Size de bir suç uydurulmasın

Suç olarak kabul edilen eylemler yani hukuka aykırı davranışları ve eylemlere uygulanacak müeyyideleri inceleyen bilimsel hukuk dalına "Ceza Hukuku" diyoruz.

Ceza Hukukunun Kaynakları(dayanakları) ise, Anayasa, Uluslararası Sözleşmeler, Türk Ceza Kanunu.
Ceza Hukukunun Temel İlkeleridir.

Bu ilkeler ise; Kanunilik İlkesi (yani eylemin yasada suç olarak tanımlanması), Kusursuz Ceza Olmaz İlkesi (yani failin kusurlu olması), Cezaların Kişiselliği İlkesi (Kişilerin kendi kusurundan sorumlu olması, onun yerine ona yakın birine kusur atfedilip ceza yükletilmemesi), Hümanizm İlkesi (İnsani değerlerin önceliği), Hukuk Devleti İlkesi ( herkesin yöneten, yönetilen. güçlü, zayıf, nüfuzlu, kimsesiz fark etmeksizin sorumlu olması ve hesap verirliği, verebildiği) gibi ilkelerden ibarettir.

Anayasa’nın 38. Maddesinde, Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesinde ve Avrupa Sözleşmesi’nin 7. Maddesinde Kanunilik İlkesi düzenlenmiştir.

Türk Ceza Kanunu’nun 2. Maddesinde, “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.” denmektedir.

Kanunilik (yasal dayanağın gerekliliği) İlkesinin de. "Belirlilik, Aleyhe kanunun geçmişe uygulanmaması, Kıyas yasağı, İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç oluşturması ve ceza vermesi yasağı, Örf ve âdete dayanarak suç oluşturma ve ceza verme yasağı." gibi kendi içinde alt ilkeleri mevcuttur.

Burada her ilkeyi detay ve örnekleri ile açıklayacak değiliz.

Sadece insanın insan olarak dünyaya gelmesi ve insanca yaşaması anlayışına dayalı Temel İnsan Hak ve Özgürlüklerini konu edinen, Hümanizm ve herkes için hukuki sorumluluk yükleyen, Hukuk Devleti ilkesinden söz edeceğim.

Hümanizm, insana ve insani değerlere en büyük ağırlığı veren düşünse yapısıdır.

Ceza hukukunda hümanist öğreti (doktrin), hümanist (İnsani) değerlerin ceza hukukunda var olmasını öngörür. Bu doktrine göre suçu ne olursa olsun, suçlu, bir insandır ve insan haysiyetinin korunması gerekmektedir. Hümanist doktrinin önem verdiği tek değer insan haysiyeti değildir; aynı zamanda insana ve insani olan tüm değerlere önem verir ve onları korumayı amaçlar. Bu bağlamda ahlakın (etiksel değerlerin) hukuktan ayrı tutulmasını hümanist öğreti uygun görmemektedir.

Hümanizm ilkesi, suç işlediği için ceza yaptırımına tabi tutulan kişinin yeniden topluma kazandırılmasını amaç edinen ilkedir.

Hukuk Devleti İlkesi ise;

Kısacık bir tanımla, etkinliklerinde hukuk kurallarına (koşulları ile sınırlı) bağlı olan, vatandaşlarına hukuksal güvenlik sağlayan devlet yapısı demektir.

Hukuk devletinde, herkes yasa önünde eşittir, yasal yaptırımlar herkese etkili ve herkesin erişebildiği evrensel nitelikte hukuki güvence teminini öngörür.

Suç işleyen kişi hakkında işlenen eylemin ağırlığıyla orantılı olarak ceza ve güvenlik tedbirine hükmedilmesine ölçülülük;

Ceza kanunun uygulanmasında kişiler arasında, ayrım yapılmamasına ve hiçbir kimseye imtiyaz tanınmamasına ise eşitlik ilkesi denmektedir.

En önemlisi de ceza hukukunda asla ve asla, kesinlikle keyfiyete yer yoktur.

Son günlerde ülkemizde olup bitenleri, hukuki uygulamaları, tartışmaları görüyor ve basından izliyoruz.

Burada somut bazı olaylardan bahsedip isimler zikrederek kimilerinin başını ağrıtmak gibi bir niyetim yok. Ne anlattığım ve nelerin ne şekilde olmasını gerektiğini izaha çalıştığımı, arif olanlar anladı bile...

Şu kadarını anlatayım ki;

Bir ülkede, insanların huzuru, refahı, sağlığı ve kaliteli bir yaşam standarttı ile yaşaması hukukun üstünlüğü ile mümkündür.

Herkesin adalete erişmesi, adil yargılanma hakkına sahip olması ancak ve ancak üzerinde hiç bir baskı ve vesayet olmayan, eylem ve kararlarını yasaların öngördüğü sınırlar dahilinde vicdanları ile karar verebilen hakim ve savcıların varlığı ile mümkündür.

Hukuki uygulamalarda hukukun evrensel, yukarıda da bazılarını kısaca belirttiğimiz ilkelerini bilmeyen, bildiği halde uygulamayan, belli siyasi görüşün ya da bir kesimin tavassutu ile bulunduğu makamlara gelen ve talimat ile ya da keyfi yapan hukuk uygulayıcıları ile gerçek anlamda bir hukuk devleti kurum ve kuralları ilave hukuki güvence altında yaşadığımızı söyleyebilmek mümkün olmamaktadır.

Hukuk herkes için gerekli, şimdi olmasa bile günü gelecek herkese lazım olacaktır.

Keyfi hukuk kural ve uygulamalarının size de bir suç uydurmayacağını kim garanti edebilir?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
  • N. Aydın / 27 Şubat 2025 15:42

    Hak, hukuk, adalet...
    Hukuk herkese gerekli bir kavram olacağı muhakkaktır öyle bir an gelirki keyfi hukuk döneminin yaşadığı yıllarda olduğundan söz edilir. Hak hukuk adalet bileşkesinde olan yarınlar dileriz.

    Yanıtla (1) (0)