Servet TÖZ
Kuruüzüm öğretmenimizin verdiği ödev
O iyi bir öğretmen…
Karacasu Lisesi ve Karacasu Meslek Yüksekokulunda Türkçe öğretmenliği, Karacasu Vakfı, Aydın Yazarlar, Şairler Derneğinin kurucu üyesi, Aydın İli ve İlçeleri Kültür ve Eğitim Derneğinin Aydın temsilcisi gibi görevlerde bulundu.
“Derinin, demirin, hamurun ve mermerin hayat bulduğu…”
‘Tanrıça Afrodit'e adanmış birçok eski çağ kentinin ortak adı olan Afrodisyas’ı içinde barındıran…
Horasan Alperenlerinden Dedebağ Dedesi, büyük velîlerden Süleymân Rüşdî ve Şeyh Kemâl Efendinin bir dönem yaşam sürdüğü…
Kavurucu sıcakların git gide arttığı bu günlerde içinizi ferahlatacak sıcak havalardan kaçış noktası, mis gibi kokan, doğayla iç içe huzur bulunabilecek yaylalarıyla ünlü Karacasu’ya verdiği hizmeti anlatmaya kelimelerin yetersiz kaldığı o isimden bahsediyorum.
Kurtuluş Savaşı’nda Aydın’daki mücadeleyi anlatan 'Asaf Gökbel’in Milli Mücadelede Aydın' adlı eserini sadeleştirerek günümüz Türkçesine çeviren; “Üzümün Kurusu”, “Yemezzade Süleyman Rüşti”, “Gazi Osman Akhan’ın Savaş Anıları” , “Karacasu Diye Diye” olmak üzere beş eser veren Karacasu sevdalısı Hüseyin Kuruüzüm’den söz ediyorum.
Benim de öğretmenim olan Hüseyim Kuruüzüm, Karacasu kültür varlıklarının korunması çalışmalarına katkı sağlamak üzere, “Karacasu’da Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Kitabeleri” adını verdiği buram buram tarih kokan bir eser daha verdi. Kitabında Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi yazıtlarına yer veren yazar, “Yapamayız, edemeyiz, başaramayız, bizi aşar” dememiş; temelde, temizlik ve içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla yapılan çeşmelerdeki yazıtları günümüz Türkçesine çevirerek Karacasu insanının felsefesini anlatan güzel bir eser ortaya çıkarmış.
Yazara göre, “Karacasu’da kültür varlıkları adına daha onlarca iş vardır. Onun için konunun uzmanı olsun olmasın herkes her duyduğunu yazmalı, her gördüğünü fotoğraflamalı; her orijinal kültür varlığını saklamalıdır. Karacasu’nun ve ülkemizin kültür varlıklarını korumaya dair gayret etmelidir."
Anlaşılacağı gibi, Kuruüzüm öğretmenimizin bize ve gelecek kuşağa verdiği ödev Karacasu’daki Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi kültür varlıklarını korumaktır. Karacasu insanının felsefesini anlatan bu yapıların yaşatılması lazım. Hepsinin yanına çeşmeyi tanıtan bilgilerin yer aldığı bilgilendirici, kıymetinin ne olduğunu belirten panolar olmalı, yazıtlara zarar verebilecek unsurlara karşı önlem alınmalıdır. Hepsi birbirinden kıymetli bu tarihi eserlerimize bizden başka kim sahip çıkacak?
Öğretmenimizin kamu yöneticilerine de verdiği ödev de bulunmaktadır. “Akademik anlamda sempozyumlar düzenlenmeli, kent arşivi mutlaka kurulmalı, Karacasu’nun kültür envanteri hazırlanmalıdır.”
Ödev veren öğretmenimizin sitemi de olur elbet…“Bugün Karacasu’da; Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait toplam 35 kitabe, bunlara eklenebilecek sanat değeri olan, onlarca mezar taşı kitabesi var. Pek çoğu ait oldukları yapılar üstünde bazıları da ne yazık ki depolarda öylesine boynu bükük duruyor” diyerek üzüntüsünü ifade eden Hüseyin Kuruüzüm, Cumhuriyet dönemi yazıtlarından “Onuncı Yıl Anıtı”nın kaderine terk edilmiş hali karşında Karacasululara bu talihsizliği yaşatan sorumlulara inceden sitem etmektedir.
Sonuç olarak, Kuruüzüm öğretmenimizden ve onun kayda aldığı beş eserinden öğrenecek çok şeyimiz var. Kendisine çok şey borçluyuz. Bir Karacasulu olarak kendisine teşekkür ederken, büyük özveriyle kaleme aldığı “Karacasu’da Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Kitabeleri” adlı kitabını mutlaka edinmenizi öneriyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.