevdiğini hatta çok iyi yaptığını ve tarifini veriyordu.

Yıl 2013

Aylardan Haziran.

Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, gazetemiz imtiyaz sahibi ve o dönem Milliyet gazetesi temsilcisi Servet Töz’ün sorularını yanıtladı. O günlerde “Halkımızı hiç mahcup etmedim, etmeyeceğim. Aydın’ı dünya kenti yapacağım” iddiasındaydı. Dürüst, çalışkan, kararlı. Yüreğine işlemiş Aydın sevgisi, ‘Aydın için gerekirse çarık giyerim’ diyecek kadar net ve belirgindi.

Aradan zaman geçti, Allah ona Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı nasip etti. “Bir insan bu kadar mı değişir” dedirtecek kadar değişti. “Halkımızı hiç mahcup etmedim, etmeyeceğim” diyen bir belediye başkanı gitti, başkanlığını yaptığı belediye yolsuzlukla anılır hale geldi. “Hakkımda açılmış tek bir davam yok” diye övünürken, 13 dava ve 80 soruşturma dosyasıyla Aydın Cumhuriyet Savcılığının gediklisi oldu. Güç zehirlenmesi onu zıvanadan çıkardı. İcraatlarını eleştiren gazeteci, siyasetçi her kimse trollerinin linçine uğradı.

Bugün gazetemizde “Koçarlı’da bamya isyanı” bir haber yayınlandı. Merhum Başbakan Adnan Menderes’in memleketi Koçarlı ilçesinde üreticiler, düşen bamya fiyatlarına ve çiftçinin sorunu ile ilgilenmediğini ileri sürdüğü Koçarlı Ziraat Odası’na protesto etmek için karayolunu trafiğe kapatıp eylem yaptı.

Koçarlı Belediye Başkanı Nedim Kaplan bu duruma duyarsız kalmadı. Bamya üreticilerinin haklı tepkisine hemşericilik ve belki de ziraat mühendisi olması nedeniyle üreticinin yanında yer alarak destek oldu.

Bununla da kalmayan Başkan Kaplan, “üreticinin yanında” desinler diye göstermelik işler yapmadı. Belediye bütçesini har vurup harman savurmadı. O olması gerekeni; alıcı ile üreticiyi bir araya getirerek çiftçinin ürününün bahçede kalmasına engel olarak bir kez daha gönüllere girdi. “Sorun neredeyse Kaplan başkan orada” prensibiyle üreticiye destek verdi.

Haliyle bu önemli konu gazetelerde geniş yer bulunca, hasetlik devreye girdi. “Kaplan değil, üreticinin yanında olan benim” dercesine “5 ton bamya aldı, sorun çözüldü” gibilerinden sipariş haberler yapıldı.

Bu algı çalışmasının işe yaradığı söylenemez.

Çünkü insanlar gördüklerine inanır.

Emeklerinin karşılığını görmek için yaptıkları eylemde üretici yanlarında kimi gördü?

Nedim Kaplan’ı..

Kimden yardım gördü?

Nedim Kaplan’dan..

Bamyaların bahçede kalmasına kim engel oldu?

Nedim Kaplan…

Hal böyle olunca “Çerçioğlu 5 ton bamya aldı” algısı fos çıktı. 

Kim fos çıkardı?

Nedim Kaplan..

Bu noktada Çerçioğlu'na seslenelim:

Bırak bu işleri...

Goruk sulu bamya tarifi vermeye devam et!