Metin AKOĞLU
Güneş Batı’dan doğuyor!
İnsan ve insanlık için en iyisi olanın değil, en kanlı olanının yaşandığı günlerdeyiz.
İsrailli bir bakan, Gazze’ye nükleer silah atalım bile diyebildi.
Rüzgâr, Akdeniz’den estiğinde, kendisinin de zarar görebileceği bilgisinden yoksun narsist yaratıklar…
Değerlerin olduğu, yaşandığı ve korunduğu devlet ve yönetim sistemlerinin, politikacılar eliyle nasıl yaşanmaz hale getirildiğini dayatarak bize öğretiyorlar.
Bu siyasi figürler, içinden çıktıkları topluma; ülkesi için en iyi reçete yazacak doktorun kendisi olduğunu iddia ederek iktidar olabiliyorlar.
Yönettiği ülkeyi mutlu eden, refahını artıran, yakın ve uzak komsularıyla iyi ilişkiler kurup barış içerisinde yaşamayı ilke edinmiş ve ortak değerler üzerinde uzlaşabilen örnekleri olduğu kadar; kavgayı, hasmane tutum davranışları, kan ve gözyaşını da mutluluk içine soslayanlar da yok değil
Yunanlı Ezop (Aisopos), “Bütün Masallar” kitabının “acemi doktor” bölümünde şöyle dalga geçmiş.
“Çok hasta bir adam derdine çare bulabilmek için birkaç doktora gitmiş. Hepsi durumunun zor olduğunu, ama sonunda iyileşeceğini söylerken biri öleceğini söylemiş. “Önümüzdeki hafta aramızda olmayacaksın, onun için yarım bıraktığın işleri bitirmeye bak” demiş. Bir süre sonra adam iyileşmeye başlamış ve ayakta durabilecek hale gelince sokağa çıkmayı başarmış. Biraz yürüdükten sonra acemi doktorla karşılaşmış. Doktor zayıflamış olmasına rağmen onu tanımış ve sormuş. “Hey sen, öbür dünyada ölüler nasıllar?” diye sormuş. “Unutma suyunu içmişler, artık dertsizler (Antik çağda Yunanlılar, öbür dünyaya göç eden ölülerin “unutma suyu” içtiklerine ve arkada bıraktıklarını artık hatırlamadıkları için geri dönemediklerine inanırlardı.),” diye cevap vermiş adam. “Ama öbür dünyadaki tanrılar, insanları iyileştirdikleri ve ölmelerine engel oldukları için kızgınlar. Bütün doktorların bir listesini yapıyorlar. Aralarına seni de yazmak istediklerini görünce ayaklarına kapanıp bir yanlışlık olduğunu, senin doktor olmadığını, sana boşu boşuna bu sıfatın verildiğini söyledim.”
İşte Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren ve 1996’dan bu yana, fasılalarla İsrail ve bölgenin değişmez hükümet tabibi olan Netanyahu ve ameliyat ekibi, uyguladığı tedavi yöntemleriyle lokal bir savaşı, bölgeye yaymaya çalışıyorlar.
Ilımlı İsrail vatandaşları da bu gidişattan rahatsızlar ve nefret içindeler, aşırılık ve uzlaşmamaktan dolayı çok üzgünler…
Sabra ve Satila’da 5 bin Filistinliyi katleden, yolundan gittiğin Ariel Şaron, kurtlanarak ölmüştü…
En iyi doktorlar ve en seçilmiş güvenlikçiler senin de akıbetine engel olamayacaklar.
İzak Rabin, uzlaşmacı ve iki devletli çözümü destekleyen bir başbakandı ama Netanyahu ‘ya sempati besleyen bir fanatik tarafından katledilmişti.
Neticede öldürülen bir başbakandı.
İsrail’de bir şeyler mi olacak korkusudur ki Netanyahu ’ya iktidar yolunu açmıştır.
Siyaset mühendisliği…
Şimdi savaşın 50. günü, Ilımlı İsrailliler ile Gazze direnişini ve Filistin davasına sahip çıkan batılı destekçilerin zorlamasıyla lütfedip savaşa dört gün ara verdin.
Yıkılan enkaz altında kalan ölülerin çıkarılıp definlerinin yapılması kadar kutsal başka ne olabilir?
Araya, senin de ihtiyacın vardı.
