Ömer ERU
Valilik önündeki Atatürk heykelin hikâyesi
Aydın Vali Yardımcısı görevinde bulunuyordum. Valiliğin üçüncü katındaki odamda çalışırken gazeteci dostum Tevfik Akbaş ziyaretime geldi. Yine Aydın'ın sorunlarından bahsederek sohbet ediyorduk. Tevfik “Sayın Valim Valiliğin önünde Atatürk heykeli yok” dedi. Ben bu konuyu araştırayım dedim.
Bu sırada Gençlik Spor Müdürlüğüne ait ihaleli işi ve Etnografya müzesi inşaat işini yapan Muhammet adında müteahhit vardı. Kendisiyle inşaatları kontrol ederken tanışmıştım. Ara sıra Valiliğe gelince yanıma uğrar işlerinden haber verirdi. Ona “Muhammet aynı anda dört beş ihale işi alıyorsun, fazla açılıyorsun. Az iş al yap bir diğer işe başla, ani bir tıkanmada bütün işlerin durur” dedim. O da “Sayın Valim siz ekonomistsiniz, fikirlerinize her zaman değer veriyorum” derdi.
Yine benim yanıma geldiği zaman odamda konuşurken, “Muhammet bir şey söyleyeceğim” dedim. “Buyur Sayın Valim” dedi. “Valilik önüne bir Atatürk heykeli yaptırmayı düşünüyorum” dedim. “Sayın Valim emrin olur” dedi. “Muhammet eserin olur” dedim. “Sayın Valim siz maliyetini çıkarın maddi durumunu ben karşılarım” dedi. Ben değişik ilçelerde fiberglas heykeller yaptırdığım ve dost olduğum Ünlü heykeltıraş Tankut Öktem 'e telefon ettim. Kaç paraya mal olacağını sordum. Tankut Öktem de o zamanki para birimiyle on beş milyona yapabileceğini, heykel örneklerini göndereceğini bunlardan hangisi beğenilirse yapabileceğini söyledi.
O zaman Aydın Valisi Muharrem Göktayoğlu idi. Kendisine bilgi verdim. O da olumlu karşıladı. Bayındırlık müdürünü çağırdım, Valilik binasının önünde heykelin konacağı yeri tespit ettik. Sayın Valimiz de uygun buldu. Mühendis arkadaşların çizdiği zemin müteahhit Muhammet'in elemanları tarafından hazırlandı. Heykel örnekleri geldi. Şimdiki heykeli beğendik. Tankut Öktem'e bildirdik.
Tankut Öktem’den banka hesap numarasını aldım. Muhammet hemen Tankut Öktem'in banka hesabına parayı havale ettiğini söyledi.. Tankut Öktem on gün sonra bana heykelin hazır olduğunu haber verdi. İl Özel İdare’den bir kamyon aldık. Sarsıntıdan hasar görmemesin diye sünger yatakları kamyona koyduk. Gönderdik. Ertesi gün Atatürk heykeli Aydın'a geldi. Yine Muhammet'in elemanları ve Valilikte çalışan yardımcı hizmetlilerin yardımıyla heykeli yerine yerleştirdik. Heykeli tunç sanan yardımcı hizmetliler önce bunu nasıl kaldıracaklarını düşünürken bunun hafif olduğunu, tunç olmadığını söyledim.
O yıl 10 Kasım’da heykelin önünde tören yaptık. O zaman üzücü bir olay da oldu. Buna hala çok üzülürüm. Müteahhit Muhammet girdiği bir ihaleden alacağı zamanında yapılmayınca, “ben elemanlarıma şimdi para veremeyeceğim” diye bunalıma girmiş. Etnografya inşaat şantiyesinde kendine ait büroya girmiş. Elemanlarına “biraz istirahat edeceğim” demiş. Büroda bir silah sesi duyulmuş. Elemanlar içeri girdiğinde Muhammet'in kendini silahla vurup intihar ettiğini görmüşler. Kendisine Muhammet her işe atılma bir işi bitir. Başka iş al, bu kadar açılma, bir yerde tıkanırsan zorluk çekersin dediğimi hala hatırlarım. Valilik önüne yapılan Atatürk heykelinin maliyetini karşıladığı için de hatırladıkça Muhammed'e dua ederim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.