Şair Eşref Ozan

Şair Eşref…
İzmir’de Montrö Meydanında otobüsten indiğimizde Şair Eşref Bulvarındaki heykeli önünden geçerken üstadın hınzırca bakışını hisseder, bir yandan da şiirlerini anımsayıp da gülümserdim.

Şairin geride kalan ailesine soyadı kanununda "OZAN" soyadı verilir.

"Ağaca çıkan keçinin dala bakan oğlağı olur!"

Dede Şair Eşref’in adı verilen torun Eşref Ozan, dede mesleğini seçer.
Mülkiye ve ardından Kaymakamlık…
Şair Eşref'in torunu "Eşref Ozan" Yenipazar'da kaymakamlık yapmıştır.

O da nüktedanmış dedesi gibi…
Amma bir kul kayıt etmemiş söylediklerini…
Sadece hatırlanan şu dizeler kalmış,

Şu Yenipazar dedikleri,
At eşek dolu irimleri, (*)
Eşref kulun da çok sevdiği,
O İzmir'e gitmeleri...

Genç Kaymakam çok sevdiği İzmir’e gitmelerindeki bir kazada can verir. 1960’lı yılların sonunda Selçuk ilçesine bağlı Aziziye (Çamlık) köyü civarında trafik kazasında genç yaşta hayata veda eder.
İlçe halkınca Jandarma Karakolu yanındaki caddeye “Eşref Ozan Caddesi” adı verilerek Genç Kaymakamın adı ve anısı yaşatılmaktadır.
**

Bir soğan soyuluyor,
Yaşarıyor gözler,
Bir memleket soyuluyor,
Aldırmıyor öküzler...

Bu dizelerin sahibi Şair Eşref ise, Türk edebiyatının en güçlü hiciv şairlerinden biridir. 1847 yılında Kırkağaç’ın Gelenbe kasabasında dünyaya gelir.

Havasından mı, suyundan mıdır bilinmez.
Bir diğer üstat, tiyatro ustası Tevfik Gelenbe de burada doğmuştur.
Rahmetli Gelenbe, “Arap Bacı” tiplemesiyle hatıralarımızda yer alır.
**
Girdiği sınav sonrasında kaymakam olarak atanır. İzmir valisi Kamil Paşa ile uğraşmaktan geri durmaz, karşılıklı şakalar yaparlar. Kamil Paşa Eşref'i kollayan biri olur.
Şair Eşref, birçok kasabada kaymakamlık ve Adana vali muavinliği görevlerinde bulunur.
**
Gördüğü yolsuzlukları şiirleriyle hicvedince bir yıl hapse mahkum edildi. Cezasının ardından İzmir'de gözetimde tutuldu. 1903'te Mısır'a kaçtı. Bir süre Fransa, İsviçre ve Kıbrıs'ta yaşadı. Tekrar Mısır'a döndü, Curcuna isimli mizah dergisinde yazılar yazdı. 2. Meşrutiyet ilan edildikten sonra İstanbul'a geldi. Eşref ve Musavver Eşref isimli mizah dergilerinde başyazarlık yaptı
**
Eşref’in tayini Sivrihisar’a çıktığı zaman canı çok sıkılır. Sivrihisar yerine Akhisar’a gitmek arzusunu yakın dostu İzmir Valisi Kamil Paşa’ya şu dörtlükle bildirir:

Beni Sivrihisar’a merhamet et oturtturma
Kerem kıl Akhisar’ı, dersen İzmir’den ırak olsun
Mücerret bir hisara gönderilmekse eğer maksat
Efendim başı sivri olmasın da, bari ak olsun.

Kırkağaç da Kaymakamlık yaparken Dâhiliye Nezareti’nden kaymakamlık binasının onarılması için gerekli masrafların bildirilmesi emri gelir.

Eşref, “binanın muhtelif yerleri akıyor” cevabını gönderince, “Binanın nereleri akıyor? Ayrı ayrı bildiriniz” demektedir Devlet-i Aliye.
Eşref bu işe kızar, telgrafta kısaca:

“Binanın musluklarından başka her yeri akıyor...”

1914’de Kırkağaç’ta vefat eder. Mezar taşına şu dörtlüğü yazdırır;

Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için
Gelmesin reddeylerim billâh öz kardaşımı
Gözlerim ebna-yı âdemden o rütbe yıldı kim
İstemem ben Fatiha, tek çalmasınlar taşımı…

Yazıldı yazılmasına ama Eşref’in mezar taşı iki kez çalınır.

Üçüncü kez de yakın bir zamanda çalınır.
Geriye kırık bir halde tekrar getirilir, Baş ucuna bırakılır...
Ruhu şad olsun...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum