Şerif KUTLUDAĞ

Şerif KUTLUDAĞ

Kurtuluş günlerinden ne kaldı

29 Ekim 1923 Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin kurulduğu gündü.

29 Ekim 2023’te 100. YILINI yaşadık; sevinçlerle, coşkularla, şanla, şerefle…

26 Ağustos 1922 Büyük Tarruz ile 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin 102. Yılını yaşadık geçen hafta…

Ve 1922’nin 26 Ağustos’undan başlayan gün be gün yaşanan Kurtuluş Günleri…Bugün 4 Eylül; Buldan’ın, Yarın 5 Eylül; Nazilli’nin, Sultanhisar’ın, 6 Eylül; Söke, Umurlu ve Köşk’ün, 7 Eylül; Aydın, Germencik, Kuşadası ve İncirliova’nin 8 Eylül; Manisa,’nın, 9 Eylül; İzmir’in, 11 Eylül Bursa’nın vb kurtuluş günleri…

İşte o günlerdeki heyecanları bugünlere getirenler yakın zamanlara kadar gazilerimizdi… Şehitlerimizin ve gazilerimizin yakınları idi… Hani “Güzel insanlar, güzel atlara binip gittiler!..” demiş ya Yaşar Kemal, ona misal İstiklâl Harbini yaşamış olan gaziler, efeler, zeybekler ve onları savaşa hazırlayan analar, nineler güzel atlara binip gittiler birer birer… Geriye ne mi kaldı? Geriye efe türküleriyle Zeybek oyunları kaldı… İşte yüreğimizi ürperten zeybek oyunlarının sözlerinden bir demet:

YÖRÜK ALİ

Şu Dalmanın çeşmesi

Ne hoş olur içmesi

Yörük Ali’yi sorarsan… Efelerin seçmesi

Aydın dağları dumanlı dumanlı

Yörük Ali geliyor

Bak kaçıyor Yunanlı

Hey gidinin efesi, efesi… Efelerin efesi.

AH BİR ATAŞ VER

Ah, bir ataş ver, cıgaramı yakayım

Sen sallan gel, ben boyuna bakayım

Uzun olur gemilerin direği

Çatal olur efelerin yüreği

İZMİR’İN KAVAKLARI

İzmir’in kavakları, dökülür yaprakları

Bize de derler Çakıcı... yâr fidan boylu

Yakarız konakları

Servim senden uzun yok

Yaprağında düzüm yok

Kamalı da Zeybek vuruldu ...yâr fidan boylu

Çakıcı’ya sözüm yok…

Ve… O günleri kazandıran Mustafa Kemal ile kurmay kadroyu yetiştiren Harp Okulu’nu milletine sevdiren HARBİYE MARŞI:

Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahfadıyız,

Tufanları gösteren, tarihlerin yâdıyız,

Kanla, irfanla kurduk biz bu Cumhuriyeti,

Cehennemler kudursa, ölmez nigâhbanıyız.

Yaşa varol Harbiye, yıkılmaz satvetinle

Göklerden gelen bir ses sana ne diyor, dinle:

Türk vatanı üstünde sönmez güneşsin sen,

Kartal yuvalarında, hürdür millet seninle.

Ve son günlerin medyada çokça yer alan Harp Okullarını 1.likle bitiren kızlarımızın haberleri:

Kara Harp Okulu 1.si: Teğmen Ebru EROĞLU

Hava Harp Okulu 1.si: Teğmen İkra KUYUMCU

Deniz Harp Okulu1.si: Şeyda YILDIRIM

Bu teğmenlerimize gelinceye kadarda Türk Silahlı Kuvvetlerinde sembol olmuş başarılı kadınlarımız vardır elbette:

Ülkemizin ilk kadın subayı Albay İnci ARCAN,

Ülkemizin ilk kadın generali Özlem YILMAZ’dır…

İlk Bölük ve İlçe Jandarma Komutanı Songül YAKUT Şırnak’ta helikopter kazasında 12 askerle birlikte şehit komutanımızdır.

