Köyümüzde rahmetli Ahmet Muharrem Gündüz vardı.

Bir dönem köy muhtarlığımızı da yapmıştı. Çocuklarının torbalarında mutlaka kitap bulunur, akşamları da ocak başında uzun uzunca tarih dersleri verirdi…

Nur içinde yatsın, küçüklüğümde, Osmanlı Devleti kaç yılında kuruldu? Ankara Savaşı tarihi ve Cumhuriyet ilanı tarihini sorar, “Aferin” çeker, demir iki buçuk lirayı cebime koyardı.

Bir gün devlet parasız yatılı okul sınavlarını kazandığımı dinlediğinde, gözlerinin içinin adeta güldüğünü görür gibi oldum.

CHP milletvekili aday adayı, kurultay delegeliği yapmış, İsmet İnönü ve Eşekli, Çarıklı genel sekreter namı ile maruf Kasım Gülek ile sürekli diyalogu olduğu anlatılırdı.

Ankara’da bir CHP Kurultayındadır.

Söz ister, bazı hemşerileri bu Yörükoğlu baltayı taşa vurur diyerek salondan ayrılma densizliği ve saygısızlığına düşerler.

Kürsüde Yörükoğlu’nun ilk sözü “Az önce Genel Başkanım ile oturdum, sohbet ettim. Türkiye Cumhuriyetinde Garp Cephesi Kumandanlığı, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık yapmış bir kişiyle, İsmet Paşa ile benim gibi bir keçi çobanını bira arada oturtan rejimin adıdır Cumhuriyet…” diye başladığı konuşmasında, alkışlar eşliğinde izleyiciler pürdikkat kesilir.

Daha sonra İsmet İnönü yanına çağırarak bir süre sohbet eder. Buna dair resimleri de vardır.

Ankara Rüzgârlı sokakta, İç Anadolu civarından eski bir CHP’li arkadaşı ile karşılaşır. Arkadaşı,

“Muharrem sen hala o Halk Partisinde misin?”

diye sorar.

“Evet, benim yerim, safım burası”

Arkadaşı;

“Ben Demokrat Parti’ye geçtim, milletvekili oldum, bakanlığım konuşulmakta…” dediğinde ise,

“Haydi, oradan” diyerek yoluna devam eder.

**

Ölümünden bir yıl önce genel seçimler vardır.

Oy kabininde, gözlüğünü takmış bir şeyler aramaktadır.

Küçük oğlu Hamdi ağabeyi yanına çağırır, Oğlu;

“Baba sen 6 ok mu arıyorsun?”

“Tee şurada” diyerek işaret eder, oraya basar…

**

Böyle bir babanın büyük oğlu,

Mehmet Ali de CHP üyesidir.

Kasabada 1970’li yıllarda Belediye Başkanlığı seçimi vardı.

Adalet Partisi adayı Osman Türkmen’e karşı, CHP adayı Yörük beyi torunu Muzaffer Aksoy Belediye Başkanlığını kazandığı akşam, sevinçle parti merkezinden çıktıklarında, karşı köşedeki Adalet Partisi ilçe merkezindekiler, düşüncelidir.

Rahmetli Mehmet Ali Gündüz, kapıyı açar ve içeridekilere gür bir ses tonuyla gülümseyerek seslenir;

“Alışacaksınız, arkadaşlar, alışacaksınız, siz de kaybetmeye alışacaksınız”

Adalet Partililer hep birlikte ayağa kalkarlar,

“Gel hoca, buyurun, oturun Allah aşkına!”

Hep birlikte sarılırlar, çay içerek, sohbet ederler.

Vakit ilerleyince birlikte evlere dağılırlar.

**

İşte siyasetin seviyesi böyle idi bir zamanlar…

**