Değerli okurlar, bir Kurban Bayramını daha kutluyoruz.

Dini Bayramlar

“Bayram” sözcüğünün Türk Dil Kurumu sözlüğünde ve diğer birçok kaynaktaki ortak anlamı “sevinç, neşe, eğlence” dir.

Kaşgarlı Mahmud’un Divan-ü Lügat ’it Türk adlı eserinde de “bayram” sözcüğü aynı anlamda verilmiştir. Kaşgarlı Mahmud, sözcüğün aslının “bedhrem” olduğunu, bu sözcüğü Oğuzların “beyrem” şekline çevirdiklerini belirtir.

Bu bayramlarda da terör örgütleri boş durmadı. Gencecik vatan evlatlarını şehit ettiler. Onların acılarını Türk ulusu her zaman yüreklerinde taşıyacaklar.

Bazı sarıklı, cübbeli din bezirgânları dini bayramlarda ve diğer kutsal günlerimizde öyle yalan dolan fetva verenlerden de bıktık. Din adına o kadar yalan ve uyduruk sözler söylüyorlar ki insanın aklı hafızası almıyor.

Aziz Nesin’in dediği gibi “Dünyada en kârlı ticaret din ticaretidir sermayesi yalan müşterisi cahildir”.

Yine gerçek bir din adamı diyor ki: “Eğer dininiz inanmayanları öldürmeyi, kadınları dövmeyi, tecavüz mağdurlarını cezalandırmayı, kız çocuklarını on yaşında evlendirmeyi destekliyorsa, siz yukardaki Allaha değil, aşağıdaki şeytana dua ediyorsunuz. “

İnanmadığı halde, inanmış gibi görünüp karşısındaki saf, duru inançlı insanları, kişisel çıkarı için kullanan çıkarcılara, gençlik yıllarımdan beri öfke duydum.

İstismar edilen; dinî inanç da olur, ideoloji de olur. Aralarında hiç fark yoktur. İkisinin de ortak paydası istismardır.

İnsan kılıklı yaratıklar, yeter ki istismar etmeyi kendilerine kazanç yolu seçmesin; biri 'din' adına istismar eder; diğeri ülkü' adına.

Bu istismarcılık yalan dolan fetva verenler nasıl oldu da birden bire mantar gibi ortaya çıktılar. O da bu ortamı kendileri açısından olumlu bulmaları oldu.

Ya siyasilere ne dersin kendi buyruk ve emirleri anında yerine getirilmesi bahanesi ile ülke tarihinde görülmedik bir şekilde hem içte hem de dışta ülke erozyona uğratıldı.

Yargıda milli eğitimde ve birçok önemli kurumların temeller sarsıldı.

İntihar eden öğretmenler için geçmişte bir Milli Eğitim Bakanı öğretmenlerle ilgili olarak “ilgi çekmek için intihar ediyorlar” demez mi?

Kurban Bayramında İslami şartlara göre dağıtım yapılmıyor. Eskiden kurban eti üçe ayrılırdı. Bir kısmı fakir fukara ve komşulara dağıtılırdı. Bir kısmı eş dostla yenir diğer kalan kısım ise çoluk çocuk ve çocuklarla yenirdi.

Şimdi kurban kesilince neredeyse bazıları kurbanı buzdolabına koyup kendi ihtiyacı için kullanıyor.

Hâlbuki İslam dini çok sosyal bir dindir fakire yardım etmeyi, ilime bilime önem vermeyi emreder. Ama cahillerin elinde dini çıkar için kullananlar bu dine çok zarar verdiler.

Önemli bir İslami bilim adamı olan Diyanet İşleri eski başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu diyor ki:

“Biz din ile siyaseti içiçe kıldık. Ve bundan en çok zarar gören dini değerler oldu. En başta belki dindarlar, siyasetle dinin içiçe geçmesinden dolayı dinin siyaset eliyle daha yaygın ve daha güçlü olacağını düşündüler. Ama din toplayıcı, siyaset ayrıştırıcıdır. Ve farkında olmadan din, ayrıştırmaya ve öfke üretmeye başladı.”

Bu olumsuzluklara rağmen ulusumuzun ve tüm Müslümanların Kurban Bayramını kutluyorum.