Nevzat ARSLAN
Hiç Akıllarına Gelir miydi?
Bir ara, CHP Genel Merkezi kapısındaki kedi Şero’ya süt alınmış da kapatılacak, diyerek sevinenler olmadı da değil. CHP’nin önünden geçmeyen, işim olmaz diyenler, mağrurluk taslayanlar, küçümseyenler, her istediklerinin verildiği, salya, sümük, ağlak günlerin ardından, hukuksuzluğa uğradıklarını iddia ettikleri, işinden edildikleri iddiasıyla CHP kapısında hukuk arar olmaları hiç akıllarına gelir miydi?
Kimse aşından, işinden olup da çaresiz kalmasın, onu çeken ve yaşayan bilir. 15 Temmuz sonrasında masum ve mağdur olanlar da yok değil elbette. Bu konuda çalışmalar da yapılıyor. Suçsuz olanlar görevine iade ediliyor. CHP ise; mağdurlar için bir masa kurdu.
CHP’nin son seçimlerde asgari ücretin bin 500 liraya yükseltilmesi ve taşeron işçilerin kadroya alınması, hepsine kadro ve Toplu İş Sözleşmesi hakkı verilmesi, Emeklilere yılda iki maaş ikramiye vaadinde ne denildi? Olmaz denilmesinin ardından işverenlere çağrı yaptılar. Kaynak yok dediler. Aziz halkımız da cebinde beş kuruş yok iken, kaynak nerede deyip durdu. CHP’nin emeği, fikri ve vaadi diye hiç de mi akıllara gelmedi mi diye de düşünmemek elde değil…
Sonra ne mi oldu? Hemen bin 500 değil ama bin 300 lira yaptılar. Bugün CHP'li belediyelerde asgari ücret, bin 500 lira olarak ilan edildi. Demek ki, bin 500 lirayı vermek olağanüstülük değilmiş. Emeklilere hemen 100 lira seyyanen zam yaparak yılda iki maaş zam yaptık denildi. Taşeron işçilere kadro denilerek 3’er yıllık sözleşmelerden söz edildi. Sonuçta beklemeye alındı. Emniyet güçleri, Polisler için CHP 3600 ek gösterge vaadinde bulunur. 2 bin 200 ek göstergesi olan güvenlik güçlerimize 3 bin ek gösterge verildi. CHP Politikalarından ve seçim vaatlerinden Ak Partinin nasıl etkilendiği ortadadır. Şimdilik emekliye çıktı çıkıyor denilen promosyon konusunda birkaç yıldır hiç durmadan bankalar ile görüşmeleri bitmek bilmedi. Taşerona kadro ve promosyon beklemede…
“Basın hürdür, sansür edilemez.”
Anayasamızın, çağımızın ve insanlığın ilkelerindendir. Ergenekon ve Balyoz kumpasında CHP hakkında yazdıkları unutulmayan gazeteciler için dahi kötü düşünmeyen Kılıçdaroğlu, gazetecilerin yazdıklarından dolayı hapse tıkılamayacağını savunmaktadır. Bugün 146 gazetecinin tutuklu olduğundan söz edilir. Adaletin herkese eşit ve yasalara uygun şekilde uygulanması CHP’nin de ilkeleri arasındadır. Öküz altında buzağı aranılarak, gazetecilerle ilgili gündem yanında CHP’yi Fetö ve terörle anmak hadsizlik ve basiretsizliktir.
Ülkede bu kadar ölümler yaşanırken, daha dün 10 Aralık günü İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 64.yılında İstanbul Beşiktaş’taki patlamada insanların yaşamı hedef alınır. Yaklaşık 38 kişinin şehit, 166 kişinin yaralandığının ertesinde gazetelerimizde “Başkanlık” manşetleri yer almaktaydı. Ülkede olası bir başkanlık rejimiyle okuduğumuz kadarı ile bu kadar yetki verilmesi ne kadar doğrudur. Hele Sayın Bahçeli’nin tavrı tabanında bile yadırganmıştır. Bu zamana değin karşılıklı sarf edilen sözlere baktığımızda şaşırmamak mümkün değil. Başkanlık sistemine böylesine bir destek vermek hiç akla gelir miydi?
İktidarlar, partiler bir gün dönemini ve miadını bitirebilir, yerine bir başka oluşum gerçekleşebilir. HDP etnik oluşumunun sıkıntısını çekmekte, tükenmekte. MHP, iktidar payandalığı iddiasını güçlendirmekte, tabanından uzaklaşmaktadır. Ülkenin kurucu ve kurtarıcı kadrolarının yer aldığı, Atatürk’ün iki eserimden birisi dediği Cumhuriyet Halk Partisinde ayrımcılık ilkelerle bağdaşmaz. CHP, Kuvayı Milliye ruhu içerisinde, dik duruşuyla Türkiye’nin birleştirici gücü olma yolunda, ülkenin bitap düşmüş halinde dahi yine de asırlık ulu çınar bir kurtarıcı olacaktır…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.