Onur Yasin Tunç

Onur Yasin Tunç

Yaşantımızı Kolaylaştıranlar

İnsanoğlu hayatı boyunca rahatlık peşinde koşmuş, rahatlığı bulunca yetinmeyip daha fazlasını istemiştir. Bu olay tüm insanlardaki sınırı olmayan devamlı olarak üreyen erişilmesi güç bir arzudur. Bu geçici olan istek ve arzuya,  ancak evliya olan insanlar sonlandırmışlar, nefsine dur diye bilmişlerdir.

Sabah uyandınız hava güzel sağlınız yerinde neşe içerisinde çocuklarınızla sabah kahvaltınız yaptınız. Evden dışarı çıkarken kapının anahtarını içeride unuttunuz, zamanınız da kısıtlı bekleyemezsiniz, apartman kapısına yapıştırılmış olan çilingir numarasından ilk iş çilingirin numarasını deftere kaydetmek olacak. Hâlbuki o çilingir numarası aylarca önce orada yazılıydı ama gerek dahi duymadık,  çilingirciyi arayıp notumuz bıraktık akşam arıza giderilecek çilingirciye hal hatır sormayı unutmadık ama bu güne kadar çilingircinin önünden kaç kez geçtik bir sefer olsun selam dahi vermedik, bir selamı dahi ona çok gördük. Anahtarın içeride kalmasından dolayı hafif bir üzüntü içinde sokak kaldırımından inerken ayakkabının topuğu kırıldı, ayakkabı elimizde ayakkabı tamircisi arıyoruz birkaç kişiye sorduktan sonra bir iki sokak ötede dükkânını ziyaret ediyoruz hal hatır sormalar sonunda bir iki çivi ile işimiz halledildi. İşinize bu gecikmelerden dolayı geç kaldık, dolmuşa binmek için durakta bekliyoruz gelen dolmuşlar dolu, hâlbuki iş yerinize giderken dolmuşa dahi binmiyordunuz dolmuşa binenlerin nasıl zorlandığını, dolmuş şoförünün sabah erken saatlerde yola çıktığını bilmiyordunuz. Dolmuşta ayakta belirli bir süre yol gittikten sonra işinize yakın yerde indiniz sonra iş yerinize yürüyerek gidiyorsunuz. Belediye işçisi yolları süpürüyor, sizin geçtiniz yolları, sizin bir gün öncesi kirlettiğiniz, çöpe atmayıp da yere attığınız çöpü o belediye işçisi süpürüyor. Farkına dahi varmadan ister istemez elimizdeki sigara izmaritini, ufak bir kâğıt parçasını, çekirdek kabuğunu bu cadde ve sokaklara atma huyumuzdan vazgeçemedik. Sadece kendimiz yaşıyor sandığımız bu güzelim memleketin cadde ve sokaklarını nasıl olsa bir temizleyen var diye düşündük ama tanıma gereği duymadık. Hâlbuki o Temizlik işçisi her gün çok erken saatlerde mesaisi başlıyor her gün yanı başımızda bir sefer olsun ismini sorma gereğini duymadık, halini sormadık ama şarkı yarışmasındaki birinci olan kişinin kimliğini yaşını medeni durumunu veya bir futbolcunun neden geldiğini kaç gol attığını yaşantısını gayet güzel biliyoruz. İş yerimizde masaya oturup çay istiyoruz sadece diyafonla “şuraya şu kadar çay veya kahve” çaycı yıllardır orada olduğundan dolayı, sizin nasıl içeceğinizi sizden daha iyi biliyor sanki ama bizler onların ismini öğrenmişiz ama iç durumu hakkında bilgimiz yoktur. Bir kez olsun konuşarak derdine derman olmamışız, adam sende demişiz. Öğle vakti yemek hazırlığı içerisinde manava, kasaba fırına koşarız malzeme almaya veya hazır bir şeyler yemek için lokantaya uğrarız. Lokantanın temiz olmasını yemeklerinde lezzet olmasını ararız. Akşamın mesai bitimi günün yorgunluğunu atmak için bir çay bahçesine oturup birkaç değişik arkadaşla yapılan sohbet bitiminde bizlere hizmet eden genç garsonlara bir teşekkür dahi etmeden kalkar gideriz. Hâlbuki onlara teşekkür etmek bir âlicenaplıktır. Herkesin kendine göre işi var gücü var diye hep kendimizi düşünmüşüz. Ta ki kişi musalla taşına getiriline kadar o zaman işte karşına geçip el bağlayıp iyi adamdı denildiğinde bazen kendimiz suçlarız neden sormadık diye ama iş işten geçmişti.  Yaşantımızdaki bu türlü mesleklere nazır insanlarla her gün iç içe bulunuyoruz yaşantınızı kolaylaştıran bu insanlar iyi ki hayatımızdalar. Bizler fark etsek de etmesek de.

Bu tür mesleklerde el emeği ile göz nuru ile çalışan bizlere yardımcı olanlara sağlık ve esenlikler dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.