Ahmet KELEŞOĞLU
Babalar Günü ve Bezden Kayık
Bugün babalar günü;
Nedense babalar gününde bir başka olurum ben. Duygularım dalgalanır bedenim yaprak gibi oradan oraya fırlar. Değişime uğrar her yanım. Kendime beynimdeki geçişlere hakim olamam. Bu duyguyu ne doğum günümde ne de bir başka günde hissetmem. Hatta yaş aldığımı bir yıl daha öteye gittiğimi bile babalar gününde anımsarım. Bana sanki diğer günler tüketimi pompalamak için kodlanmış gibi gelir. Ama babalar gününde bir derin saflık, bir büyük erişilmezlik duygusu gelir aklıma. Babam aklıma geldiğinde onun çeyreği kadar olamadığımı, yaptıklarının başardıklarının birçoğunu yapamadığımı anlarım. Onun merhameti, yardımseverliği ve tüm çevresini koruma duygusu ile sarması aklıma gelir.
Ona olan hayranlığım bir kat daha artar, bende bıraktığı korku ile karışık yıkılmazlık duygusu beni kendime getirir. Annemi babamdan daha fazla sevdiğimi biliyorum. Onun hem anne hem de baba olduğu günler aklıma gelir, hatta Nazım Hikmet'in, şu cümlesi hiç aklımdan çıkmaz, "İki şey var anca ölünce unutulur, anamızın yüzüyle şehrimizin yüzü" der büyük usta.
Ama ne var bu babamda, babalarda? Nasıl bir güç ve büyüklük var bilmiyorum. Kadınlar anne olduğu için babalarının beyinlerinde bıraktığı kalıplardan sıyrılmak istemezler, sevgi ve hayranlıkları bizimkinden farklı olabilir. Belki de düşüncelerim bir erkek olarak, bir baba olarak, babamla olan empati duygusundan kaynaklanıyor. Besleniyor. Kim bilir beynimdeki, onun yukarılarda erişilmezliklerde olduğu ve imkansızlıkları başarması, ders gibi yollarımda pusula oluyordur.
Hayatta olan, olmayan tüm babaların, babadan da öteye gidebilmiş Anne, ağabey ve ablalarımızın da babalar gününü tüm kutsiyeti ile kutlarım.
BEZDEN KAYIK
Sevgili arkadaşlar, "Bezden Kayık" adlı kitabım Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılıktan çıktı. Kitabın hikayesini anlatmayacağım ama yakın geçmişte, Aydın 24 gazetesi köşe yazarı Arkeolog Mehmet Eroğlu ve yine köşe yazarımız Nevzat Arslan bey ile, Aydın Efeler Turistik Parkta otururken Mehmet ağabey, "Ahmet şu kitabı çıkaracaksan çıkart artık" dedi. Ben ise daha kitap çıkmadan havalara girmiş olmalıyım ki, Mehmet ağabeyin tatlı fırçasıyla kendime geldim. Nevzat Arslan Bey arkadaşımız da benim sarsıntımı hissetmiş olmalı ki, "acele etmesin, düzeltmeler uzun sürebilir" diyerek moral vermişti. Ben o hızla maraton koşusunu bitirmiş oldum. Kendilerine teşekkür ederim. Bu arada kitabın önsözü Nevzat Arslan Bey arkadaşımıza aittir. Kendisini bu güzel ön anlatı için kutlarım.
Arkadaşlar "Bezden Kayık" adlı kitabın tamamını yaşanmış dönem öyküleri ve şiirlerle donattığımı bilmenizi isterim. İçerisindeki öykü ve şiirlerin metaforlarla bezendiğini ve derin duygu seli içinde yazıldığını sizlere söylemeliyim.
Umarım bir gün Yazıcıoğlu Kültür Merkezinde hem sergi ve hem de imza gününü yapabilirim.
Saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.