Mehmet EROĞLU
Fıkra gibi ama tamamen gerçek
Değerli okurlar geçenlerde elime geçen ve okudukça içimi sızlatan bir yazıyı okumanız dileği ile köşeme aldım. Okuduktan sonra yorum sizlerin.
Küçük bir mahkeme salonunda savcı iddianameyi okumaya başladı..
“Sayın hakim, kitap kırmızı kapakla çıkmıştır ve adı Sınıf’tır. Bu nedenle TCK’nın 216. madde sine göre,(yani “halkın; din, dil, ırk, mezhep, sosyal sınıf veya bölge farklılığı açısından farklı özelliklere sahip bir kısmını, diğer bir kısmı aleyhine kin ve düşmanlığa ittiği gerekçesiyle suçludur. Gereğinin yapılmasını arz ederim."
Adam şaşkınlıkla etrafına baktı. Her şey ona şaka gibi geliyordu. Bir şiir kitabı için miydi tüm bunlar?
Bu mahkeme, bu savcı, yanında kendisini savunmak için duran avukat, hakimin önündeki yazman..
Öğretmendi, yıllarını okuldaki öğrencilerine vermişti.” Çocuklarım” diyordu onlara..
Kitabında da çocuklarını anlatmıştı zaten.
O halde neydi suç olan? Neden buradaydı?
Savcı devam ediyordu.
"Ama kitap kırmızı, üstelik adı da Sınıf.”
Şiirlerinden kesik kesik mısralar geldi adamın aklına…
“Yoklama defterinden öğrenmedim sizi, benim haylaz çocuklarım! “İsterken adam olmanızı çoğunuz semtine uğramaz oldu okulun palto, ayakkabı yüzünden, kiminiz limon satar, Balıkpazarı’nda kiminiz Tahtakale’de çaycılık eder.”
Buydu söyledikleri sadece..
Bu nedenle
Nazım Hikmet’in kitaplarından sonra ilk kez bu kitap toplatılmış ve yasaklanmıştı.
Yasaklanmıştı kitap,
Kapağının rengi kırmızı.
Adı da Sınıf’tı.
Beyninde zonklamaya devam ediyordu, yasaklanan kitabındaki şiirler..
“Benim bilgili, becerikli çocuğum, kalktığın zaman tahtaya yüzünün kızarması neden?
Ayağında sağlamca bir pabuç sırtında bir ceket yok diye mi?
Ne var bunda sıkılacak, utanmak bize düşer çocuğum!”
*
Birden herkes ayağa kalktı.
Hakim kararı açıklıyordu.
Hayatında ilk kez tutuklanıyordu adam.
6 ay hapiste yattı.
O zaman ki yasalara göre 6 aydan fazla hapiste yatan bir kişi öğretmenlikten çıkarılıyordu.
Adam tam tamına 6 ay hapiste yatmıştı. Ne bir gün fazla ne bir gün eksik.
Ama 6 aydan fazla yatmış gösterilip öğretmenlikten de atıldı.
Yılmadı, onlara güzel bir dünya kurabilmek için yazmaya devam etti.
Tutuklandı gene, işkenceye maruz kaldı, hatta yetmiş yaşında kendi köyünün halkı içinde gözleri bağlanarak elleri kelepçeli gözaltına bile alındı.
*
O adam kim mi?
Bu adam sizin romanlarını okuduğunuz,
Tiyatro ve filmlerini izlediğiniz Hababam Sınıfının yazarı Rıfat Ilgaz 'dır.
Şimdi bu okuduklarınıza da gülebilırsiniz.
Gülün doğal olarak.. Ama bir de sizden küçük bir isteğim olacak ...
Bu gerçek fıkrayı en az bir dostunuza duyurmak, iletmek için zaman ayırmanız..
Hababam Sınıfı'nın hatırına
Rıfat Ilgaz gibi değerlerimizi unutmayalım.. Unutturmayalım!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.