Mehmet EROĞLU
Yusuf Halaçoğlu’nun Gafları
Değerli okurlar bir Halaçoğlu hocamız var. Aynı zamanda Prof. Unvanlı. Büyük Atatürk’ün kurduğu Tük Tarih Kurumu başkanı idi. Türk Tarih kurumu başkanı olduğu halde tarihi iyi öğrenememiş. Bakınız Atatürk’ün kurduğu bir partiye dinsiz diyecek kadar ileri giden bir adam prof olsa ne yazar.
Katıldığı bir açık oturum da ne kadar boş olduğunu ortaya koyuyor.
MHP`nin Baykal`a destek vermemesi ile ilgili açıkladığı mazeretler tam bir çaresizlik örneği, tam bir ayıplar silsilesi.. Erdoğan`la görüştü, Erdoğan`ı başbakan yaptı, Ekmeleddin’i neden desteklemedi, onun kaseti vardı...
Son bombayı tarafsız bölge programında, patlattı.
"Sayın Baykal’ı desteklemiş olsaydık, kamuoyunda şunlar yansıtılacaktı: `Siz Baykal’ı seçtiniz, bir muhalif adı altında` AKP’nin tabiriyle `dinsiz bir partinin inançsız bir partinin adamını seçtiniz` diye bize yükleneceklerdi" deyiverdi.
Tartışma, Atatürkçülerin CHP`nin kuşatılmışlığında çözüm sürecine muhalefet bir tek o kaldı diye sarıldığı MHP iç yüzünü açığa çıkardı.
Tartışma, MHP Laikliğe karşı olduklarını söyleyemeyenler, Atatürk`ün ve kurduğu partinin dinsiz olduğu yalanına dayandılar. Gerçek yüzlerini ortaya döküverdi.
Tanrı derki insanoğluna;
“Ey insanoğlu; sana iki damar verdim. Birisi ar, diğeri aort.
Birine can koydum, diğerine vicdan…
Anla ki; vicdansız, can taştır, kayadır, odundur. Ar damarsız insan olunmaz yani!.
Aortu, kanla doldurdum… Ar damarına, şeref, namus onur koydum…
Aortun tıkanırsa; ölürsün, toprak olursun… Ya ar damarın tıkanırsa? Çatlarsa?
Arsız, hırsız, yüzsüz olursun!
Aorta çare bulabilmiş gelişen bilimle insanoğlu… Açar, biçer, keser, olmadı değiştirir… Ne var ki; ar damar çatlamasına ne bilim, ne ahlak, ne de yasalar çare olabilmiş!.
Bir söz ağızdan çıkıncaya kadar senindir. Çıktıktan sonra artık senin değildir.
Halaçoğlu benim memleketimden yani Kayseri’den iki dönem milletvekili seçilerek meclise geldi.
Seçildiği il bu Sayın Prof. hizmet bekliyor. Ama sayın Prof. Uğraştığı konulara bakınız
Kimin dindar kimin dinsiz olduğunu söyleyerek ne kadar cahil olduğunu gösteriyor.
Büyük Hak ozanı Yunus Emre ne güzel söylemiş.
İlim ilim bilmektir.
İlim kendin bilmektir
Sen kendini bilmezsen,
Bu nice okumaktır.
Sayın Halaçoğlu’na soruyorum.
Dinde hırsızlık yapmak var mı dır?
Bakara makara diye ayetlerle alay edenlere bu zamana kadar o güzel ağzından bir kelam söylediniz mi?
Ülkeyi soyup soğana çeviren din bezirgânlarına bir şey söylediniz mi?
Her cum a namazından sonra hoca efendi falan camimizin şunu eksik veya falan yere kuran kursu açacağız, şu camimizin donanımı eksik bu hususta para toplayacağız diye her Cuma namazından sonra cemaatten yardım talep edilir.
