Bayram haftasındayız.

Kısacık yaşamımızda, sıcak bir evin var ise;

Buzdolabın ve içinde yiyeceğin,

Cebinde namerde el açtırmayacak 3-5 meteliğin,

Gülümseyen, gülümsediğin,

Bir gönül zenginliğin ve de yaşam değerlerin

Var ise,  yine de şanslısın!

***

Tut ki emeklisin,

Bayramda paran yok,

Torununa harçlık veremedin.

Oysaki bayramlarda birer maaş verilecek iken,

Gazete ve TV’lerde bangır bangır,

%4.76’dan 50 TL, al işte sana bayram harçlığı.

Demokrasilerde çare tükenmez derler ya!

Sözün özü, gücümüz, aklımızda ve de ellerimizde… 

***

Mevlana sözü denmekte;

Hırsı bırak, kendini boş yere harcama.
Şu toprak altında çırak da bir, usta da…

***

Bir de şu vatan için savaşan, bayram olduğunu bile hatırlamayan,

canını hiçe sayan, atalarımızı dinleyiniz.

***

Yıl 1912.

Köyümüzden Kara İmam Mehmet, Yunan Harbindedir.

Cephe Karargâhına çağırılan kumandanları genç mülazım,

durgun bir halde çıkagelir.

Askerlerini toplar, söze başlar.

-Arkadaşlar kumandanlıkta söylediler bugün Kurban Bayramıymış.

Bayramınız mübarek olsun…

Cephede birbirlerine sarılarak bayramlaşırlar.

Ardından karşıdaki Yunan askerlerine kurşun sıkmaya devam ederler…

Dinledikçe içim burkulur.

“Bugün bayrammış” diyen atalarımız için…

***

Yıl 1921,

Yenipazar Bucağı Hükümet mahallesinden

Ali oğlu Ahmet İzmirlioğlu, Afyon cephesindedir.

Arkadaşı çok sevinçlidir.

Duyduğu kadarı ile askerlere yarın için

Bulgur pilavı ile üzüm hoşafı verilecektir.

Çünkü ertesi gün bayramdır.

Onlar için bayram ile üzüm hoşafı birbirini tamamlayan                                           

mutluluk beklentisi olmaktadır.

Ne yazık ki o asker,

üzüm hoşafı içmeyi arzularken şehit olur.

Üzüm hoşafı içmek yerine,

Şahadet şerbetini içer…

Vatan ve bu millet size minnettardır.

***

Zaman dediğimiz su gibi akmakta,

Geçen Bayramdan bu güne değin

Tam 350 gün geçivermiş.

Mevlana’dan,

“Dün, dünle beraber gitti cancağızım,

Ne kadar laf varsa düne ait,

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.”

Bayramınız kutlu olsun!