Ali AKSÜT
Ne oldum değil, ne olacağım de!
Aydın Büyükşehir Belediyesine ait sosyal tesis ve işyerlerinde okunmak üzere konan, bülten dikkatimi çekti.
İlk sayfada, “Tam kapanmada da yanınızdayız” başlığı, manşet olarak verilmiş. Bir de Başkan Özlem Çerçioğlu'nun sinema film afişleri gibi gazetenin yarım sayfasını geçen, yıllar önce çekilmiş fotoğrafı vardı.
Büyük fotoğrafın bir köşesinde de, “2021 Yılı şefkat ve iyileşme yılı” sloganı yazılıydı.
Büyükşehir Belediyesi üretici ve tüketicinin desteklenmesi konusunda, ata tohumlarından fideler üretip vatandaşlara dağıtılması, girişimci kadınların desteklenmesi gibi konularda heyecan verici, sevindirici projeler başlatmış.
Hele kuşkonmaz üretiminin başlatılması ile tropikal iklim meyvesi olan ejder meyvesi fidanlarının Sultanhisar serasında yetiştirilip, üreticilere fidanının dağıtılmasından çok memnun ve mutlu oldum.
Ben de tarım ve toprak kökenli bir ailenin evladı olarak; toprağı işleyen, üretimi ve üreticiyi çok seven bir Aydınlı hemşerileri olarak bu çalışmalarından dolayı başka belediye başkanı olmak üzere emeği geçenleri yürekten tebrik ediyorum.
Bu sevincimi ve memnuniyetini açıkça ve samimiyetle paylaşırken, üzüldüğüm konular da gazetelerde yer aldı.
Hem Aydınlı bir yurttaş olarak, hem de eski bir belediyeci bürokrat olarak haberlerin içeriğindeki çok ağır itham ve iddiaları öğrenince gerçekten çok rahatsız oldum.
İddialar, yenilir yutulur şeylerden değildi. İhalelerdeki yolsuzluk iddiaları... Yani kamu kaynaklarının nasıl çarçur edildiği. Kul hakkı olan şeyler...
Aydın 24 yazarı Cevdet Şahinoğlu, "Sayın Çerçioğlu 30 milyon lira nerede ?" başlıklı bir yazısıyla gündeme taşımış.
Kamuoyunda ve basında epeyce tartışma konularıyla yer alan iddialarla ilgili Başkan Çerçioğlu’ndan tatmin edici bir açıklama beklenmektedir.
Vatandaşımız, ülkemizde şu aylarda yaşananlardan sonra, hele meşhur Sedat Peker videolarının bomba gibi sosyal medya ve kamuoyuna düşmesinden sonra, milletin paraları kuruşu kuruşuna nerelerde savrulmuş, çok daha hassas takip eder oldu.
Bu haberleri okuyan, bilgi sahibi olan vatandaş; Şu rezalete bakın, bizim alın teri vergilerden toplanan paralar nerelerde harcanmış? Kamu kaynakları kimlere peşkeş çekilmiş tepkisi, öfkesi ve tedirginliği içinde.
Bu çirkin nahoş iddialar, gerçekten halkın vicdanını yaralamaktadır.
Halka hizmet etmek gibi güzel işler varken, böyle işler yapmaya değer mi?
Bunca yaşananlar, müfettiş raporları, mahkemeler… Kısacası korkulu rüya görmeye değer mi?
Aydın halkının 30 milyon parası için değil, 30 kuruşu için bu zan ve töhmet altında kalmaya değer mi?
Beynine ve vicdanıma hançer gibi saplanan bu sorunları düşündüm.
Aydın’ı düşündüm. Aydın’da geçim mücadelesi zorlukları ile boğuşan yüzlerce küçük esnafı, üreticiyi, dar gelirli insanları düşündüm.
Atanmayı bekleyen öğretmenlerimi, üniversite bitirmiş istihdam edilmeyi bekleyen binlerce diplomalı işsiz gençleri düşündüm.
Bir de " bas bas paraları Leyla’ya" edasıyla har vurulup har savrulan kamu kaynaklarını düşündüm.
“30 milyonu nerede?” sorusu midemi bulandırdı.
30 kuruş değil, tam 30 milyon lira!
Bu para Aydın halkının parası...
Aydın'da yaşayan vidan sahibi her Aydınlı vatandaş bunun hesabını soracaktır.
Bir taraftan Aydın'da bunlar yaşanırken, Aydın 24 yazarı Metin Akoğlu da" Vatan, millet ve devlet diyerek soyulmak" başlıklı yazısıyla bu kangrenleşmiş konunun etkilerini örnekler vererek ulusal boyutta ele almış.
Atalarımızın uğruna can verdiği ahlâk, dürüstlük, namus, haysiyet ve şeref gibi değerler ile vatan, bayrak, devlet, millet kavramları olan kutsallarımız, günümüz ölçeğinde yozlaştırıp, istismar ederek bu ulvi, yüce değerleri o kadar ucuzlattık ki, "at izi, it izine karıştı."
Haram ile helâl karıştı.
Hak hukuk yendi...
Tüyü bitmemiş yetim hakkı yendi...
Devlet malı, vakıf malı, kul hakkı gibi konularda yapılan uygulamalar sıradan, rutin işler hale geldi.
Allah, "Kim hak yemişse er veya geç mutlaka cezasını çekecek” diyor.
Allah'ın sopası yok!
Allah hesabı geç olur, ama güç olmaz.
Yüce Peygamberimiz Hz.Muhammed ( S.A.S) de hadislerinde; “Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim."
Ve" Kalbi dürüst olmadıkça,
Kulun imanı doğru olmaz.
Dili doğru olmadıkça,
Kalbi doğru olmaz" der.
Bir tren garında ölen meşhur Rus edebiyatçı Tolsty şu sözü ders niteliğindedir.
“Başkalarının hayatından ders alın. İnsan bütün hataları kendisi yapacak kadar uzun yaşamıyor. Bil ki, yaşadıklarına değil, yaşattıklarınla anılırsın. Ve unutma ; ne yaşattıysan elbet bir gün onu yaşarsın...!"
Anadolu insanının engin irfanı, feraseti de ; " Ne oldum deme, ne olacağım de...!" der.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.