Sanırsınız ki, Nene Hatunların, Kara Fatmaların, Şerife Bacıların, Çete Ayşelerin, Halide Onbaşıların ruhları teğmenlerin kimlikleriyle yeniden vücut bulmuştur…

3 Eylül 2024 Akşamında TRT 1’de “AYBÜKE ÖĞRETMEN OLDUM BEN” filmini seyrediyorum… Şehit öğretmenimiz Aybüke Yalçın’ın hayat hikayesini ve şehit edilişini konu edinen filmi seyrediyorum…

Millî Mücadele / İstiklâl Harbi yılları, niçin yaşandı, nasıl yaşandı? Yunanlılar 15 Mayıs 1919’da İzmir’den başlayarak 3 yıl niçin işgal ettiler Batı Anadolu’yu? Ve biz niçin kutluyoruz bugün Kurtuluş Günlerini?

Ve nasıl kutluyoruz? Festivallerle, konserlerle, doğru mu kutluyoruz?

O günleri hiç mi anlatmak gerekmez Kurtuluş Günlerinde?

Hemen her şehrimizde açık olan Üniversitelerimizde konunun bilgi yönü niçin ele alınmaz?

Niçin tarihi gerçekler içerisinde dostumuz ve düşmanımız anlatılmaz?

Fuzûlî atamızın döneminde yaşadıklarını anlatmak için söylediği şu mısralar da sanki bugünleri anlatıyor gibi:

"Dost bî-pervâ felek bî-rahm ü devran bî-sükûn

Dert çok hem-dert yok düşman kavîtâli’ zebûn"

(Dost vefâsız, dünya acımasız, dönem huzursuz, dert çok dert paylaşan yok, düşman güçlü, talih esir.)

Bu topraklar her dönemde bedel istiyor burayı elde vatan tutabilmek için… Roma İmparatorluğu, Bizans İmparatorluğu, Pers İmparatorluğu, Büyük İskender Devleti ve Osmanlı İmparatorluğu bu gerçeği haykırıyor bizlere…

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ümüzün "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır". Sözündeki gibi Türkiye Cumhuriyeti Devletimizin sonsuz kadar yaşamasını istiyorsak kan dökmeden önce ter dökmemiz gerektiği gerçeğini kabullenmemiz gerekiyor…

Kurtuluş Günlerinde vatan toprağına can veren, kan döken başta Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak üzere, şehit ve gazilerimize ALLAH’tan sonsuz rahmetler diliyoruz. Mekanları Cennet olsun…

Ve istiklal Harbimizi düşünmeye davam ediyorum…

Bizlere bu cennet vatanı bırakmak için kara toprağın bağrına gül bahçesine girercesine giren Kınalı Kuzularımızı/Şehitlerimizi ve gazilerimizi düşünüyorum…

Ve…. MUSTAFA KEMAL’İ DÜŞÜNÜYORUM

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;

Yeleleri alevden al bir ata binmiş

Aşıyor yüce dağları, engin denizleri,

Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,

Işıl ışıl yanıyor mavi gözleri...

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;

Yanmış, yıkılmış savaş meydanlarında

Destanlar yaratıyor cihanın görmediği

Arkasından dağ dağ ordular geliyor

Her askeri Mustafa Kemal gibi.

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;

Gelmiş geçmiş kahramanlara bedel

Hükmediyor uçsuz bucaksız göklere.

Al bir ata binmiş yalın kılıç

Koşuyorlar zaferden zafere...

Mustafa Kemal'i düşünüyorum;

Ölmemiş bir Kasım sabahı!

Yine bizimle beraber her yerde.

Yaşıyor dört köşesinde vatanın

Yaşıyor damar damar yüreklerde.

Mustafa Kemal'i düşünüyorum:

Altın saçları dalgalanıyor rüzgârda,

Mavi gözleri ışıl ışıl görüyorum.

Uykularıma giriyor her gece.

Elllerinden öpüyorum.

Ü.Yaşar OĞUZCAN

GÜL/AYDIN… SEVGİLERİMLE…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.