Diyanet işleri başkanlığının bütçesi dört bakanlığın bütçesinden daha fazla ama halen hocalarımızı dilenci durumuna düşürülüyor.
Ama Sayın Diyanet işleri başkanı değeri bir milyondan fazla olan bir Mercedese biniyor. Bunlar hakkında hiç konuştunuz mu.?
Günümüzde her gün din istismarcılığının yapıldığını görmüyor musun?
İnsan önce kendisine Müslüman olmalıdır. Kimsenin Müslümanlığının bir başkasına faydası yoktur. Herkesin inancı kendinedir. Senin inancın sana benim inancım banadır.
Birinin Müslüman olması ile ben bir şey kazanmam. Benim inancımla da sen bir şey kazanamazsın.
İnsanlar Tanrıya karşı sorumludur. İyi de kötü de olsanız onu takdir edecek yalnız tanrıdır. Bir başkasının hüküm verme yetkisi de haddi de yoktur.
Hırsızlığın, beceri sayıldığı bir ortamda, hırsızların çoğalmasından, taraftar bulmasından daha doğal ne vardır!
Din, tüm aracılardan kurtarılıp; Allah'a ve Kitabı Kuran'a teslim edilmeli!
Kuran, mezarlıktan, ölüler kitabı olmaktan kurtarılmalıdır!!!
Sistemin kurucusu Yüce Yaratıcı; sistemini, hak, adalet, doğruluk ilkeleri üzerine kurmuş ve bu ilkelerini peygamberler aracılığı ile insanlara, yaşamlarında rehberlik etsin diye iletmiş. Bu ilkeler yerine, gönderilen peygamberleri kutsallaştıran, yani yaratılmış kulları ilahlaştırarak; onlar üzerinden kendi sapkın düşüncelerini insanlara “din” diye dayatan din tacirleri yüzünden bugün bu ilkelerden hiç söz ettiğiniz
Olmuş mudur?
Kuran; yaşamın Mukaddes Kitabıdır, yaşam eğitim Kitabıdır, ahlâklı, dürüst, paylaşımcı, iyi insan olmanın ana ilkelerini öğretir. Bizi hayata hazırlar, hayat hakkında bilgilendirir, öğretir, rehberlik eder, zorluk ve sıkıntılara nasıl dayanılabileceğinin ipuçlarını verir. Hırsıza yolsuza yalana talana hiç izin vermez
Ey Halaçoğlu sen bunlara uymayanlara yalan, talan, yolsuzluk ve hırsızlık yapanlara karşı bu zamana kadar bir şey söylediğiniz duyuldu mu?
İnsani erdemlerin kendisinde var olduğuna inan her kişinin erdemsizlerle mücadele etmesi gerekmez mi? Siyasi gücü eline geçiren milletin kanını emen sülükler hakkında bu zamana kadar ne yaptınız?
Görev bilinci ve aydın olma sorumluluğu hırsızlara, vurgunculara yalana talana karşı olmak değil mi?
Milli Savunma Bakanı Sayın İsmet Yılmaz’a milli sıvışma bakanı deyip sonrada onun meclis başkanı olmasına yardımcı olmadınız mı?
Bence asıl sıvışan sizler olmadınız mı?
Ama ben de Sayın Baykal’a kızıyorum 77 yaşına gelmiş bir insan olarak bir köşeye çekilip ağabeylik yapması gerekirdi.
Sayın Cumhurbaşkanının davetine gitmemesi gerekirdi. Gitti de ne oldu bence oyuna geldi.
Çünkü bir kaset olayında Sayın Erdoğan “Bu özel değil geneldir” demedi mi?
Buna rağmen Sayın Baykal Sayın Cumhurbaşkanına gitti.
Daha ne diyelim, Dünyanın her yerin de insanlar bildiği için diploma alır.
Bizde ise insanlar da diploma var diye bir şey sanılır.
Ama diplomalı Prof Cahiller pek çok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.