Son dönemde yolsuzluk ve tartışmalı uygulamalarla sıkça gündeme gelen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, bu kez sahte bir mahkeme karanı skandalıyla adından söz ettiriyor. Bu skandal, hem hukuk hem de ahlak çerçevesinde pek çok soru işareti barındırıyor.

SAHTE KARAR GÜNDEME BOMBA GİBİ DÜŞTÜ

Geçtiğimiz hafta Özlem Çerçioğlu’nun oğlu Ata Caner Çerçioğlu ile fenomen Kerimcan Durmaz’la ilgili dört haberin kaldırılması talebiyle tarafıma bir e-posta gönderildi. Mesaj, “Aydın Anadolu 2. Sulh Ceza Hâkimliği” adına düzenlenmiş bir mahkeme kararını içeriyordu. E-postada yer alan detayları incelerken bunun sahte bir karar olduğunu fark ettim. Belgede, talep eden oğul Çerçioğlu olması gerekirken, Özlem Çerçioğlu’nun olması, yürürlükte olmayan kanun maddeleri ve hayali bir mahkeme ismi dikkat çekerken, gerçekte bulunmayan bir hâkimin imzası yer alıyordu.

CHP KANADINDAN GELEN AÇIKLAMA

Sahte kararda Özlem Çerçioğlu’nun avukatı olarak gösterilen CHP Genel Başkan Yardımcısı Meryemgül Çiftçi Binici, bu düzmece işle hiçbir ilgisinin olmadığını belirtti. Binici, sahte bir e-posta adresi kullanılarak adının ve kimliğinin kurgusal bir senaryoya dahil edildiğini doğruladı. Bu açıklama, skandalın ardındaki karanlık ellerin kim olduğu sorusunu daha da derinleştirdi.

Bu düzmece karar, hem teknik hem de yasal anlamda skandal niteliğinde. Sahte kararın arkasında kim ya da kimlerin olduğunun ortaya çıkarılması gerekiyor.

CHP GENEL BAŞKAN YARDIMCISI MERYEMGÜL ÇİFTÇİ BİNİCİ’YE ÇAĞRI

Kendisini sahte mahkeme kararı skandalına karıştıran sahtekârlarla ilgili olarak, bir an önce gerekli hukuki adımları atmaya ve suç duyurusunda bulunmaya davet ediyorum. Bu ciddi iddiaların aydınlatılması, hem kamuoyu güveni hem de hukukun üstünlüğü açısından büyük önem taşıyor.

Yıllarca Milli İstihbarat Teşkilatında çalışan rahmetli Mahir Kaynak ne diyordu:

“Bir olayın failinin kim olduğunu anlamak için öncelikle ‘Bu olay kimin işine yarıyor?’ sorusunu sormak gerekir.."

Ben de diyorum ki:

“Sahte mahkeme kararı en çok kim veya kimlere fayda sağlayacaksa fail odur."

ÖZLEM ÇERÇİOĞLU’NA ÇAĞRI

Özlem Çerçioğlu’nu da bu konuda açıklama yapmaya davet ediyorum. Eğer bu olayın arkasında siz ya da sizin adınıza hareket eden kişiler yoksa, derhal yasal girişimlerde bulunarak bu durumu netleştirmeniz şarttır. Bu tür bir olayın açıklığa kavuşturulması, adaletin tecellisi ve toplum vicdanının rahatlaması açısından kritik bir öneme sahiptir.

SİYASETTE YENİ BİR SINAV

Olay, Aydın siyasetini adeta bir fırtınanın eşiğine getirdi. CHP Genel Merkezi bu skandalla çalkalanıyor. Meryemgül Çiftçi Binici’nin ve Özlem Çerçioğlu’nun, bu sahtekârlıkla ilgili herhangi bir suç duyurusunda bulunup bulunmayacağı merakla beklenirken, bu aynı zamanda CHP için bir sınav olacak.

HUKUKİ VE AHLAKİ BOYUT

Gazetecilere baskı oluşturmak amacıyla sahte belgeler düzenlenmesi, hukuk çerçevesinde ciddi bir suç, toplumsal ahlak çerçevesinde ise kabul edilemez bir davranış. Basın özgürlüğünü vurulan bu darbe, yalnızca Aydın iliyle sınırlı kalmayıp ulusal düzeyde bir gündem oluşturacak nitelikte.

YARGIYA TAŞINMASI KAÇINILMAZ

Bu gerçekler ile CHP kanadından gelen açıklamalar, bu olayın yargıya taşınmasının kaçınılmaz olduğunu gösteriyor. Toplum, bu skandalın perde arkasındaki isimlerin ve gerçeklerin ortaya çıkarılmasını bekliyor. Bu dava, sadece hukuki bir hesaplaşma değil, aynı zamanda siyasette şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin test edileceği bir zemin olacak gibi görünüyor.

SON SÖZ

Şeffaflık ve hesap verilebilirlik, bir toplumun en temel taşlarıdır. Aydın’daki bu skandal, bu iki temel değerin nasıl zedelendiğini gözler önüne seriyor. Şimdi, kamuoyu bu sorulara yanıt arıyor: Bu sahte kararı kim düzenledi? Arkasındaki karanlık el kim? Amaç neydi? Ve en önemlisi, bu tarz olayların tekrarını önlemek için hangi adımlar atılacak?

Selam ve saygıyla.

Artık utanmaları da yok! Organize sahtekârlık