Mehmet EROĞLU
Kanuni'den bir kıssa...
Devlet nasıl biter ve çökertilir?
Kanuni Sultan Süleyman'ın kafasına takılan ve onu yoran bir soru vardı.
Bir devlet ne zaman çöker ve sonunda ne olur?
Bunun cevabını almak için dönemin ünlü Türk alimi Yahya Efendi’ye Sadrazamı gönderdi.
Sadrazam gitti, sordu ve döndü.
Kanuni; “ne dedi?” diye sorduğunda cevabı söylüyor;
“Neme lazım dendiği zaman.”
Kanuni, “Başka bir şey söylemedi mi?”
“Hayır efendim. Bir tek cümle söyledi.”
Bunu uzun bir süre düşünen Kanuni, sonunda ünlü alime mektup yazıyor, bunun açıklanmasını istiyor. “Çeşitli yorumlar yapıyorum, ama doğrusu nedir, onu ancak siz söylersiniz” diyor.
Ve ünlü alim Yahya Efendi de bir mektup yazıp Kanuni’ye gönderiyor. (Bu mektup şu anda Topkapı Sarayında sergilenmektedir.)
Mektup şu:
“Bir devlette zulüm yayılırsa, haksızlık sıradan bir hale gelirse, işitenler de neme lazım deyip uzaklaşırsa, sonra koyunları kurtlar değil de çobanlar yerse… Bilenler bunu söylemeyip susarsa ve gizlerse… Fakirlerin, muhtaçların, yoksulların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkar, bunu da taşlardan başkası işitmezse… İşte o zaman devletin sonu görünür.
Böyle durumlardan sonra devletin hazinesi boşalır. Halkın güven ve saygısı sarsılır. Asayişe itaat hisse kaybolur. Halkın umutları yok olur, böylece devletin yıkılması mukadder hale, kaçınılmaz hale gelinir.”
NOT: Bu mektup, 500 sene önce yazılmış; “Devlet nasıl biter ve çökertilir?”
Değerli okurlar!
Ünlü alim Yahya Efendi beş yüz yıl öncesi gerçekleri ne güzel dile getirmiş. Yöneticiler başında bulunduğu kurumu yönetirken Yahya Efendi’nin bu nasihat ve öğütlerini dikkate alıyorlar mı diye sormak gerekir.
Kurumun başında bulunan yönetici fuzuli masrafa şatafata kaçmadan görevini hakkı ile yapması gerekir.
“Bir siyasetçiyi çevresi bitirir, yok eder” sözü doğru değildir.
Doğrusu şudur;
Bir siyasetçi ne tip insanlardan hoşlanıyor, kimlerle anlaşıyorsa çevresine onları toplar. Yani her siyasetçi kendi çevresini oluşturur.
Sonrası, kendiliğinden gelir. İlk değişim “üzüm üzüme baka-baka kararır” deyişinin oluşmasıdır.
Sonraki adım ise, “Bir kabın içinde ne varsa dışarı o sızar.”
Kişi çevresindekileri, çevresi de o kişiyi etkiler ve sonunda her olaya aynı bakan, aynı karakterde bir ekip haline gelirler ve kendi menfaatleri için bulundukları ortamdakileri sömürmeye başlarlar, bitirinceye kadar durmazlar.
En sonunda birbirlerini ve kendi başlarını yerler.
O nedenle en önemlisi de bu mikropların yok olması için gerekli ortam temiz olması gerekir. Böyle kişileri önemli görevde bulunanlar millet ve ülke olarak bu tiplerden uzak durmaktır.
Rıza Zarraf denen şarlatan “Türkiye’nin cari açığının yüzde 15 ini ben kapattım” diyecek kadar şımartılmış, 17/25 hırsızlık-yolsuzluk olaylarının baş aktörüdür. Sonunda ülkemizi Amerikan mahkemelerinde satmıştır.
Hani bir atasözü var ya “kargadan dostu olanın burnu b…tan çıkmaz” diye.
O nedenle bizde yukarda yazdığım bilge alim Yahya Efendi’nin nasihatlarına her yönetici mutlaka uymalı ve ona göre hareket etmesi kendi çıkarınadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.