“Acaba dünyanın herhangi bir ülkesinde, tabanına, seçmenine ve taraftarlarına bu kadar haksızlık yapan, onları yoran, üzen ve ümitlerini körelten başka bir parti daha var mıdır?  … Emin olun; hepsinin söylediği tek bir söz vardı: "Parti içi tartışmadan bıktık, usandık, yorulduk."

Bu sözler CHP uzmanı dediğimiz sosyal demokrat gazeteci ve yazar Barış Yarkadaş’a ait.

Muharrem İnce’nin İstanbul BŞB adayı olmak istediğini,

Birgül Ayman Güler’in de İzmir BŞB adaylığını düşlediğini de

Onun kaleminden okuyoruz.

Parti dediğin iktidara gelmek için çalışır.

CHP de ise, parti içinde iktidar olmak için çalışılıyor.

Yıllarca hizipler ve kurultaylar partisi denildi.

İktidar partisince söylenen,

-Allah CHP gibi bir muhalefeti başımızdan eksik etmesin.

Diyorlar ya!

Ne kadar haklı olduklarını görmemek mümkün değil.

Durup durup sorun çıkarmaktalar.

Parti içinde çıkan sorunlar ülke gündemine oturuyor.

İktidara da el ovuşturtmaktan geri kalmıyorlar.

Önceleri gündemi CHP belirlerdi.

Ardından diğer partiler karşılık verirdi.

Şimdilerde ise, AKP’nin oluşturduğu gündemin peşine düşüp

Cevap yetiştiren bir Kılıçdaroğlu izledik.

Başbakan bile haykırdı,

-Gündemi ben belirlerim, yoksa Başbakan olamam ki,

Diyerek…  Sonunda farkına varıldı ki,

Bu defa CHP kendi sorunları ile gündeme oturdu.

İktidarda da kan kaybı var,

Bu kayıplar CHP’ye yaramıyor.

Hem de o kadar dile getirilecek sorunlar olmasına rağmen…

Bu ülkede çiftçi kardeşimiz ve tarım kesiminde çalışanlar çok sıkıntılı. Pamukçu ve zeytinci halinden memnun değil.

Hayvancılık son yıllarda en kötü dönemlerinden birini yaşamaktadır.

Esnaf oldukça dertli, borç batağında birçok vatandaşımız var.

Kişilerin telefonları dinleniyor, telefon ile konuşmaktan korkar olduk diyenleri unutmayalım.

Bir zamanlar Habur sınır kapısından giriş yapan 50 PKK’lının ayaklarına götürülmüştü adalet. Adliyeleri kapanan 148 ilçedeki on binlerce kişi için yakınlarındaki adalet ıraklaştırılır. Bu uygulamada ahali yol parasını cebine koyar, adalet için yakındaki il ve ilçedeki adliyeye gitmek üzere yola düşer.  

Belediye başkanları, seçilmiş insanlar sabahın köründe götürüldü. Bunun daha yumuşak bir yolu olabilirdi. İzmir BŞB soruşturmasında tutuklu kalmadı. Eskişehir ve Antalya BŞB ile ilgili soruşturmaları izliyoruz.

Paşalar, gazeteciler ve vekiller aylarca değil, yıllardır içeride, iddianamelerinin hazırlanmasını beklediler. İktidar da bunu görmek zorunda kaldı nihayet... 

Başbakanımızın bile üzüldüğünü gördük, geçen hafta orduda subay, general kalmadı diyerek sızım sızım sızlandığını unutmayalım.

Acı acı gülümsetti bizi Musdafendi. Kahvede ayaklarını bir sandalyeye uzatmış, kolunun altında bir başka sandalye, üç sandalyeye abanmış,

-Beni niye götürmüyorlar? Ben bişi yapmıyom da ondan…

Demekte…

Bunları dile getiren, çözüm üretme yolunda fikirler ortaya atan ve bu fikirlere sahip çıkmasını da bilen sorumluluk taşıyan, sosyal demokrat bir CHP bu ülkeye acilen gereklidir.

Barış Yarkadaş’tan son alıntılarımızda şöyle;
“Biliyorum; hepiniz kendinizi "vazgeçilmez" , "siyaset dehası" , "bir bilen'' olarak görüyorsunuz. Bu yüzden şişik egolarınız, CHP'yi her geçen gün felakete sürüklüyor. Bu yüzden, kahvehane ziyaretine gittiğinizde, kimse masasından kalkıp sizi dinleme ihtiyacı bile hissetmiyor. Bu yüzden, "CHP" denildiğinde, milyonlarca insan "Geç onu" diyor. Güven vermediğiniz için, alternatif de olamıyorsunuz. Türkiye'yi AKP'nin karanlığına sizin bu gayri ciddi duruşunuz mahkûm ediyor…”

Diyerek görüşlerini bitiriyor.

Bizde her daim diyoruz ki;

CHP çok sesliliğine rağmen her an toparlanabilecek bir alt yapıya sahip köklü bir partidir.  Ana Muhalefet deyince, iktidara gelmeye her an hazır olan bir parti değil midir?  Bu arada;

CHP, iktidar olma yolunda kendini sorgulamalı.

Sorguladık deniyorsa, sözün bittiği yerdeyiz.

Ama yine de yorgun bir şarkıcının nakaratına eşlik edercesine söyleyelim;

CHP halka inmelidir.