Metin AKOĞLU
Rusya Dinyeper Nehrine dayandı!
Beklenen oldu ve malum olan ilan edildi.
Rusya Federasyonu, Ukrayna’nın Donetsk, Luhansk, Zoporijia ve Herson bölgelerini ilhak etiğini tüm dünyaya duyurdu.
Ukrayna’daki krizin buraya nasıl ve nereden geldiğini hatırlayacak olursak;
2014 yılında Ukrayna'da Batı yanlısı bir hükümetin iktidara gelmesiyle başlayan süreç, NATO ve AB’ne girme taleplerinin yüksek sesle dile getirilmesiyle devam etti.
Rusya bunu bir tehdit olarak gördü. Ukrayna’nın Doğusuna, Batı’nın Nükleer silahlarının yerleşmesine izin vermeyeceğinden hareketle, kısa süre sonra ülkenin doğusunda başlayan iç savaşa, Rusya el altından müdahil oldu ve Moskova yanlısı ayrılıkçıları destekledi.
Aynı yıl Luhansk ve Donetsk halk cumhuriyetleri tek yanlı olarak bağımsızlık ilan etti, Rusya bu kararı tanıdı.
Bölgede devam eden iç savaşta 14 bin Rus yanlısı insan hayatını kaybetti. İki ayrı Minsk anlaşmasıyla geçici barış sağlandı. Ukrayna'nın bu anlaşmalara göre söz konusu iki bölgeye özerklik vermesi gerekiyordu ancak Kiev artık fiilen kontrolü dışında kalan Luhansk ‘la Donetsk'e yönelik bir adım atmadı. Hem bu nedenle hem de Kiev'in NATO'ya üye olma isteği, Rusya’nın Ukrayna'yı baskı altına alabilmek için ordusunu sınıra yığmasına zemin hazırlattı. Ukrayna'nın geri adım atmaması üzerine Rusya 24 Şubat'ta harekât başlattı.
Savaşın gerekçesi ve hikayesi böyle;
Hikâye devam ediyor. Taraflardan biri, şimdilik topraklarının yüzde on beşe yakınını kaybetti.
Ukrayna'nın doğusunda bulunan dört bölgenin Rusya'ya katılımı ile ilgili anlaşma uluslararası kamuoyunun da dikkatle izlediği bir törenle Kremlin Sarayında imzalandı. Başta Batılı liderler olmak üzere tüm dünya, sirkteki maymunun veya bir trapezcinin hünerlerini izler gibi töreni seyrettiler. 2014 yılında yine Ukrayna'ya ait olan Kırım'ın, Rusya'ya katılımı nedeniyle bir tören düzenlenmişti.
Tiyatronun baş aktörü oyununu oynuyor, savaş baronlarıyla birlikte servetlerine servet katarlarken, Ruslar toprak kazanıp törenler yapıyor.
Ölüler, yıkılan ve yanan şehirler ve yok edilen tarih üzerinden,
Törende konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, kısa süre önce düzenlenen referandumlara atıfta bulunarak, “Luhansk, Donetsk, Zaporijya ve Herson'da yaşayan milyonlarca kişinin seçimini yaptığını söyledi. Bölgede yaşayanlarla Rusya arasındaki tarihsel ilişkilere değinen Putin, Ortak geleceğimiz için oy kullandılar" dedi. Rusya lideri, "Ukrayna yöneticilerine ve onların gerçek efendileri olan Batı'ya sesleniyorum. Ateşi kesin ve görüşme masasına dönün. Biz hazırız ama bu bölgeleri artık tartışmayız, o iş bitti. Halkın isteğine saygı duymalılar. Onları elimizdeki bütün güçle koruyacağız" diyerek Batıya meydan okudu.
Devamında Putin, ABD'nin 2. Dünya Savaşı'nda Japonya'da atom bombası kullanarak nükleer silahların kullanımının önünü açtığını söyleyerek bir hatırlatmada bulunuyor.
Ben de senin gittiğin yoldan gitme hakkına sahibim ve bu hususta tereddüt etmem mesajını veriyor.
Tüm bu gelişmelerle 24 Şubat'ta başlayan savaş, hem bambaşka ve çok daha tehlikeli bir aşamaya geçmiş, hem de topraklarının yaklaşık yüzde 15'ini kaybeden Ukrayna fiilen biraz daha bölünmüş oldu. Söz konusu dört bölge, uluslararası hukuk açısından değilse de Moskova'ya göre "Rus toprağı" sayılacağı için Batı destekli Ukrayna'nın buralara düzenleyebileceği saldırılar, Rusya'ya yapılmış kabul edilecek. Rusya'nın nükleer doktrini, kendisinin ya da müttefiklerinin saldırıya uğraması halinde nükleer silah kullanılmasına olanak sağlıyor.
