Metin AKOĞLU
Filistin’den AB’ye mesaj var!
Gazze’de soykırım yapılıyor.
Filistinlilerin Osmanlı’yı arkadan vurduğu yönündeki dur durak bilmeyen İsrail yanlısı yayınlar, sosyal medya üzerinden Türk Halkına pompalanıyor.
Beş kabile reisini yanına çeken İngiliz’in ajandasını, o günkü Arap halkı nereden ve nasıl bilecek?
Filistinli Arap Halkı bu işin neresindedir?
Gerçek olsa da bunun bir affı olamaz mı?
Osmanlının bakiyesi 85 milyonluk Türkiye Cumhuriyeti, bunu görmezden gelemez mi?
Siz hiç hata yapmadınız mı?
Cezayir bağımsızlık savaşı verirken, BM’de parmaklar hep Fransa’dan yana kalkmadı mı?
8. Cumhurbaşkanı rahmetli Turgut Özal, bunun düzeltmesini yapmak ve özür dilemek için Cezayir’e gitmedi mi?
O düzeltmeyi yapan akıl; Azerbaycan halkını ve devletini, onlar Şia’dır diyerek görmezden gelmedi mi?
Onun da düzeltmesi, 44 gün savası ve Karabağ’ın tamamen geri alınması safhasında; Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yapılmadı mı?
FKÖ’nün lideri Yasser Arafat ölmeden 6 ay önce, “Biz Osmanlıya yaptığımız ihanetin bedelini ödüyoruz” demişti.
Daha nasıl özür dilenecek; bütün Filistinliler amuda mı kalksın?
İki Alman gemisini Karadeniz’e geçirerek dünya savaşına girmedik mi?
Alman generalleri istedi diye Sarıkamış faciasını yaşamadık mı?
Bunları sineye çeken bu millet değil mi?
Yunanlılar, Polatlı’ya kadar giderken de dönerken de yakıp yıkmalar, tecavüzler yaşanmadı mı?
Onları unutup sirtaki oynayan Dışişleri Bakanları görmedik mi?
Yunan’ı affedeceksin ve hatta NATO’ya yeniden girişine evet diyeceksin, NATO’dan müttefikin Biden’in, Ermeni “soykırım” tokadını yiyeceksin, sonra da Filistinliler bizi arkadan vurdu onlara af yok, onlara hain diyeceksiniz.
Geçin bunları…
Ortada, mazlum bir milletin kendi kaderini tayin etme mücadelesi var ve orantısız güç karşısındaki bu acıyı, bu feryadı görmemek insanlığa yakışmaz.
Gazzeliler; her türlü malın, gıdanın, suyun, yakıtın İsrail tarafından kontrol edildiği açık bir cezaevinde yaşıyorlar.
Batı Şeria ve Kudüs’te yaşayan Filistinlilerin büyük bir kısmı da sistemle birlikte yaşamayı içine sindirmiş/uzlaşmış durumdalar.
Sayın Mahmut Abbas’ta dahil,
Filistinlilerin mücadelesi; sonradan gelen Yahudi yerleşimciler ve başkenti Kudüs olan iki devletli çözüm içindir.
Sen yardım etsen de etmesen de bu mücadeleyi veriyorlar ve verecekler…
İsrail’in hedefi de Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’ün tamamını Yahudileştirmektir.
Bu anlayıştan taviz veren ve Filistin ile uzlaşmak isteyen Başbakan İzak Rabin’i öldürdüler.
Başbakanlarını bile katleden Nazi artıkları…
Geride bıraktığımız kırk yıl içinde uzlaşmaz ve eli kanlı iki Firavun gördü o kutsal topraklar.
Beyrut’taki Sabra ve Şatila mülteci kampında yaşayan 5 bin Filistinliyi katlederek, Arafat ve savaşçılarını gemilerle Tunus’a süren; tarihe de “Beyrut kasabı” olarak geçen Ariel Şaron ve şimdiki Binyamin Netenyahu.
