Ramazan TÜLÜ
Siyaset mi kirli, yoksa?
Sokakta herhangi bir kişi ile güncel olayları konuşmaya kalksanız, siyasetin çok kirli, siyasetin tehlikeli bir olgu olduğundan, uzak durulması gerektiğinden söz edecektir.
Kirli olan siyaset mi?
Yani siyasetin uyulması ve yapılması gereken kuralları mı kirli?
Hiç sanmıyorum. Siyaset gerektiği gibi, kurum ve kuralları ile her şeyden önce ahlak ve ilkeler kapsamında yapılsa insanlarda böyle bir kanı oluşmaz.
Aksine kirli olan siyaset ve siyasetin kuralları değil, siyasetin kurallarını dilediği gibi eğik büken ve çıkarına koşut olarak yorumlayan siyasilerin bizatihi kendileridir.
Başka bir anlatımla siyaset kirli değildir ama kirlenmiştir siyasilerin elinde…
Şöyle düşünelim, elimizde beyaz, tertemiz pırıl pırıl ve üzerinde hiçbir leke bulunmayan bir gömlek var diyelim. Bu gömleği giyerek gidip isin, pasın içinde kirli işlerle iştigal ettiğimizi farz edelim.
Tertemiz olan pırıl pırıl parlayan bembeyaz gömleğin belli bir kullanımdan sonra simsiyah ve lekeler içinde olduğunu göreceksiniz. Burada kirli olan değil kullanan tarafından kirletilmiş bir gömlek vardır.
Suriye ye demokrasi gelecekmiş çünkü devrim olduğu diye bir görüş ve anlayış hakim.
Uluslar arası emperyalist güçler ABD ve İsrail’in çıkarları doğrultusunda uygulamaya koydukları BOP Projesi kapsamında, Nasıl başta Irak, Afganistan, Libya ve Mısır olmak üzere demokrasi getirmiş ise Suriye’ye de benzeri bir demokrasi şeklini getirip hüküm süreceklerdir. Bundan hiç kuşkunuz olmasın çünkü benim yok.
Suriye coğrafyası, devlet otoritesinden yoksun, terör örgütlerinin çatıştığı, çok kanlı ve karanlık olaylara gebe bir ortam olacak kanımca.
En kötüsü de orta doğuda mütemadiyen ilerleyip mevzi ve toprak kazanmak isteyen ABD ve BOP’un şımarık çocuğu İsrail’in zamanla bizim kara sınırımızda komşumuz olacağı ihtimali de düşündürüyor beni.
Asgari ücret otuz bin mi olacak?
MÜSİAD Başkanı Mahmut ASMALI 'asgari ücret artışı yüzde 25'i geçmesin' demiş. Birde yıllık ve aylık Enflasyon verilerini açıklayan TÜİK, ENAG gibi kurumlar var. Biz ne edelim ENAG’ı, bizim için devletinde rakamları belirlerken baz aldığı TÜİK daha önemli.
Çok güvendiğimiz TÜİK’ “tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE) aylık artış yüzde 2,24 oldu. Önceki ay yüzde 48,58 olarak açıklanan yıllık enflasyon ise aralıkta yüzde 47,9’a geriledi.” şeklinde son açıklamasını yapmış. Buna karşın Mahmut ASMALI %25’i geçmesin diyor.
Ha bu arada unutmayalım Temmuz 2024 de normalde zam yapılması beklenirken asgari ücret 17.002 TL. olarak kaldı.
Neymiş efendim. Asgari Ücrete zam gelirse enflasyon artarmış(!)
Pekâlâ, Temmuz 2024 de Asgari Ücret artırılmadı ama Enflasyon düştü mü?
Düşmüş olsaydı devletin kurumu TÜİK’ “enflasyon düştü” diye açıklama yapardı, talimatla da olsa ...
“Emekli Yılı” olarak ilan edilen 2024 yılı sonunda Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanmış ve müzakerelere başlamış vaziyette, bu yetmezmiş gibi bir de TBMM Genel Kurulunda harıl harıl 2025 bütçesi görüşülmekte.
Gerek asgari Ücret Tespitinde gerekse 2025 yılı bütçesinde emeğin, emekçinin ve yoksul halk kitleleri yararına bir düzenleme olmayacağı şimdiden belli. Çünkü onlar hep ola geldiği gibi yine kaybedecekler. Sermaye yanlısı olduğu tartışma götürmeyen siyasal yapı ve oluşumlardan emek lehine bir hamle olacağı adeta imkânsız gözüküyor.
Daha şimdiden bazı harçlara ve idari para cezalarına %44-45 oranında zam yapıldığı bildirildi bile…
Okuyanlarıma şimdiden “iyi yıllar” diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.