Putin ayrıca, "Avrupalı siyasetçilerin vatandaşlarını daha az yemeleri, daha az yıkanmaları ve daha sıkı giyinmeleri, daha az aydınlanmaları için ikna etmesi gerekecek" diyerek kış hatırlatmasını da yaptı.
İki büyük savaş yaşamış olan Avrupalılar, endişeli bir bekleyiş içindeler. Putin’in nükleer açıklamasına en gerçekçi cevap, bir önceki Alman Şansölyesi Merkel tarafından verildi. Putin'in, "Rusya kendisini savunmak için mevcut tüm araçları kullanabilir" açıklamasına değinen Merkel, “Putin'in sözlerinin ciddiye alınmasını gerektiğini” belirtti.
Avrupa’da Putin’i en iyi tanıyan siyasetçi kimdir sorusuna;
Cevabım, Merkel’dir.
Almanya’nın, Doğusunun da olduğu yıllarda birlikte mesai yapan insanlar!
Putin’in, bu iş bitti açıklaması ile ilhak edilen topraklarla yetinip yetinmeyeceğini, Zelenski ve Batı’nın izleyeceği politikalar belirleyecektir.
Marıupol’a açılan Odesa limanı inci gibi göz kamaştırıyor. Ukrayna için çok stratejik bir liman ve şehir; Batı, kışkırtmaya devam ederse eğer Odesa, en yakın Rus hedefi olarak görünüyor.
Bu savaşın kazanını şüphesiz Rusya ile birlikte ABD ve İngiltere ikilisi olmuştur.
Rusya toprak kazanırken, ABD ve İngiltere de Avrupa’yı NATO çuvalının içine sığdırmayı başarmış ve “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşmiştir” diyen Makron, geri adım attırılmıştır.
Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya giriş süreci bu hikâye ile başlatılmıştır.
Marıupol’deki Azol Çelik fabrikası ile çok zengin maden yataklarının bulunduğu dört bölgeyi Rusya’nın ilhak etmesinin ardından, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ‘den NATO'ya flaş bir çağrı geldi.
Zelenski açıklamasında "Ukrayna hızlı bir şekilde NATO üyeliğine başvuruyor. Ukrayna, Putin Rusya'nın devlet başkanı olduğu sürece Rusya ile herhangi bir müzakere yapmayacak. Yeni başkanla görüşeceğiz" ifadelerini kullandı.
Zelenski’nin “hızlandırılmış üyelik" çağrısına NATO’nun ne cevap vereceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Zelenski tiyatro oynamaya devam ediyor.
Sanırsınız ki Rus tanklarını Volga Nehrine gömdü, Rus ordusunu da Ural dağlarına yasladı.
Sıra, Rusya’ya devlet Başkanı atamaya gelmiş!
Sonuç:
Şimdi gözünüzü kapatın. Merkel Almanya’da Başbakan olarak görevinin başında olsun. Kendisini dinleme ve izleme nezaketsizliğini gösteren İngiliz ve Amerikalılar ile Ukrayna konusunda iş birliği yapmaz ve bu savaşı da engellerdi. Merkel sağlık nedenleri yüzünden siyaseti bırakmıştı.
Amerika, İngiltere ve tiyatrocu çocuk ele ele verip Almanya’da seçimlerin yapılmasını beklediler.
Merkel ile yol alamayacaklarını onlar da biliyorlardı.
Makron ve Olaf Scholz’un, İngiltere ve Fransa tarafından ikna edilerek, Ukrayna ile Rusya savaşının organize edildiği sır olmaktan çıktı.
Şimdi ise alınan enerji tasarrufları, kullanma biçimleri ve talimatlandırılmalar toplumu rahatsız ediyor. Bu savaş bizim savaşımız değil diyenler seslerini yükseltiyorlar. Avrupa ayakta, işler tersine dönüyor.
Macaristan, ret cephesinin başını çekiyor ve yalnız olmaktan çıktı, Geçtiğimiz hafta Çekya’da savaş karşıtı gösteriler vardı ve bu gösterilerin bütün Avrupa’ya yayılması bekleniyor.
Kış geliyor. Avrupa’da para, Rusya’da da gaz ve petrol var. Azı ile yetinin denilerek kış ile mücadeleyi anlamsız bulanlar çoğunlukta ve bu yüzden siyasilere tepki var.
Sibirya gazının rüzgârı, iktidarları sallayacak gibi görünüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.