Mehmet EROĞLU
Milli Şehit Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey
Sevgili okurlar bu günlerde yine gündemde olan sözde Ermeni kıyımı hakkında Sayın Başbakan’ın yayınladığı taziye mesajı ve Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Obamın mesajları gündemi oluşturdu.
Bu nedenle daha önce yazıp yayınladığım Milli Şehit Boğazlayan Kaymakamı Kemal Beyin dram dolu yargılanmasını tekrar bu günlerin daha iyi analiz edilmesi için tekrar yayınlıyorum.
Boğazlıyan denince yüreğim yanar çünkü Boğazlıyan benim ilk ilçem. Köyümüz 1964 yılına kadar bu ilçeye bağlı idi. 1964 yılından sonra Felâhiye’nin ilçe olması nedeniyle köyüm Felâhiye’ye bağlandı.
Ama ben kendimi hep Boğazlıyanlı saydım. Çünkü yurtseverliğine hayran olduğum Kemal Bey’in heykeli oradaydı.
Vatanseverliğin bedeli ağırdır. Bu ağır yükü taşıyanlardan biriside Boğazlıyan kaymakamı Mehmet Kemal Bey’dir. Zamanın hükümetinin emirlerini yerine getirmekten başka bir suçu olmayan Kemal Bey, Divan-ı harp tarafından “Ermeni Tehcirinde vazifesini kötüye kullanarak ölümlere sebep olduğu gerekçesi ile” ölüme mahkûm edilmiş ve Beyazıt Meydanında asılarak idam edilmiştir.
Yüzyıllar boyu Osmanlı topraklarında huzur ve güven içinde yaşayan Ermeniler, Osmanlı’nın zayıflamasını fırsat bilerek dış güçlerinde kışkırtma ve destekleri ile devlet kurma hayaliyle yer yer isyan çıkardılar. Kadın, çocuk, ihtiyar demeden sivil halkı katlettiler.
Ermenilerin bu halleri Devleti güç durumda bırakır. Başta bulunan İttihat ve Terakki hükümeti bir kanun çıkartarak Ermenilerin tehcirine karar verir. Talat Paşa imzası ile yayınlanan ve 14 Mayıs 1915 tarihinde yürürlüğe giren kanunla Tehcir başlar.
Dâhiliye Nezareti Boğazlıyan kaymakamı Kemal bey’e şifreli bir telgraf çeker. “Kazada bulunan Ermenileri 24 saat zarfında yola çıkaracaksınız. Bunların gideceği yer Suriye’dir. “Şifrenin alındığını acele bildiriniz”.
Kemal bey bu emir üzerine ilçede bulunan Ermenileri tehcir işlemine başlar.
Mondros Muterahasından sonra ihtilaf devletlerinin baskısıyla meşhur Damat Ferit Hükümeti, Ermeni tehcirinde suçlu gördükleri yöneticileri Divan-ı harbe sevk eder. Bunlardan biride idealist, yurtsever Boğazlıyan kaymakamı Mehmet Kemal Bey’dir.
Hayret Paşa başkanlığında kurulan mahkemede savunma yaparak şöyle der:
!.. “Savaşta yenilişimizin aleyhimize getirdiği hezeyanı durdurmak için iddia edildiği gibi kurbanlar verilmek isteniyorsa bu kurban ben olamam. Siz kurban seçmekle değil anca hak ve adalet hüküm vermek vicdanı görevini taşıyan bir yüksek heyetsiniz. Mutlak kurban arıyorsanız benim gibi küçük bir memur bulunacak değildir”.
“Toplama” Şahitler ise Kemal Bey’e en ağır bir şekilde suçluyorlardı. İngilizler ve Ermeniler idam cezası verilmesi için Hayret paşaya baskı yapıyorlardı. Bu baskılar karşısında Hayret paşa mahkeme başkanlığından çekilir. Yerine NEMRUT lakaplı KÜRT Mustafa paşa tayin edilir. Kemal Bey mahkeme heyetinde bulunan dört Ermenin de katkı ve diretmeleriyle 8 Kasım 1919 da idama mahkûm edilir.
Bu karar savaş suçlusu aleyhine verilen ilk idam cezasıdır.
İdam kararı tastık edilmek üzere saraya gönderilir. Patışah Vahdettin kararı tastık etmek istemez. “Bu yoldaki hükümler devam edecek olursa işin intikam şeklini alacağından çekinerek” Şeyhülislamdan fetva verilmesini ister. Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi istenen fetvayı Damat Feridin’de baskısıyla verir. Bunun üzerine yine Damat Feridin ısrarı ile karar Patışah tarafından da onanır. Görüyorsunuz Damat Ferit o günün şartlarında hep devletin karşısında olmuştur.
Bekir ağa bölüğünde kalan Kemal Bey akşamın alacakaranlığında buradan alınarak Beyazıt Meydanına getirilir.
Kemal Bey halka dönerek son sözü söyler:
“Sevgili vatandaşlarım, Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptım. Vicdanımdan emindim. Sizlere yemin ederim ki ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın de budur. Ecnebi devletlerine yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun adalet.”
Meydana yığılan on binler hep bir ağızdan bağırır;
“Kahrolsun böyle adalet.”!
Kemal Bey söze devam eder.
“Benim sevgili kardeşlerim asil Türk milletine çocuklarımı emanet ediyorum. Bu kahraman millet elbette onlara bakacaktır. Vatan uğrunda cephede ölen bir insan gibi şehit gidiyorum. Allah vatan ve milletimize zeval vermesin.” Âmin
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.