Orhan ERDEM
Dostluk üzerine
Dostluk, kişilerin birbirlerine karşı sevgi ve saygı duygularıyla yakınlaşmasıdır. İki insan arasında yakınlık olabilmesi, sıradan bir olay değildir. Dost olacak iki kişi arasında bir antlaşmanın doğabilmesi için bazı niteliklere sahip olmaları gerekir. Bu nitelikleri taşımayanlar dost olamayacakları gibi, dost da edinemezler.
Dostluk, ancak fazilet sahibi iyi insanlar arasında gerçekleşebilir. İyi olmayan insanlar dost olamazlar. Bireyin iyiliğinin ölçüsü doğruluk, dürüstlük, adalet, mertlik gibi yüce duygulara sahip olma şartı vardır. Katıksız iyilik, erdemli kişilerde bulunur. Dostluğu hem doğuran, hem sürdüren erdemdir.
Dostluk, sürekliliği gerektirir. Süreklilik niteliği bulunmayan yerde, dostluğun sözü edilemez. Sürekliliği ancak kişilerin erdemliliği sağlayabilir. ‘’ Gerçek dostluklar ölümsüzdür’’ der Cicero. Ancak bu sürekliliği sağlamak da kolay değildir. Siyasal düşünceler çatışabilir, insanların huyları değişebilir.
Dostluk, her alanda uyuşmayı gerektirir. Her alanda uyuşmamış olanlar dost olamazlar. Düşüncelerinde, beğenilerinde, yaşayışlarında benzerlik olmayanlar uyuşma yerine çatışma doğururlar.
Her alanda uyuşmamış kişilerin dostluğu, yalancı bir dostluktur ve her yalancılık gibi günün birinde kırılıp dökülmek zorundadır.
Dostluk, sadakati gerektirir. Gerçek dostluklar ‘’pazara kadar değil mezara kadardır’’.
Talihin gözü kördür derler ama güler yüz gösterdiği kişilerin de gözlerini kör ettiği bir gerçektir. Onlar çok kere kendini beğenme ve dostunu hor görme duygusuna kapılabilirler. Kimilerinin, önceden erdemli insanlarken, yetki elde ederek mutluluğa eriştikten sonra değiştikleri, eski dostlarını hor görüp, yenilerine bağlandıkları görülebilir. Yetkileri ve parayla alınabilecek her şeyi elde edince, dostluklarını evrenin bu en değerli ve güzel süsünü feda etmelerinden daha budalaca ne olabilir? Dostluk, her güçlünün satın alamayacağı, sadece gerçek dostların sahip olduğu bir değerdir.
Dostluk, akıllılar arasında konuları sevgi, saygı ve ortak değerler üzerine kurulmuş bir anlaşmadır. Dosttan şerefli şeyler istemek, dost uğruna erdemli şeyler yapmak, dostluğun en kutsal yarasıdır.
Gelin sözü Gönüller Sultanı Mevlana’ya bırakalım:
“Dost, dostun gözünde yaşayan bir ruhtur.”
“Gel, ne olursan ol yine gel, İster kâfir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergâhı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel.”
“Dost gönülden bir bağdır.
Dostluk, ruhun birleştiği yerdir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.