Orhan ERDEM
Efelik üzerine
18.YY sonlarında Osmanlı devletinde tımar sisteminin çökmesiyle merkezi otorite zayıflamış, Ülkede asayiş büyük ölçüde bozulmuş, toplumsal kargaşa meydana gelmiştir. Bu dönemde yerel otoriteyi “Ayanlar” temsil etmiştir. Ayanlar merkezi otoriteden imtiyazlar kopararak, devlete bağlı olarak yerel güç olmuşlardır. Zamanla ayan ve beylerin etrafında onlara hizmet eden paralı, silahlı koruyucular “çetesi” oluşmuştur. İşte bu dönemde efelik doğmaya başlamıştır. Kırım harbinden sonra merkezi otoritenin duruma hakim olmaya başlaması harpten dönen eli silahlı gönüllülerin bir kısmının savaş öncesi kendilerine verilen sözlerin tutulmaması yüzünden işsiz kalmışlar; ekmek davası uğruna dağa çıkarak eşkıyalığa başlamışlardır.
Efelik Ege Bölgesinde kırsal kesimin sosyal bir olgusudur. Kanun kaçaklarının dağa çıkıp kendi amaçları ve çıkarları doğrusunda örgütlenmesidir. Efe liderdir. Adamlarına zeybek ve kızan denir. Efeye çıkar için hizmet ve yataklık eden büyük bir kesim vardır ki, bunlara “çalıkakıcı” denir.
Dağların kanunu sert ve acımasızdır. Efe acımasız adamdır. Bir dağda iki efe olmaz. Her dağın efesi vardır. Efe, bir başka efenin rakibi ve hasmıdır. Hepsinin belalısı ise devlettir, zaptiyedir. Uzun yıllar Ege Bölgesi efelerden çok çekmiştir. Efelerin ayakta kalması için para gereklidir. Para yöredeki zenginlerden sağlanmıştır. Bölgedeki zengin varlıklı aileler, efelere haraç vererek hayatlarını devam ettirebilmişlerdir. Büyük dedem Çine eşrafından manifaturacı Hacı Emin, Yağcılarlı Kıllıoğlu Efe’nin şerrinden emin olmak için efelerin bütün pusatlık(giyim) ihtiyacını karşılayıp zaman zaman nakit para gönderirmiş. Bölgede efelerin şiddet uygulamasına maruz kalmayan varlıklı aile yok gibidir.
Son dönem Aydın efeleri (Yörük Ali Efe) ve diğerleri düze inip işgale karşı çıkarak, Yunanla savaşarak, Milli mücadeleye katılmışlar, Kuva-yı Milliye’ye destek olarak kendilerini affettirmişlerdir.
Aydın’da efe deyince akla Yörük Ali efe gelir. Aydın halkı Yörük Ali’yi çok sever, çünkü Yörük Ali Efe’nin namus, soygun sabıkası yoktur. Halka zulüm etmemiştir.
Yörük Ali kader kurbanıdır. Dağda diğer efelerin halka verdiği zararlara mani olmaya çalışmıştır. Yörük Ali bizim hayalimizde mert, vatansever, merhametli, cesur, adil bir efedir. Milli bir kahramandır. Böyledir ve böyle kalacaktır.
Aydın yöresinde kadınların ailede büyük bir saygınlığı vardır. Bu doğrudur. Bu özellik bölgenin Yörük kültüründen gelen bir olgudur. Yörüklerde kadın obanın önemli bir ferdidir. Gelin ancak bir oğlan çocuğu doğurduğu zaman obada söz sahibi olur. Obanın iç işlerine ve idaresine katılır. Obadan sorumlu en yaşlı kadın “koca ana”dır. Onun sözü üstüne söz konmaz. Herkes onu sever ve sayar, itaat eder. Bu manada bölgede kadınlar gelenekten gelen sevgi ve saygıda ayrıcalıklıdır. Bana göre bu çok önemli, erdemli bir gelenektir.
Milli Mücadelede, Yörük Ali’nin Aydın’a baskın yapıp Aydın’ı kısa süreli de olsa kurtarma operasyonuna, işte o koca analardan biri sebep olmuştur.
Yörük Ali, Dalama kırsalında dolaşırken tarlada çalışan kadınlardan biri “Efe, Efe; buraya bak Aydın’ı Yunan gavuru işgal etmişken sen, buralarda caka satmaya utanmıyon mu? Yazık senin efeliğine!” diyerek Efeyi sözleriyle sarsmıştır. Efe kızanlarına “koca ana doğru söylüyor” direk, ertesi günü “Aydın baskını”nı gerçekleştirmiştir.
Aydınlılar Efeyi bilir. Efeyi sever. Aydınlılar Zeybek oynar, kendisini de bir efe olarak görür. Tabii ki efelerine sahip çıkacaktır. Efeyi, efeleri bilmeyen öğrensin; yanlış biliyorsa bildiklerini düzeltsinler. Dışarıdan ahkâm kesmekle bu işler olmuyor, doğru konuşup doğru yazılsın. Yoksa Efeleri kızdırmasınlar Efe dayağı yiyen iflah etmez bu böyle biline.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.