Aydın Belediyesi şehir tiyatroları’nın kurucularından duayen tiyatrocu genel sanat yönetmeni Eczacı Yalçın Dinçer'in haksız nedenlerle istifa ettiğine şahit olmuştum. Aydın halkının sevgisini kazanmış hocamızın görevden ayrılması tiyatronun yönetmensiz kalmasını sağlamıştı. Aradan kısa bir süre geçmişti ki yeni gelen yönetmenimiz Serkan Fırtına işe başlamıştı. Tiyatroya kurumsallık kazandıran arkadaşımız sahne sanatları bölümünden mezundu. Burada arkadaşımızın akademisyen, yazar ve araştırmacı kişiliğiyle de Aydın için bir kazanç olduğunu söyleyebilirim. Kendisinin bireysel olarak hem Aydın belediyesi ve hem de büyükşehir belediyesi adına birçok başarı ödülü aldığını hatta Özlem Çerçioğlu tarafından üstün başarılarından dolayı takdir belgesi ile ödüllendirildiğini gözlerimle gördüm. 
Serkan bey'in Türkiye’de yazdığı gazete ve dergileri burada yazmaya kalksam sayfada bana ayrılan yer biter.

Burada sizlere tiyatronun olağanüstü başarılarından bahsetmeyeceğim. 
Bu günlerde günah keçisi haline getirilmiş, oradan oraya sürülüp kötü adam ilan edilen Serkan Fırtına, ailesi geçmişi ve bu günki yaşamında nasıl bir hayat sürmektedir. Büyükşehir belediyesinin adeta zulüm yaşattığı, mobbing uygulayarak sağlığını bozduğu bu arkadaşımız yapılanları hak etmiş midir? 
Şunu kesinlikle biliyor ve tanık oluyorum ki büyükşehir belediyesinde gerçeklerin ortaya çıkmasını istemeyenler iftira ve dedikodularla insanları zor durumlara düşürmüşlerdir. İşin üzücü olan tarafı ise vicdanlı güvenilir kişilerin de bu olan biten karşısında sessiz kalarak güce itaat etmeleri ve hiç bir şey olmamış gibi davranmalarıdır. Onları kendi vicdanları ile baş başa bırakıyorum. Bu durum bize,"haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır" sözünü hatırlatmaktadır.
İslam dini "zulmü ve haramı görüp de müdahale etmeyen, zulüm eden haram yiyen kadar günahkardır" der.

Siz, genel sekreter yard. Özlem Bayraktaroğlu, bir alttaki daire başkanı ve bürokratlar, yaptığınız bu zulüm ve kötü muamele karşısında vicdanlarınıza ve adalete nasıl hesap vereceksiniz? Bunu merak ediyorum. Arkadaşımızın masum olduğunu bildiğiniz halde gerçekleri görmemezlikten geliyorsunuz. Sizleri dedikodu yalan ve iftiralara değil doğruları görmeye davet ediyorum. Tabii görmek isterseniz. Belediye de gizli işsiz gibi dolaşanların kim olduğunu, aleyhte dedikodu yaparak ruhlarını nasıl teslim ettiklerini de biliyorum. 

Serkan Fırtına ve ekibi görevden uzaklaştırıldığında gerek Aydın ve gerekse ülke genelinden protesto dalgaları başlamış, arkadaşımızın sürgün edilmesini kınayan bildiriler kaleme alınmıştı. O tepkiler sanatçının denizcilik dairesine sürgün edilmesine karşı gelişti. Bu yanlış karar sanat camiasını şok etmişti. Ama dedikodu çarkı farklı çalışmış belkide başkana bilerek ve isteyerek yanlış bilgiler aktarılmıştı. Sayın Özlem Çerçioğlu'na gerçekleri anlatmayanların bilerek ve isteyerek yanlış bilgi verenlerin kesinlikle cezalandırılmaları gerekir. Sanat kuruluşlarının Aydın’a gelerek büyük bir protesto eylemi yapmayı düşündüklerinde, Serkan bey'in bu protestoyu engellediğini bizzat biliyorum. Çünkü seçim öncesiydi ve kendi kişisel konusu yüzünden değer verdiği bir hareketin zarar görmesini istemiyordu. O her zaman bu yanlıştan bir gün dönüleceğine inandı ve kurumuna zarar vermemek için sonuna kadar direndi.O süreçte Türkiye tiyatrolar birliği sözcüsü ve diğer sanatsal meslek birliği temsilcilerine, Özlem Çerçioğlu tarafından, “Serkan Fırtına ve arkadaşlarının soruşturulması sonuçlandıktan sonra, görevlerine geri döneceği” bilgisi verilmiş, ayrıca yerine bir sanat yönetmeni atanmayacağı söylenmişti. Oysa soruşturma sonuçlananı aylar olmuş, üstelik bahsi geçen konular hakkında Osman İrik, Serkan Fırtına ve Yaşar Serindağ’a suçsuz oldukları yönünde tespit yapılarak, “soruşturulmalarına gerek yoktur” kararı verilmiştir. Ancak buna rağmen geçen sezon Serkan bey'in yerine bir kişi sanat yönetmenliğine getirilerek haksız bir karara daha imza atılmıştır. Buna rağmen tiyatro sezonu çok geç açılmış ve tiyatro anlamında hatrı sayılır herhangi bir etkinlik olmamıştır.

Koskoca Büyükşehir Belediyesi, bir devlet memuruna baskı kurarak sürgüne göndermekte, ailesine ve kendisine bu zulmü layık görmektedir. 
Kamu kurumlarını kin ve nefret odağı haline getiren ve şahsi hırs üzerinden güç kullanan düşünceyi şiddetle kınıyorum. Arkadaşımızın saygı ve sevgide kusur işlediğini, ayrıca amirlerine karşı bir saygısızlığına şahit olmadım. Bu gerçeği bir çok insanın yanında, binlerce Aydın'lı tiyatrosever de bilmektedir.
Geriye kocaman bir; Neden? sorusu kalıyor. Neden? 
Adaletsizliği sevmeyen arkadaşımızın haksız kazanç ve harama tahammülü yoktu. Ayrıca devletin kör kuruşu ve hesabı onun için hep ön plandaydı. Bu konuda taviz vermez ve duruşundan da vazgeçmezdi. 
Cevap: 
Kültür Dairesinde ki kendilerine çıkar sağlamaya çalışanlara izin vermeyerek, bu kirli çarkın içine girmeyi reddeden Serkan Fırtına, kötü adam ilan edilmiştir. 
Üstelik te bu süreçte birçok tehdit almasına rağmen.

İster inanın ister inanmayın?