Tunus’un, Arap Baharının neden ilk basamak ülkesi olduğunu anladınız mı?
Netenyahu’nun taviz vermez/uzlaşmaz, baskı ve izole politikası, intifada ile cevap buluyordu ki 7 Ekim’de İsrail, en büyük kabusunu yaşadı.
FKÖ lideri Yasser Arafat’ın, benim generallerim dediği dünün sapan ile taş atan çocukları, geride kalan yıllar içinde kendilerini geliştirmişler ve eşi görülmemiş bir planlamayla, tatbikat yapıyormuş gibi operasyon gerçekleştirdiler.
İnanmış insan kadar tehlikeli silah yoktur kavramı, bir defa daha tescillendi.
Kaybedecek bir şeyi kalmayanların hikayesi…
Ördükleri duvarlar ve demir çitleri yıkıp geçtiler…
Demir kafes delindi ve İsrail’in karizması; 2006’dan sonra ikinci defa çizildi.
Hamas’ın saldırılarına cevap olarak İsrail’in, Gazze’ye yönelik başlattığı/başlatacağı saldırının nereye evrileceğini tüm dünya tartışıyor.
İsrail’in Gazze operasyonuna karşı Hamas’ın cevabı ne olur?
Lübnan’daki Hizbullah topa girer mi?
Suriye, İran müdahil olurlar mı?
Türkiye, Rusya, Çin, Pakistan ve bölgedeki Arap ülkeleri, serinkanlı olunması açıklamalarının ötesinde ne düşünüyorlar?
En önemlisi de bu çatışmalar, bölgesel/kitlesel bir savaşa dönüşür mü?
Türkiye, tavrını en baştan ve çok net ortaya koydu. Başkenti Kudüs olan iki devletli bir çözüm ile bölgeye barış ve istikrarın gelebileceğine dair vurgu yapıldı.
Aynı vurgu, Rusya ve Çin tarafından da…
ABD, Ortadoğu’daki İsrail kalesinin çökmesini istemiyor.
Bölgede kalabilmek için cepheyi genişletmek istediği muhakkak ama dünya da artık eskisi değil,
Çin, iki yıl önce İran ile 400, geçen hafta da Suriye ile 150 milyar dolarlık yatırım anlaşmasıyla birlikte, Stratejik Ortaklık belgesini imzaladı.
Rusya’nın da adı geçen iki ülke ile Stratejik Ortaklık anlaşması var.
İsrail; Gazze’den sonra elde edeceği psikolojik üstünlükle, Hizbullah sorununu da kökten bitirmek isteyebilir.
Hocası ABD olunca neden olmasın?
Bu, Lübnan’a savaş açmaktır.
O zaman da İran’ın müdahil olmaması düşünülebilir mi?
Bu durumda savaşın nereye evrileceğini kestirmek mümkün değildir.
Psikolojik baskı unsuru olarak Akdeniz’de uçak gemisi gezdirenler, yeni bir fil daha göndereceklerini açıkladılar.
Ortadoğu Halkları, Haçlı Seferlerine her zaman hazırlıklıdır.
Hizbullah, 1983 senesinde Lübnan’da ABD’ye unutamayacağı bir ders vermişti.
O zaman da ABD’nin, birden çok gemisi vardı.
New Jersey zırhlısı ve…
ABD’nin askeri karargâhı, Beyrut Havalimanı yolu üzerindeydi.
Beş ton TNT yüklü mamul bir kamyonun, bu karargâha çarptırılması sonucu 241 deniz piyadesi öldürülmüştü.
Operasyonu planlayan, İmad Mugnıyeh isimli Filistinli bir savaşçı.
Patlamanın hemen peşinden, Havalimanın iki mil kadar açığında bulunan New Jersey zırhlısı, 40 cm çapındaki 4 topu ateşlemeye başladı. Tamamen boş araziye yönelik ve psikolojik atışlardı. ABD, bu örtme atışları sayesindedir ki kalan askerlerini, Akdeniz’deki gemilere tahliye edebildi.
