Ömer ERU
Ermeni tehciri yalanı (5)
Ermeniler işi o kadar ileri götürmüşlerdir ki ABD’deki eyalet okullarında Sözde Ermeni Soykırım iddialarını ders kitaplarına kadar koydurmuşlardır. Şimdi Türkiye ve Azerbaycan’ın dünyanın değişik alanlarındaki çıkarlarını elerinden geldiğince engellemeye çalışmaktadırlar.
Ermeniler, Türkiye aleyhine çalışmalarını Avrupa’da en fazla Fransa’da devam ettirmektedirler. Fransa asılsız soykırım iddiası hakkında ilk önce kanun çıkaran tek Avrupa ülkesidir. Artık Avrupa ülkeleri ülkelerinde soykırım iddialarını kabul etmeyenlere ceza verilmesi kanunları çıkarmaktadırlar. Avrupa ülkeleri işi o kadar saçmalığa vardırmışlardır ki İsviçre hükümeti soykırım olmadığını söyleyen Türk Tarih Kurumu başkanını gıyabında kendi ülkesinde yargılama cüretkârlığında bulunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşına sen soykırımı kabul etmiyorsun seni yargılayacağım. Eğer gelip İsviçre savcısına bu konuda ifade vermezsen yurtdışına çıktığın zaman yakalanıp hapse atılacaksın demektedir. Türkiye Cumhuriyeti Devletine açıktan meydan okumadır. O zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti de Dünyada soykırımı kabul eden herkes için hapsetme cezasını içeren bir kanun mu kabul etsin?
AB bile Türkiye’yi Birliğe üye olarak almak koşulu olarak Soykırım iddialarını kabul etme şartını ileri sürmektedir. Fransa’dan sonra, İtalya, Yunanistan Belçika, Polonya devletleri de bu asılsız iddiaları kabul etmişlerdir.1987 yılında Avrupa Parlamentosu da Türkiye’nin sözde soykırım iddiasını kabul etmesini Avrupa birliğine girmesinin Şartı olduğunu belirtmiştir. Bu isteğini de 2000 yılında Türkiye’nin ilerleme raporunda açıkça belirtmiştir. 2002 yılında Avrupa parlamentosu hazırladığı Kafkasya raporunda bu isteğini yinelemiştir.
Tüm bunlar Ermenilerin sözde Ermeni soykırımının kabul edilmesi için durmaksızın çalıştıklarını göstermektedir. İddiayı kabul eden ülkelerle Türkiye arasında ilişkilerde bir soğukluk olmaktadır. Ermeniler geçmiş tarihimize iftira attıkları gibi gelecekteki durumumuzu da kötü yönde etkilemektedirler.
Devletimiz elbette bu iddiaların asılsız olduğunu ortaya koymak için üzerine düşeni yapmaktadır. Örneğin Asılsız Ermeni iddialarıyla mücadele koordinasyon kurulu oluşturulmuştur. Yine 2001 yılında Avrasya Stratejik Araştırmalar merkezi bu konuda İngilizce dergiler çıkarmaya başlamıştır. Ermeniler 1071 yılında Türklerin egemenlikleri altına girmişlerdir. Türkler Ermenileri egemenlikleri altına almakla onları Bizans zulmünden de kurtarmışlardır. Ermenilere Askeri kademelerde ve devlet işlerinde görevler vermişlerdir. Fatih döneminde de Ermenilere din ve vicdan özgürlüğü tanınmıştır. Ermeni patrikliği kurulmuştur. Ermeni patriği ruhani reisleri atayabiliyor, dini ayinleri yasaklayabiliyor, kendi adamlarından paralar toplayabiliyor, hapis cezaları verebiliyor, nikah işlerini yapabiliyordu. Osmanlı devleti Ermenilere vergi muafiyeti tanımıştı. Osmanlı devleti ile bir sorunları yoktu. Osmanlı devletinin sadık milleti idi. Osmanlı devletinde rahat bir şekilde yaşamaya devam eden ermeniler1878-1879 Osmanlı Rus savaşında Osmanlı devletinin yenilmesinden sonra tutumlarını değiştirmeye başladılar Bundan sonra Osmanlı Devletine devamlı ihanet ve kalleşlik yapmaya başladılar.
Rusya kendi egemenliği altındaki Ermenistan devleti kurulmasını Osmanlı devleti ile arasında tampon bir alan oluşturması açısından önemsiyordu. Lenin 18 Aralık 1917 yılında Kafkasya komiseri Ermeni asıllı Stfan Salimyana yetki vererek 30 Aralık 1917 tarihli kararname ile Rus işgali altındaki batı ve güney Kafkasya’da Sovyetler birliğine bağlı bir Ermeni devleti kurma yetkisini verdi. Bundan sonra 27 Nisan 1920 de Ermenistan, Azerbaycan, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri ile Nahcıvan ve Karadağ özerk bölgelerini kurdurdu. Böylece Ermenistan sınırları belli bir devlet oldu.
DEVAMI 11 NİSAN ÇARŞAMBA GÜNÜ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.