Mehmet EROĞLU
Herkes şapkasını önüne koyup düşünsün
Değerli okurlar 1975 yılından beri Söke Milet Müzesine atandım.(O tarihte Didim henüz ilçe olmadığından idari yönden Söke’ye bağlı idik) Daha sonraları Aydın Kültür Müdürlüğüne atandım.
İktidar değişikliğinde genel olarak il müdürleri yeni oluşan iktidar tarafından alınır tabiri caizse sürgüne gönderilirdi. Ben de aynı akıbetlere uğradım beş Danıştay kararı almama rağmen her defasında soruşturmalar ve sürgünler yaşadım. O zamanlar iktidarların çantalarını taşıyan sözde CHP olduğunu iddia edenler yaptıkları çanta taşımacılığının mükâfatını görerek önemli görevlere geldiler. Bunları tekrar yazacak değilim daha önceki köşe yazılarımda uzun uzun anlattım.
Benim burada yazmak ve çağrıda bulunmak istediğim çok önemli konu, Aydın’da yeni kurulan Memleket Partisi’ne yüreği kan ağlayarak gidecek olan arkadaşlara seslenmek istiyorum.
Sizler çocukluğunuz ve gençliğinizden beri bu CHP için mücadele veren birer değersiniz. Yoksullukla yolsuzlukla uğraştınız. Halende uğraşıyorsunuz. Hepiniz hepimizden fazla bu partiye yani CHP daha fazla hizmeti olan insanlarsınız. Partideki olumsuz durumları görüp de bu partiden ayrılmanız sizlerin geçmiş de verdiğiniz onurlu mücadeleye yazık etmiş olursunuz. Çocukluğundan beri CHP hizmet etmiş olan sizler mücadeleyi bırakıp gidemezsiniz. Geçmişinize yazık olur. Barkan Kalınomuz, Remzi Uğur, Zekai Bilgili Ayhan Başdemir gibi tanıdığım değerler bu partinin köşe taşlarısınız. Bunların bazıları ile de konuşmuyorum. Konuşmamak ayrı haklarını savunmak ayrı.
İçlerinde bana kızacak arkadaşlar olacaktır. Saygı duyarım ama bana göre Sayın Muharrem İnce’nin partisinden bir şey olmaz. Belki Aydın’da sizlerin sayesinde üç beş oy fazla alırlar ama Türkiye genelinde hiçbir şey olmaz. Mustafa Sarıgül’de öyleydi.
Ben buradan CHP İl başkanına da seslenmek istiyorum. Sizin yerinizde ben olsam bu arkadaşlarla ayrı ayrı görüşürüm.
Bu Aydın Milletvekilleri ne yaparlar bunlarında yapacakları bir şey yok. Onlar neden bu işe müdahil olmuyorlar..
Barkan Kalınomuz bu partide ilçe başkanı ve il başkanlığı yapmış bir değerdir. Bunların partiye kırgınlıkları araştırılıp değerlendirilmeli.
Beni en çok üzen ise İzmir Milletvekili M.Ali Çelebi Olmuştur onda şehit olan devrimcilerin kokusunu alıyorduk.
Aydın CHP’deki olumsuzlukları biliyoruz. Ama her yönetim baki değildir. Sel gider kum kalır..
Bu arkadaşların yeniden durum değerlendirmesi yapacaklarına yürekten inanıyorum.
Çünkü ülkem çok zor koşullardan geçiyor. Bölmeye ve bölücülüğe geçit vermeyelim
DEĞERLİ YAZAR YILMAZ ÖZDİL ‘İN ÇOK ÖNEMLİ YAZISI
Özdil herkes kapısının önünü süpürmeli başlıklı yazısında basında yalakalık yapan gerek iktidar yanlı gerekse iktidardan yüz bulamayıp da muhalefet yanlısı olan gazetecilerinin durumlarını anlatıyor.