Büyükelçisini de alıp götürmüştü…
İmad Mugnıyeh kim?
Hizbullah’ın siyasi lideri Hasan Nasrallah’ın, en güvendiği alaylı bir komutanıydı.
2006’da yapılan İsrail- Hizbullah savaşında, İsrail’i yenen komutan olarak tarihe geçmişti.
Şimdi ABD, Lübnan’da bir insanın yaşamadığını bilse dahi, ağaç kovuklarından yeni İmadlar gelir korkusuyla tekrar Lübnan’a dönmeyecektir.
Canı çok fena yanmıştı.
Bu Filistin nefreti, oralardan geliyor!
Sonuç:
Kore, Vietnam, Afganistan, Irak, Suriye ve Afrika’nın tamamında milyonlarca sivilin ölümünü görmeyen, görmezden gelen, tarih ve kültür miraslarını yok eden kibirli Batı’nın insanlarına sesleniyorum.
Önce kendinizi sonra da siyasetçilerinizi terbiye etmeden bu kan ve gözyaşı durmaz, durmayacaktır.
Bu pis ve kirli soykırımın, sizin de canınızı yakacak sonuçları olabileceğini görmenizi bekliyoruz.
Sorum su;
Hastanelerin vurulmasına ve sivillerin öldürülmesine karşı mısınız? Değil misiniz?
O halde şimdi gözlerinizi kapatın; Varşova, Helsinki, Londra, Lizbon, Paris, Roma, Atina dairesi içinde yer alan tüm başkentlerin metro istasyonlarında; eş zamanlı bombalı eylemler yapıldığını düşünün.
Hepsi de evine işine giden/gelen masum ve sivil insanlar.
Isı, basınç ve parça tesirinden dolayı kolları yok, bacakları yok, kanlar içinde onlarca insan dizilmişler…
İkinci bomba olasılığı, ilk müdahale yapılmasını engelliyor. Kan kaybından ölecek insanları ayrıca düşünün…
Bunu dramatize etmek için yazmadım.
Gazze’de durum böyle değil mi?
Beş yüz librelik uçak bombaları kullanılıyor.
Bu korku neden?
Anne ve çocuğu yaralı vaziyette sedyede yan yana yatıyor. Konuşmadan ve sadece göz ile şükürler olsun ki yaşıyoruz dercesine, birbirini nasıl teselli ettiği görüntülerinden etkilenmediyseniz eğer siz, insan değilsiniz…
İsrail’e olan şartsız ve topyekûn desteğin, sonsuza kadar sürmesi beklenemez/beklenmemelidir.
İsrail’in, sivillerin üzerine attığı fosfor ve beş yüz librelik uçak bombalarını, orantısız bir şekilde kullanmasına seyirci kalan ve açıklama yapma nezaketi bile göstermeyen Avrupa Birliği Komiserleri ’ne sesleniyorum.
Sayın Ursula von der Leyen ve Sayın Charles Michel:
Medeni dünyanın temsilcileri olarak olaylardan sonuç çıkarmanızı bekliyoruz.
Sapan lastikli çocuklar, para motorlara evrildi. Su borusu ile demir kubbelerinizi deldiler. Bir adım ötesinin biyolojik/kimyasal silah olacağı, yıllar önce yapılan Dünya Fiziki Güvenlik (Physical Security Forum) oturumlarında dile getirilmişti.
Orta Çağ’da yaşadığınız veba, size bir şeyler hatırlatıyor mu?
Bu ateş, bir gün sizi de yakabilir.
Daha cesur olmalısınız.
Dünyada, Biden ve Netanyahu’nun dışında da liderlerin olduğunu gördüğünüzde; barış daha çabuk gelebilecektir.
Bir defa olsun insana ve insanlığa hizmet ettiğinizi görmek istiyoruz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.