Metin AKOĞLU
Prigojin’in uçağı düştü mü düşürüldü mü?
Irak ve Afganistan’da yakalanan sözüm ona teröristler, CIA tarafından sorgulanmak üzere Guantanoma’ya götürüldüler. Adada geçen süre içerisinde güvercin kadar yumuşak olan militanlar, eğitildikten sonra Ortadoğu’ya, ensesinden Müslüman kesen hayvan sürüleri olarak geri getirildiler.
Bunların ismini de bize taktırdılar.
“Radikal İslamcılar” dedik.
El Kaide, İSİD, DEAŞ, HTŞ ve El Nusra isimleri altında Batı’nın taşeronluğunu ve işlerini yaptılar.
Hedef olarak seçilecek yeni bir ülkede, yeni görevler bekliyorlar.
İki gruba ayrıldılar. Bir gurup terhis edilerek CIA’nın tuttuğu otobüslerle Ürdün ve Barzani bölgesinden ülkelerine, diğer gurup ise İdlip düzlüğünde kampa alındılar.
Hedef ülke ile ilgili olarak aklınıza bir şey geliyor mu?
Arap Baharının ilk başladığı ülke olan Tunus’ta görev vermediler. Eski politikacı Gannuşi, kan akmadan sakinlik içerisinde geçişi sağladı.
Asıl kıyamet, 2011 Şubat’ında Libya’da koptu. Radikaller, Libya’da başlayan olaylarda başat rolü oynayarak iç savaşı körüklediler.
Aynı Radikaller, Bingazi’de görev yapan ABD Büyükelçisi ile 3 konsolosluk görevlisini yakarak öldürdüler.
Tamamen planlı!
ABD ve NATO’nun Libya’ya çökmesi için meşruiyet kazandırdılar.
Bazılarına saçma gelebilir.
Kendi Devlet Başkanına suikast düzenleyen bir ülkeden bahsediyoruz.
Pakistan devlet başkanı Ziya’ül Hak’ı öldürürken, kendi büyükelçisini de öldürenlerden bahsediyoruz.
Libya Lideri Muhammed Kaddafi öldürüldü.
Çıkan iç savaş sonrası Libya’da iki devletçik oluştu.
Başlangıçta Türkiye olarak, “NATO’nun Libya’da ne işi var” dedik ama harekatın üssü de İzmir oldu!
Libya hava sahası İzmir’den kontrol edilmişti.
NATO ittifakında verilen görevler yapılır!
Libya’nın Kıbrıs Barış Harekatındaki katkılarını bilmeyenler, Kaddafi’yi öldürmeye gittiler.
Çünkü bu anlaşmalar için kırmızı halılarda yürütülmüşlerdi…
Batı için önemli olan petrol musluklarıydı. Bunu kotardıktan sonra, kendilerine uygun bir yönetimi de kurarak işlerini tamamlayacaklardı.
Libya halkı, yabancı askerler ve radikallere karşı savaşmak yerine, birbirlerini kırdılar.
Batı, ilk golünü Kaddafi’yi öldürerek atmıştı.
Dönemin İtalya Başbakanı Berlusconi’nin Petrol şirketi olan ENİ’nin yöneticisi Abdurrahim Bin Yizze’nin, Libya’nın petrol bakanı olarak atanmasıyla ikinci gol de atıldı.
Türkiye uyandı ama geç kaldı. Olanlar olmuştu. İ
Kaddafi öldürülene kadar, Rusya da uzaktan izlemekle yetindi.
İtalyanlar, Fransızlar ve ABD’nin Black Water paralı asker grubu sahadaydı. Libya’nın hava sahası kapalı, deniz ve limanlar abluka altındaydı.
Rusya, daha fazla geride kalmak istemedi. Libya’dan sonraki ABD ve NATO hedeflerinde var olabilmek için Libya’da varlığını hissettirmesi gerekiyordu.
Uluslararası politikalarda boşluğa yer yoktur.
Prigojin liderliğindeki Wagner paralı asker grubu, Libya’da yerini alır.
Türkiye’de tarihten gelen aidiyet duygusuyla Tunus sınırına yakın Vatiyye üssüne asker gönderdi ama Akdeniz’de Almanlar tarafından aranan gemileri aklınıza getirdiğinizde, bunun NATO’ya hizmet için olduğunu anlarsınız.
Libya’da bilek güreşi halen devam ediyor.
Wagner’i 2011’de Suriye yıkım projesinde, Esad rejiminin yanında gördük ve görmeye devam ediyoruz.
2022 Şubat ayında başlayan Ukrayna- Rusya savaşından itibaren dünyada yeni bir durum ortaya çıktı.
Buna göre NATO, bütün gücüyle Ukrayna’nın yanındadır.
Bu savaşın etkisi, dünyanın her yerinde hissediliyor.
Orada da Amerikan Black Water’in ayak izlerini görüyoruz.
Felluce’de Iraklı gençleri camiye doldurup yakan caniler!