Verilen ara ile yeniden durum değerlendirmesi yaparak, savaş planlarını revize etme fırsatını da yakalamış olacaksınız.
Tamam mı, devam mı?
Sizinle beraber olan, size sınırsız destek ve öldürme hakkı tanıyan ABD ve Avrupa’nın beklediği İsrail galebesi gerçekleşmedi, gerçekleşmeyecek.
Ortadoğu’da hasım olarak kabul ettikleriniz, çok önemli sonuçlar elde ettiler.
Hamas, kafesinizle birlikte yüreğinizin de zayıf olduğunu ortaya çıkardı. Bu da hasımlarınızın yeni stratejiler geliştirmesine katkı yapacaktır.
Soykırıma maruz kalan Gazze halkının savaşarak direnmesi, Filistin meselesine olan desteğin artmasına neden oldu.
Orantısız güçler birliğine karşı, kutsal bir direniş olarak kabul görmeye başladı.
Vicdan sahibi merhametli insanların da var ve çok olduğunu gördük.
İnsanlık, uzun süreden beri insani bir konuda, bu denli bir tepki ortaya koymamıştı.
Buradan geri dönüş yok ve mutlaka sonuç alınacaktır.
İspanya, Belçika, Norveç, İskoçya, Meksika, Venezuela, Kolombiya ve Brezilyalı siyasilerinin çıkışları etili olmaya devam ediyor…
Avustralya başbakanının, “her Filistinlinin hayatı, her İsraillinin hayatı gibi önemlidir” dedi ve İngiltere ve ABD baskılarına rağmen, İsrail’e ziyaret etmeyeceğini açıklamıştır.
Caddeler, meydanlar ve merkezi metro istasyonlarında toplanan insanlar, ellerinde Filistin bayrakları olduğu halde günlerce sürdürdükleri savaşı durdurun protestoları, büyük ses getirdi.
Ne yazık ki İslam dünyası geride kaldı ve birkaç ülke hariç aynı cesaret ve duyarlılığı gösteremediler.
Batı’daki Gazze yanlısı gösteriler şaşırtmaya devam ediyor.
Bu, BM’nin, ABD’nin ve Avrupa Komiserlerinin yapamadığını yapan insanların başarısıydı.
Canı yanan Gazzeliler için kendi canlarının da yandığını gösteren insanların öyküsüydü…
Şimdi Güneş Batı’dan doğuyor!
Batının duyarlı ve merhametli insanları, kendi siyasilerine rağmen bağımsız ve özgür Filistin devletini vicdanlarda ilan ettiler…
Tanıdılar…
Filistin, yıkım ve soykırımla gelen kitlesel ölümlere rağmen kazandı.
Avrupa’da seçimleri kazanmak isteyecek Makron, Schulz ve diğerleri, ülkelerinde oluşan halk muhalefeti karşısında, Netanyahu ’ya olan desteklerini birer birer çekecekler ve İsrail’de barışı savunan bir iktidarın iş başına gelmesinin önünü açacaklardır.
Netanyahu da “Pirus” zaferinin kazananı olarak tarihteki yerini alacaktır.
Hamas ise Parlamentosu, bayrağı, serhatları ve basılı parası olan bir Filistin’in meşru temsilcisi olma başarısını elde edecektir.
Acıları ve bedelleriyle,
Buruk ama mağrur…
BM’de söz ve oy hakkı olan bir Filistin geliyor.
Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyarak soykırımın taşlarını döşeyen Trump, Biden, Avrupa’nın Nazi artığı liderleri, Netenyahu ve aşırılık yanlıları kaybettiler.
Ilımlı, barış içinde iki devletli çözümü destekleyen İsrailliler de “arının bal içinde inlediği” gibi acı çekerek kazananlar olacaktır.
Netenyahu ’ya gelince;
Akıbeti çok seçenekli görünüyor.
Ya savaş suçlarından Lahey’de yargılanacaktır.
Ya evladını kaybetmiş bir baba kurşunu ile suikasta kurban gidecektir.
Ya da İsrail Yüksek Mahkemesi tarafından görevden alınarak, Akabe Körfezindeki Eliat şehrinde misafir edilecektir.
5 yıldızlı rehabilitasyon merkezleriyle ünlü turistik bir merkez olan Eliat, ruhsal ve psikolojik davranış bozukluğu gösterenler için pembe odalarıyla da ünlüdür.
Herkes kendi yerine…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.