“Bile bile yalan haber yapan uydurulmuş kasıtlı olarak yanlış bilgi aktaran photoshoplu fotoğraflarla iftira atan bütün dünyanın en ahlaksız medyası bir araştırmaya göre bizim medya çıktı” diyor.
Elleri eldivenli, çıplak deri pantolonlu geziciler “Kabataş’ta başörtülü bacımın kafasına işediler, cinsel organlarını başörtüsüne sürttüler” diye yazmadılar mı?
Bir gram haysiyetli olan insan dünya bize hayran Almanya bizi kıskanıyor. “Enflasyon düştü, işsizlik azaldı” diye haber yapar mı?
Açıktan para alıp, köşesinde örtülü marka reklamlar yapanlar yok mu? Bunu sağcılar içinde yazıyor solcular içinde yazıyor. Bu yazıyı mutlaka herkesin okuması gerekli.
***
Bende daha önce yazdığım “Gazeteci kime denir.” Yazımdan bazı parçalar eklemek istiyorum.
Gazeteci
Yanacağını bile bile, ülkesini aydınlığa çıkarmak için savaş verendir.
Gazeteci,
Cumhuriyet’in ilke ve değerlerini savunmaktan, çekinmeyenlerin mensubu olabileceği bir sıfattır.
Gözünü ateşten sakınmayanlardır gazeteciler. Büyük insan Nazım Hikmet gibi.
Değerli okurlar on yılı aşkın Aydın 24 Haber sitesinde haftada bir defa günün önemli olayları hakkında görüşlerimi yazıyorum. Yazmaya çalıştım. Hep doğru ve dürüst olmaya çalıştım.
Bazıları, gücü elinde tutandan aldığı cesaretle ve ona bağlı olarak karşı tarafa saldırırlar.
Bunların neresinden tutarsan tut mutlaka kirlenirsin.
Çünkü bir yazarımızın dediği gibi bu beslenen yalakaların “beslendikleri yalak, gıdaları ise yaldır.”
Behram Ataol derki:
Yalan dolan yazıp çizen
Güçlüye övgü düzen
Dün ben dinsizim diye gezen
Bugün Müslüman olmuştur.
Siyasetçilerin ve liderlerin her yaptığına alkış tutan onunla ağlayıp onunla gülen, takla güvercinler gibi liderin önünde takla atanlar, kraldan fazla kralcı olanlar cellât ve akbabalara benzemektedir.
Bazı yerel gazetelerde bir şahsı veya kurumu hedef alan çok ağır gerçek dışı yazılar yazılıyor.
Yıllarca kişi veya kurum hakkında yazdığı bu ağır ithamlar ve suçlamaları bir bakıyorsunuz ki bundan vazgeçerek o kişi veya kurum hakkında bu defa methiler diziyorlar. Eleştirdiğin kişi bu kadar iyiydi senelerce neden ağır eleştiride bulundunuz. Şimdi hiç sıkılmadan nasıl methiler yazıyorsunuz. Gerçekten gazetecilik açısından utanılacak bir durumdur
Bir kooperatif başkanı hakkında soruşturma açılmış başkan bunu hiç önemsemiyordu. Kendisine bu durumu "gazeteciler ve basın duyarsa bunları yazarlar o zaman zor duruma kalırsın" dedim. Başkanın “Benim hakkımda yazı yazamazlar yazmak isteyeni yanıma çağırır cebine iki yüz lira koyarım o iş kapanır” şeklinde verdiği cevap inanın kanımı dondurdu.
Bu tipler gurur ve onur duydukları işlerinin yalakalık değil görevleri olduğunu sanırlar.
Bunlar medyada ve televizyon programlarının başındadır.
Yalakalar dönekler çıkarcılar çevremizde pek çoktur
Çok sevdiğim bir anonim dörtlük var.
Namert sofrasında balı yemeden
Cömert sofrasında yala razıyım
Teberru ile ipekli giymeden
Kendi kazandığım çula razıyım.
Yine çok sevdiğim bir söz:
“Kişilikli ayakta durmak, diz üstü onursuz yaşamaktan daha iyidir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.