Ahmet KELEŞOĞLU

Ahmet KELEŞOĞLU

23 Nisan ve insanlık

İnsanoğlunun doymak bilmeyen açlığı ve onu bu kadar acımasız yapan sebepler nedir?

Vicdan ve merhamet duygusu, insanın hangi iç duvarına çarpıp ta geri dönüyor?

İnsanlığın bütün evreleriyle bin yıllar süren mücadelesi ve çağların geçişlerindeki acımasız savaşlar, dünya yüzünden hiç eksik olmadı.

İnsanoğlu bu paylaşımın peşinden koşarken, çocukları insan haklarını ve diğer canlıları ne zamana kadar görmemezlikten gelecek? Belki de bu değişim insanlığın en büyük evrimi olacak. Ortak paylaşım ve birlik içerisindeki yaşam zorlaşırken, bireysel benci çıkarlar ve toplama isteği ne zamana kadar devam edecek?

Büyük yoksulluklar ya da zenginliklerin, halkları nasıl etkilediği ve sonuçlarının neler olabileceğini düşünmek işimize gelmiyor.

Rahatımız hiç bozulmasın!

İnsanın bu acımasız ayrımcılığı ve vahşetinin tek nedeni, biriktirme ve hak etmediğinden fazlasını elde etme arzusudur. Bunu kişi ölçeğinden, küresel ölçeğe kadar deneyimleyip analiz edebilirsiniz.

Kötülük tohumları insanlığın geleceğini yok ederken, insan kendi öz benliğine dönemiyor.

Evrensel koşulların yaşamımızı etkilemesi ve küresel dayatma, insanı doğal konumuna getiremez bir hal almıştır.

Dünyanın insanlığın kanlı paylaşımına rağmen, halen ayakta kalmasının nedeni ise, insan dışındaki canlıların bizlere olan merhamet ve lütfudur.

Dünyanın tamamının biz zavallı insanlara ait olduğunu düşünmek ve acımasızca dünya nimetlerine saldırmak sonumuzu getirecektir.

Nimetlerin paylaşımında tarafların sadece biz insanlar olduğunu sanmak ise tam bir yanılgıdır.

Gökyüzündeki kuşlar, yerin yedi kat altındaki solucanlar, deniz ve okyanusların dibindeki balıklar, doğadaki ağaçlar ve tüm canlılar bu dünyanın ortak mirasçılarıdır. Elbet bunu bir gün kabul edeceğiz.

İnsanın mikro ihtiyaçlarından başka ne talebi olabilir ki? İhtiyaçların yarattığı hırs acımasızlık bir kötülük aşısı olmuş, domino etkisinden kurtulamamış, sarmala dönüşmüştür.

Kötülük yalan, riya ve maskeli yaşamlar, hayat çarkının dişlileri arasında ne kadar da pırıltılı ve denge ile dönüyor değil mi? Adeta gözleri kör etmiş ve şaşkınlık yaratırcasına.

Bu şaşmaz ritmin çok azı bile gelecek için doğa ve canlılarına bağışlandığında, dünyanın kurtulacağını göremeyecek kadar acz içindeyiz.

İnsanoğlu geleceğini sonlandıracak senaryoyu yine kendi elleri ile yazmaya başladı bile. Buna dur diyecek olanın ise yine bu insanlığın içinden çıkacak olması ne garip. 

İşte dünyanın ayağa kalktığı ve saygısını eksik etmediği bu büyük lider Mustafa Kemal Atatürk'tür. Büyük Atatürk tüm bunları yüzyıl önce anlamış ve projelendirmiştir. Dünyaya emsaline az rastlanan insanlık dersi vermiştir. Ülkesini ve bir mazlum milleti kurtarmak için acımasız emperyalizme karşı savaşmıştır. Zulüm içinde kıvranan kurtuluş ve bağımsızlığını bekleyen bu milletin kaderini değiştirmiştir. Üstelik bu değişim ve büyük başarıyı sadece kendi ülkesinin değil tüm Dünya’nın çocuklarına bayram ilan ederek vermiştir. İşte 23 Nisan'ın anlamı ve dünya yüzündeki karşılığı budur. 

"Küçük hanımlar, küçük beyler... Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir bahtının aydınlığısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar önemli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız." M.K. Atatürk.

23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI KUTLU OLSUN.

ataturk-002.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum