Nazilli il olursa ne olur? Neler olmaz?

Nazilli açısından ne değişir? Çok şey değişir mi?

Nazilli il olursa Aydın ne kaybeder? Kaybeder mi?

Nazilli il olursa neler kazanır? Kazanır mı?

Yukarıda sıraladığım soruların yanına daha nice sorular eklenebilir… Eklenmiştir de… Eklenmeli de…

28 Mayıs 2023 Genel Seçimlerin hemen akabinde siyasilerin gündeme getirdiği “Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılında 100 İl” sloganıyla kamuoyuna sunulan projenin bir parçasıdır Nazilli’nin il olması düşüncesi.

Şimdiye kadar bilmiyorum ki kaç kez gündeme gelmiştir bu konu fakat Nazilli’nin il olma talebi bir türlü gerçekleşmemiştir.

Şu anda ülkemizde 81 il varken bu proje gerçekleşirse 10 ilçe farklı illerden ayrılacak ve 19 ilçe daha il olmuş olacaktır. Bunun ortaya koyacağı sonuç 19 il küçülürken 19 yeni il kurulmuş olacaktır; eğer bu söylence gerçekleşirse

Mademki “Nazilli il olursa!” dedik, sözü dağıtmadan konu hakkındaki görüşlerimizi paylaşmak isterim.

Öncelikle şu bilgiyi paylaşayım; Denizli’nin Güney ilçesinden çıktıktan sonra Aydın Vakıf Talebe Yurdu sınavını kazanarak, Cihanoğlu Camiinin eklentileri olan vakıf binalarında kalarak bir yıl 1969-1970’te Aydın Lisesinde bir yıl okudum. Devamında da annem babamın da Nazilli’ye yerleşmelerinden dolayı Nazilli Lisesinde okuyarak lise öğrenimimi Aydın ve Nazilli’de tamamlamış oldum. Şu anda annem, dayım, yengem ve çocukları Nazilli Eğriboyun Mezarlığında medfun bulunmaktadır.

Demem o ki hem Aydın il merkezine hem de Nazilli’ye gönül bağım var.

Aydın, tarihi dönemlerdeki Aydın Oğulları Beyliğinden itibaren önemli bir yere sahiptir devlet nezdinde haliyle…

Atatürk’ün Nazilli Basma Fabrikasını kurmasıyla birlikte birden bire yörenin göz bebeği konumuna gelen Nazilli, fabrikanın hem ekmeğe, hem sosyal ortama hem de sağlığa hazırladığı ortamdan dolayı konumunun ötesinde bir değere sahip olmuştur.

Aydın, il merkezi olmasından dolayı devlet imkânlarının dağıtım merkezi olması, Adnan Menderes’in Başbakanlığı döneminde devlet imkanlarından daha çok yararlanması sebebiyle tarihi havasını yeni çağın değerleriyle bütünleştirerek önemli bir merkez konumuna dönüşmüştür.

Nazilli, ülkemizde belki de ilk konserve fabrikalarından birisine NAZKO’ya sahip olmuş fakat yaşatamamıştır. İlk ayakkabı fabrikalarından birisine sahip olmuş yaşatamamıştır. Nazilli Basma Fabrikasının kapatılmasının ardından Köytaş Tekstil Fabrikası kurulduysa da yaşatılamamıştır. Demem o ki Nazilli bir türlü sanayi konusunda organize olamamıştır.

Benzer bir süreç Aydın il merkezinde de yaşanmış ülkemizin ilk kot ihraç eden fabrikalarından olan Aydın Tekstil Fabrikası kapanmış fakat Aydın’da da köklü ve yaygın bir sanayileşme olamamıştır. Bunda hem Nazilli’nin hem de Aydın’ın boylu boyunca Büyük Menderes Ovası ile iki taraflı dağlara sahip olması nedeniyle; “Dağlarından yağ, ovasından bal akan memleket” kabulünce hemen her mevsim tarıma dayalı çalışma imkânı olması nedeniyle insanının daha çok tarıma dayalı bir ekonomik yapılanmayı tercih ettiğini söyleyebiliriz.

Elbette bu tablo içerisinde dünya ekonomik işleyişinin devletçi ya da karma ekonomik modellerden yeni liberal ekonomiye evrilmesi ve özel sektör anlayışının yaygınlaşması da rol oynamıştır.

Bu kadar geniş kapsamlı değişim ve dönüşümlerde elbette bilimsel verilere göre hareket edilmelidir. Hem mevcut illerin hem de bu illerden doğacak yeni illerin ülkemiz için neler getirip neler götüreceği gerçekçi bir şekilde masaya yatırılmalı ona göre de uygulama yapılmalıdır.

Bu noktada 100. Yılda 100 İl görüşü ortaya çıktığı ilk andan itibaren hem Nazilli Belediye Başkanı Kürşat Engin ÖZCAN’ın hem de Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem ÇERÇİOĞLU’nun kamuoyuna açık söylemlerinin gayet medenice ve kucaklayıcı bir üslupla ifade edilmesi takdire şayan bir davranış olmuştur.

Siyasi iradenin alacağı kararlar elbette belirleyici olacaktır. O noktaya varmadan konunun vatandaşa iyi anlatılabilmesi de gerekmektedir elbette…

100. Yıl’da 100 İl gerçekleşir mi bilemiyorum.Fakat konunun bugünden o güne irdelenmesinde yarar gördüğümüzü belirtmek isterim.

GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…