Rusya, düzenli ordusuna ilave olarak özel operasyonlarda kullanmak üzere, Wagner’i en etkili güç olarak sahaya sürdüğünü biliyoruz.
Wagner’in sahadaki en büyük başarısı, Mariupol’daki Azovstal Çelik Tesislerinin sığınaklarında sıkıştırdığı AZOV taburu askerleri ile onlara danışmanlık hizmeti sunan Amerikan, İngiliz, Polonya, Kanada gibi ülkelerin danışman statüsündeki muvazzaf ve emekli askerlerini teslim almasıdır.
Sorgulandılar.
Mutlaka canları yanmıştır.
Bu yüzden, Wagner’i en iyi onlar bilebilecektir.
Ukrayna meselesi ve Çin ile ilgili tutumlarından dolayı Makron’nun, CIA tarafından nasıl terbiye edildiğini Fransa’daki isyan dalgasından biliyoruz.
Makron dönüş yapmak zorunda kaldı. Ukrayna’ya yeni silah sistemleri gönderdi.
Aynı günlerde biz de dönüş yaptık.
İsveç, Kur’an yaka yaka NATO’ya alındı.
Neden?
Fransız silah sistemleri, cephede Rusya’nın canını yaktı.
Rusya, Wagner öncülüğünde Nijer’de yaptığı darbe ile karşılık verdi.
Fransa’nın Büyükelçisi ve askerleri Nijer’den kovuldu.
Mali’de de benzer durum görülüyor.
Afrika ayakta!
Wagner’e ve onun sorumlusu Prigojin’e kuyruk acısı buralardan geliyor.
Fransa ve Amerika Uranyum ihtiyacı için Karabağ’a yöneliyorlar.
Oyun Kafkaslara kayıyor.
Ukrayna’nın, Moskova’ya adrese teslim dronlarla Rusya’yı terörize etme hamleleri yapıldığı günlerde, Afrika’da da darbeler yaşanmaya başlamıştı. BRICS zirvesinin ikinci günüydü ki Rusya Acil Durumlar Bakanlığı, 23 Ağustos Çarşamba akşamı ülkenin Tver bölgesinde özel jetin düşmesi sonucu 10 kişinin öldüğünü bildirmişti. Rusya Federal Hava Taşımacılığı Ajansı, düşen uçakta ölenlerin arasında Wagner'in kurucusu Yevgeniy Prigojin'in de bulunduğunu açıklamıştı.
Arkasından, psikolojik istihbarat araçlarıyla olayı yönetme hamleleri gelmeye başladı.
Roket veya füze saldırısı,
Patlayıcı madde ile sabotaj sonucu infilak seçenekleri üzerinde yoğunlaşıldı.
Patlama veya infilak sonrası analizciler olay yerine gitmeden, senaryolar uluslararası kamuoyuna servis edilmeye başlandı bile.
Bu ölümün, en çok kimin işine yaradığına bakılmaksızın;
İngilizlere göre Prigojin’in uçağını Putin'in emriyle Rus iç istihbaratı düşürdü.
İngiliz makamları, Wagner'in kurucusu Yevgeniy Prigojin'in de yaşamını yitirdiği uçak kazasının arkasında Rusya iç istihbarat kuruluşu Federal Güvenlik Servisi'nin (FSB) bulunduğunu iddia etti.
Pentagon, Wagner'in patronu Prigojin'in öldüğü "uçak kazası"nı yorumladı: Çeşitli faktörlere dayalı ilk değerlendirmemiz onun muhtemelen öldürüldüğü yönünde…
Bunlar, kimlik tespiti yapılmadan gelen açıklamalar.
İngiliz, yaptığı açıklamayla yolcu listesine ulaşmış görünüyor.
Ukrayna’ya istihbaratı yerden İngilizler, uydu istihbaratını Amerikalıların verdiğini biliyoruz. İngiliz’in ve Amerikalının ihtiyatlı olması gerekmez mi?
Bu acele neden?
Putin’in, Wagner ve Rus halkı önünde güven ve prestij kaybı isteği,
Düşen özel jete "karadan havaya füzenin ateşlendiği yönündeki iddiaları doğrulayacak hiçbir bilgi olmadığını" Pentagon sözcüsü jetin içinde bir bombanın patlayıp patlamadığı konusunda ise yorum yapmaktan kaçındı.
2014 yılında 298 yolcusuyla Ukrayna semalarında füzeyle vurulan Malezya uçağının akibetini çözemeyenler, Prigojin olayını çözüverdiler.
Dünyanın gözü önünde, İsveç kara sularından geçen Kuzey Akımı Gaz Hattı, Eylül 2022’de patlatılarak devre dışı bırakılıyor. İsveç adaleti olayın sabotaj olduğuna karar veriyor ama failinin kim olduğu hala açıklamıyor.
Putin bu olaya diyor ki;
“Bu olay, devlet düzeyinde yapılmış bir saldırıdır.”
Putin bu sözlerle İngiltere’yi işaret etmiştir.
Uçağı düşüreni bulmak/söylemek size kalmış!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.